26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Düşmanın Silahına, Aynı Silahla Karşılık Verin...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Mısır'ın fethinden sonra esir Memluk kumandanlarından Kayıtbay, Yavuz Sultan Selim'in huzuruna getirilmişti. 

Aralarında şöyle bir konuşma geçti; 

"Söyle bakalım Kayıtbay, cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?" 

"Cesaret ve kahramanlığım hala var ey Sultan! Yalnız, bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!" .

"Anlamadım!.." 

"Berberilerden biri, Venedik'ten top getirerek bize satmak istemişti de, Peygamberimizin,  

"ok ve kılıç kullanın" şeklindeki emrine aykırıdır, diye satın almamıştık. 

O satıcı bize, "Yaşayan görecektir ki, memleketiniz top yüzünden elinizden çıkacaktır" demişti. 

Meğer doğruyu söylemiş!" 

"Din kaidelerine böylesine bağlı idiniz de, Allah'ın, "Düşmanın silahına aynı silahla karşılık veriniz" emrine neden uymadınız? 

Bilmez misiniz ki, "Ok ve kılıç kullanın" demek, "Başka silah kullanmayın" demek değildir. 

O zaman o silahlar varmış, şimdi de bu silahlar var!" 

Kayıtbay başını önüne eğdi ve sustu.

***

4. MURAT VE DERİCİ:

Birgün 4. Murat, Sadrazamıyla birlikte tebdil-i kıyafet gezerken bir deri dükkanın önünde dururlar. 

Dükkan son derece kötü bir durumdaydı ve dericinin hali ise, içler acısıydı.

İhtiyar derici sandalyesini çekmiş dükkanın önünde oturmaktadır.

Padişah; Selamın Aleyküm derici der. 

Derici şöyle gelenlere göz atar ve hemen toparlanarak;

''Aleyküm Selam Ya Cihan-ı Serdar der''.

Padişah; Yazı Kışa hiç katmadın mı?

Derici; Kattım ama hiç bir şey tutturamadım der..

Padişah; Peki geceleri hiç çalışmadın mı?

Derici; Çalıştım ama el aldı der.

Peki der, Padişah sana bir kaz göndersem yolar mısın?

Derici; yolarım der hem de hiç bağırtmadan..

Padişah dericinin yanından ayrılarak saraya döner. Sadrazam dayanamaz..

Haşmetlim der, derici ile yaptığınız konuşmadan hiçbir şey anlamadım.

Padişah kızar, Sadrazama dönerek;

Sen nasıl sadrazamsın der ne demek bir şey anlamadım. 

Derhal o dericinin yanına gideceksin ve ne konuştuğumuzu anlayacaksın. 

Eğer anlamazsan tez zamanda kelleni vurdururum der.

Korkuya kapılan sadrazam soluğu dericinin yanında alır.

Derici, sadrazamın koşarak geldiğini görünce doğrularak,

Hoş geldin der.

Sadrazam, Çabuk bana Padişahla ne konuştuğunuzu anlat der.

Derici; Anlatırım ama bir kese altın vereceksin der

Sadrazam, kelle korkusuyla kabul eder ve sorar.

Söyle bakalım gelenin padişah olduğunu nasıl anladın?

Derici; 

Padişah kılık değiştirmişti ama yeleğini değiştirmeyi herhalde unuttu üzerinde öyle kıymetli deriden yapılmış bir yelek vardı ki o yeleği ancak padişahlar giyebilirdi.

Peki der sadrazam Yazı kış katmadın mı ne demek?

Derici, Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin der.

Sadrazam mecburen kabul eder.

Derici, Padişah yazı kışa katmadın diye sordu yani yaz kış çalışıp kazanmadın mı ki sen ve dükkanın bu haldesiniz dedi bende çalıştım ama hiçbir şey tutturamadım dedim

Peki der Sadrazam, Geceleri hiç çalışmadın mı? Diye sordu

Derici, Anlatırım ama bir kese altın daha vereceksin der.

Sadrazam biraz da kızarak kabul etmek zorunda kalır.

Derici, Yani padişah geceleri çalışıp çocuk filan yapmadın mı özellikle oğlun yok muydu sana yardım edecek demek istedi. 

Bende yaptım ama oğlum olmadı kızlarım oldu onları da elin oğlu aldı dedim…

Peki der sadrazam, Padişah sana bir kaz yollasam yolar mısın dedi, o ne demek?..

İhtiyar derici elindeki altın keselerini şöyle hafifçe havaya atıp tuttuktan sonra…

Eeeee.. Onu da artık sen anla sadrazamım demiş…

KAYNAK: Yeni Osmanlılar..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *