Medayin'in Fethi ve Irak arazisinde ilk cuma namazı...
Taberi Tarihlinde bu yıldaki olayları şöyle anlatır;
''Bu yıl Müslümanlar Bağdat şehirlerinden biri olup Medain'e yakın bir yerdeki Behürasir şehrine saldırdılar ve şehre girdiler.
Ardından da o zaman çok meşhur olan Medain şehirlerini fethettiler.
O zaman orada bulunan İran kralı Yezdecürd b. Şehriyar kaçıp canım kurtardı.
Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.) Behürasir denen İran imparatorunun bulunduğu şehre gelip konakladığında, insanları nehrin karşısındaki en son şehre geçirmek için gemiler istedi ise de bunlardan hiçbir şey elde etme imkanına kavuşamadı.
Zira İranlılar gemileri bağlamışlardı.
Öylece günlerce bekledi.
Nihayet İranlı iri kıyım adamlar Sa'd'ın yanına gelip ona nehrin geçidini gösterdilerse de o buradan böyle geçmeyi kabul etmedi.
Daha sonra Sa'd, Dicle'ye dalıp geçmeye karar verdi.
Müslümanlar da suya daldılar.
Ordunun çoğu peş peşe suya daldı ve suyun derin yerine geldiler.
Dicle simsiyah kesilmiş üzerindeki çer çöpü taşıyıp kenara atıyor gibi bir hale gelmişti.
İnsanlar suya dalıp yüzdüklerinde karş il aştıkları tehlikeye rağmen karada gidiyor gibi duruyorlardı.
Bu hiç hesap etmedikleri şey, İran ordusunda panik meydana getirmişti.
Birkaç saat çarpıştı iseler de, sonunda dayanamayıp bozguna uğradılar ve mallarının çoğunu terk ederek kaçıştılar.
Müslümanlar da bu bırakılanların hepsini ele geçirdiler, sonra da oradaki meşhur Beyaz saraya gelip kuşattılar.
Sarayda bulunanlar oraya sığınıp kale gibi kullanıyorlardı.
Daha sonra Müslümanlarla anlaşma yaptılar.
Denildiğine göre İran ordusu Müslümanların Dicle'ye dalıp yüzerek geldiklerini görünce;
"Vallahi biz insanlarla savaşmıyoruz, biz cinlerle çarpışıyoruz" diyerek bozguna uğradılar ve yenildiler.
Böylece Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.),
Beyaz saraya konakladı.
Oradaki tarihin en güzel eserlerinden biri sayılan Kisra'nın "Eyvan"ım cami edindi.
Eyvanda pek çok put vardı ve bunlar kireçle beton gibi dökülerek yapılmış olduğundan Sa'd onları oradan söküp atmak istediyse de gücü buna yetmedi.
Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.) Kisranın oturduğu tahtının olduğu yere gelince, Duhan süresindeki;
Nice bahçeleri ve pınarları, nice ekinleri ve kıymetli makamı, nice hoşlarına giderek yaşadıkları nimetleri terk ettiler." ayetini okudu.
Sa'd (r.a.) Beyaz saraya girdiğinde namazları dört rekat olarak kılmaya başlamıştı.
Bunun anlamı oradan daha ileri gitmeyip uzun süre kalmak istemiş olması idi.
İşte Irak arazisinde ilk kılman Cuma onların kıldığı Cuma olmuştu ki, tarih hicretin on altıncı yılının Safer ayını gösteriyordu.
Taberi devamla şöyle anlatır;
Sa'd Humus'unu beşte birlik devlet hissesini ayırdıktan sonra kalan ganimeti bölüştürdü.
Her süvariye on iki bin düştü ki, ordunun hepsi süvari idi.
Hz. Sa'd, Medayin şehrinin evlerini insanlara taksim etti.
İnsanlar da bu evlerde oturmaya başladı.
Sa'd (r.a.), bu arada devlete ait olan Humus'u toplayıp, İran imparatoruna ait olan elbiseler,
ziynetler ve kılıç gibi olan her şeyi bu Humus'a dahil etti.
Müslümanlar da;
"Şu kadife halının beşte dördünü almaktan vazgeçip tamamını Ömer'e göndermemize can-ı gönülden razı olur musunuz?,
O da onu alıp dilediği yere koysun da Medine halkı arasında böylece bir mevki kazansın, ne dersiniz?"
deyince; "Olur" dediler.
O da bu kadifeyi hiç bozmadan Hz. Ömer'e yolladı. Bu kadife halı 60 zira.
Bir zira' yaklaşık 60 cm'dir yek pare bir halı olup o günkü birim olan Cerib yani; 3600m büyüklüğünde idi.
Halıda resim şeklinde yollar, nehre benzeyen şekilde döşenmiş kıymetli taşlar vardı ve bunların aralarında inci yerleştirilmişti.
Bu nehrin iki yakası tıpkı ziraat arazisi gibi dokunmuştu.
Yerde ilk baharda yeni otlarını çıkarmaya başlamış araziler gibi altın saplar üzerine ipekten dokunmuş, çiçekleri de alim gümüş ve benzeri cevherlerle bezenmiş idi.
Hz. Ömer bu halıyı Medine halkına bölüştürdü. Bunlardan bir parçası Hz.Ali'ye isabet etmiş o da bu hissesini yirmi bin dirheme satmıştı.
Kisralarla, İranlılar ki, bunlar dinen Mecusi olup,
Irak ve Acemistan'da beş yüz yıla yakın bir süre idarede bulundular.
Onların ilk kralı Darya idi. Bu kral gayet uzun bir ömür sürmüştür. Denildiğine göre o krallıkta iki yüz yıl kral olarak kalmıştır.
Ashab-i Kiram Kisranın en meşhur binası sayılan Eyvan'ını ele geçirdiklerinde onu örten Örtüsünü yaktılar.
Bu örtüden işledikleri altından geriye tam bir milyon mıskal ağırlığında altın elde ettiler.
Medain; "Medine'nin" çoğulu olarak "şehirler" anlamına gelir. Orada o zaman yedi şehir vardı ki, bunların her birini Sasani imparatorlar! kendi adına yaptırmıştır.
