26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslam'ın Sancaktarı, Hz. Salim...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sevgili Peygamberimiz, ashabı ile otururken; "Şüphesiz insanlar içerisinde Allah'a yakın olan kimseler vardır, " buyurdu. 

Sahabiler;

''Ey Allah'ın Rasulü, onlar kimlerdir,  

diye sorunca Efendimiz, şu cevabı verdi;

''Onlar, Allah'ın dostu ve has kulları olan Kur'an ehlidir.''

Allah Rasulünden öğreniyoruz ki, insanların en hayırlıları; Kur'an-ı Kerim'i öğrenen ve öğretenler, onunla meşgul olanlardır.  

Bu kimseler "Sefere" adı verilen kerim ve itaatkar meleklerle birlikte olacaklardır.

Salim b. Ma'kil; insanların en hayırlılarından,  

Allah'a pek yakın olan, mü'minlerin tanıması, anlaması ve model alması gereken mübarek bir sahabidir. 

Allah, Kur'an-ı Kerim ile bazı insanları yüceltmiş, bazılarını ise, alçaltmıştır.

Hz. Salim, Kur'an'ın elinden tutup kaldırdığı, göklere yükselttiği, dünya ve ahiret saadeti bahşettiği çok bahtiyar bir kimsedir. 

O, Kur'an-ı Kerim ile tanışmadan önce pazarlarda alınıp satılan, hor ve hakir görülen zavallı bir köledir.

 

Zavallı Bir Köle:

Salim, İran'ın İstahr şehrinde doğmuştu.

Soylu ve zengin bir aileye mensup olan Salim,  

bir süre sonra ailesiyle birlikte Übülle şehrine göç etti. Ticaret ve ziraatla meşgul olan aile, bir baskın sırasında darmadağın oldu. 

Esir alınan Salim, Kelb kabilesinden bir adama köle olarak satıldı. 

Küçük çocuk, ailesinden çalınmış, meçhul ve acı bir maceraya doğru sürüklenmişti. 

Ticari bir meta olarak alınıp satıldı, birçok el değiştirdi. 

Beni Kurayza Yahudilerinden Sellam b. Cübeyr tarafından alınarak Medine'ye getirildi. 

Medine'de ise, Salim'i, Sübeyte binti Yuar adlı bir kadın satın aldı.

Sübeyte'nin öz oğlu gibi ilgi gösterdiği Salim'in yıldızı, Mekke'nin meşhur zenginlerinden Ebu Huzeyfe'nin Medine'ye gelişiyle parladı.

Ticari bir seyahatten Mekke'ye dönmekte olan Ebu Huzeyfe, Medine'ye uğradı ve burada Sübeyte ile evlendi. 

Ebu Huzeyfe Mekke'ye, memleketine giderken, yanında henüz evlendiği Medineli hanımı ve onun kölesi Salim de vardı.

İslam'ın nuru Mekke semalarını kapladığında, aydınlığa koşan ve hidayeti tercih edenlerin başında Ebu Huzeyfe ve ailesi geliyordu. 

Onun Müslüman oluşuna, babası Utbe b. Rebia,  

kız kardeşi Hind ve tüm Emevi hanedanı büyük tepki gösterdi. 

Ancak Muhammed aleyhisselam'ı tanıyan,  

Onunla birlikte namaz kılan ve huzuru elde eden bir kimsenin cahiliye karanlığına geri dönmesi artık mümkün değildi. 

Onun hayatını değiştiren ve ona güzellikler getiren İslam dinine, kölesi Salim de uzak kalamazdı.  

Ebu Huzeyfe, kendisi gibi Müslüman olan Salim'i azad etti ve onu evlat edindi. 

Artık Salim, Ebu Huzeyfe'nin oğluydu.

Efendimiz, bir zamanlar kölesi olup da azad ederek evlatlık edindiği Zeyd b. Harise'yi ne kadar çok seviyorsa Ebu Huzeyfe de Salim'i o kadar çok seviyordu. 

İslam davası uğrunda pek çok şeyden vazgeçen,  

hatta yerini yurdunu terk eden, gurbete, Habeş'e göç eden Ebu Huzeyfe, oğlu Salim'i bir an olsun yanından ayırmadı.

Ebu Huzeyfe, Salim'i o kadar çok seviyordu ki onu yeğeni Fatıma binti Velid ile evlendirdi.

Ebu Huzeyfe, Kureyş'in kabilecilik ve kibir putlarını kırıyor, üstünlüğün ancak takva ile olabileceğini gösteriyordu.

Mekkeli mü'minler, Allah yolunda hicret edip Medine'ye, Kuba kasabasına vardıklarında,  

onlara Ebu Huzeyfe'nin azadlısı Salim namaz kıldırdı. 

Bedir günü müşriklerden Umeyr b. Ebi Umeyr'i,  

Hz. Salim öldürdü.

 

Tevekkül:

Tebük Seferi sırasında bir ara Müslümanlar büyük bir panik yaşamış, askerler derin korkuya kapılmıştı. Yaşanan kargaşadan etkilenen Abdullah b. Amr b. As ne yapacağını bilemez bir haldeyken uzaktan Salim'i fark etti. 

Salim kılıcına sımsıkı sarılmış, sakin bir vaziyette beklemekteydi. 

Abdullah kendi kendine şöyle dedi:

''Gideyim de Bedir Savaşı'na katılmış şu salih kimsenin yanında durayım ve onun gibi hareket edeyim.''

Efendimiz, dışarı çıktığında,  bu iki sahabi dışındaki mü'minlerin, panik içindeki halini görünce öfkelendi. İnsanların yalnızca Allah ve Rasulünden korkması gerektiğini hatırlatarak, bu iki sahabiyi bütün orduya örnek gösterdi.

Salim, Kur'an-ı Kerim'i en iyi bilen ve en güzel okuyan sahabilerden biriydi. 

Kur'an-ı Kerim'i mushafta toplayan ilk sahabiydi. Peygamberimiz onu şu sözlerle anlattı:

''Kur'an'ı şu dört kişiden öğreniniz: 

Übeyy b. Ka'b, Muaz b. Cebel, Ebu Huzeyfe'nin azadlısı Salim ve Abdullah b. Mes'ud.''

Bir defasında müminlerin annesi Hz. Aişe evine gidiyordu. 

O sırada mescidden muhteşem bir ses yükseldi. Birisi Kur'an okumaktaydı. 

Hz. Aişe, okunan Kur'an'dan o kadar çok etkilendi ki eve gitmekte bir müddet gecikti. 

Eve vardığında Efendimiz, Hz. Aişe'ye gecikme sebebini sordu. 

Hz. Aişe şöyle dedi:

"Ey Allah'ın Rasulü! 

Mescidde bir adam Kur'an okuyordu. 

Ben Kur'an'ı ondan daha güzel okuyan bir kimse görmedim." 

Sevgili Efendimiz merak içerisinde mescide koştu, Kur'an okuyan sahabiyi görünce Hz. Aişe'ye şöyle buyurdu:

"Bu Salim'dir. Ümmetimin içerisinde bunun gibileri var eden Allah'a hamdolsun".

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *