26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Düceyil Muharebesi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Düceyil Muharebesi, Mengü Han'ın Şam ve Mısır genel valisi tayin ettiği Hülagu Han'ın komutanı 

Baycu Noyan ile Abbasi Halifeliği arasında yapılan ilk ve son meydan muharebesidir.

1251 yılında Büyük Han seçilen Mengü Han,  

yapılan kurultayda kardeşi Hülagu'yü Şam ve Mısır genel valisi tayin etmiş, Moğol İmparatorluğu'nun sınırlarını daha da genişletmeyi amaçlamıştır. Hülagu Han kurmuş olduğu muazzam büyüklükteki yaklaşık 120.000 ordusuyla Horasan, İran ve Irak üzerine yürüyerek bundan önce bölgede yapılan daha çok çapul ve ganimet elde etme amaçlı saldırıları daha çok kuvvetlendirerek tam bir hakimiyet sağlamayı başarmıştır. 

Mazenderan bölgesindeki Haşhaşiler'e karşı savaşarak bu tarikatı tarih sahnesinden silmiştir. Ordusunun Müslüman topraklarında savaşması nedeniyle, Haçlılar, Gürcüler ve Ermeniler'e elçiler göndermiş ve ordusuna asker takviyesinde bulunarak Hristiyan ittifakı oluşturmuştur.

Yolu üzerinde bulunan Hilafet topraklarını önce savaşmadan elçiler vasıtasıyla kendine bağlamak isteyen Hülagu Han, Abbasi Halife Mustasım Billah'a elçi göndererek Moğol İmparatorluğu'na bağlı vasallık teklifinde bulunmuştur. 

Veziri İbnü'l Alkami'nin kendisine yapmış olduğu baskılar nedeniyle bu isteği reddetmiş olan Halife, yaklaşmakta olan Moğol tehlikesine karşı Müslüman topraklarındaki hükümdarlara Cihat çağrısında bulunmuş ve başkent Bağdat'ta hazırlıklara başlamıştır.

27 Mart 1257 yılında genel anlamda Bağdat üzerine sefere çıkan Hülagu, kuşatma sırasında Bağdat için gelebilecek ordu veya birliklerin önünü kesmek adına ordusunu 3 kol'a bölmüştür. 

Sol kanadın komutasını Ketboğa'ya vererek Bağdat'ı güney yönünden kuşatmasını emretmiştir. 

Merkezi kendi komutasına alan Hülagu, sağ kanadın komutasını da Baycu Noyan'a bırakmıştır. 

Bu kol Erbil üzerinden Musul'a yürüyecek ve Bağdat'ı batı yönünden kuşatmaya alacaktır. 

Baycu aldığı emirle hemen harekete geçerek önce Erbil'e ulaşmış, daha sonra da Dicle Nehri'ni Musul yakınlarından nehir üzerine kayıklardan kurulu özel bir köprü vasıtasıyla karşı tarafa geçmiştir. 

Bu köprü Baycu oraya varmadan önce Musul Atabey'i Bedreddin Lülü tarafından kurulmuş ve Moğol ordusunun zaman kaybetmeden hareket etmesi sağlanmıştır. 

Baycu Noyan güneye inmeye devam ederek Tıkrit'e varmış ve burada, Hülagû'nün Hamedan'dan göndermiş olduğu takviye birliklerle kuvvetlenmiştir.

Kuzeyden yaklaşmakta olan Moğol kuvvetlerini durdurmak adına Halife Mustasım Billah, devletin mali işler sorumlusu Devatdar-ı Sağir Mücahidüddin Aybeg komutası altında 20.000 kişilik Kürt askerlerden oluşan bir kuvveti savaşa göndermiştir. Bağdat'ın kuzeybatısındaki Enbar mevkiinde iki ordu karşılaşmıştır.

Buka Timur komutasında ilerleyen bir öncü kol Abbâsî ordularıyla karşılaşmış ve ani bir vur kaç taktiğiyle geri çekilmeye başlamıştır. Mücahidüddin Aybeg bu geri çekilmeyi Moğol ordularının yenilgiye uğraması olarak sanmış ve düşman askerlerini takip etme emri vermiştir. Düceyil'e kadar geri çekilen Moğol ordusu, burada Baycu Noyan'ın kurmuş olduğu pusuyla Abbâsî ordularına şiddetli bir saldırıya başlamıştır. 

Gün batımına kadar süren çarpışmalarda iki tarafda birbirlerine üstünlük sağlayamayınca, ertesi gün devam etmek için oldukları yerde kamp kurmuşlardır.

Moğollar gece olunca savaştıkları alanda bulunan Düceyil Nehri üzerine kurulmuş olan bentleri yıkarak, Hilafet ordusunun arkasındaki ovayı sular altında bırakmışlardır.

Ertesi gün ani bir saldırıya geçen Moğol ordusu, Abbâsî ordularını bozguna uğratmıştır. 

Askerlerin birçoğu öldürülmüş, kaçanlar ise suda boğularak can vermiştir.

Sonuçları

Küçük bir kuvvetle canını kurtarmayı başaran Mücahidüddin Aybeg, yol boyunca sadırıya uğrayarak Bağdat'a büyük zorluklarla ulaşmıştır.[4] Başkente dönen Devatdar yakaşmakta olan tehlikeye karşı alınan tedbirleri yetersiz görmüş ve surların tahkim edilmesini hızlandırmaya çalışmıştır. Bu galibiyetle birlikte ilerleyişini sürdüren Moğol kuvvetleri, Bağdat'ın batı surlarını kuşatmaya alarak, şehre gelebilerek yardımcı kuvvetlerin önünü kesmiştir.

Vikipedi...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *