26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Medayin'in Fethi ve Irak arazisinde ilk cuma namazı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Taberi Tarihlinde bu yıldaki olayları şöyle anlatır;

''Bu yıl Müslümanlar Bağdat şehirlerinden biri olup Medain'e ya­kın bir yerdeki Behürasir şehrine saldırdılar ve şehre girdiler. 

Ardın­dan da o zaman çok meşhur olan Medain şehirlerini fethettiler.

O zaman orada bulunan İran kralı Yezdecürd b. Şehriyar kaçıp canım kurtardı.

Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.) Behürasir denen İran imparatorunun bu­lunduğu şehre gelip konakladığında, insanları nehrin karşısındaki en son şehre geçirmek için gemiler istedi ise de bunlardan hiçbir şey elde etme imkanına kavuşamadı. 

Zira İranlılar gemileri bağlamışlardı. 

Öy­lece günlerce bekledi. 

Nihayet İranlı iri kıyım adamlar Sa'd'ın yanına gelip ona nehrin geçidini gösterdilerse de o buradan böyle geçmeyi kabul etmedi. 

Daha sonra Sa'd, Dicle'ye dalıp geçmeye karar verdi. 

Müslümanlar da suya daldılar. 

Ordunun çoğu peş peşe suya daldı ve suyun derin yerine geldiler. 

Dicle simsiyah kesilmiş üzerindeki çer çöpü taşıyıp kenara atıyor gibi bir hale gelmişti. 

İnsanlar suya dalıp yüzdüklerinde karş il aştıkları tehlikeye rağmen karada gidiyor gibi du­ruyorlardı.

Bu hiç hesap etmedikleri şey, İran ordusunda panik meydana getir­mişti. 

Birkaç saat çarpıştı iseler de, sonunda dayanamayıp bozguna uğradılar ve mallarının çoğunu terk ederek kaçıştılar. 

Müslümanlar da bu bırakılanların hepsini ele geçirdiler, sonra da oradaki meşhur Beyaz saraya gelip kuşattılar. 

Sarayda bulunanlar oraya sığınıp kale gibi kullanıyorlardı. 

Daha sonra Müslümanlarla anlaşma yaptılar.

Denildiğine göre İran ordusu Müslümanların Dicle'ye dalıp yüzerek geldiklerini görünce; 

"Vallahi biz insanlarla savaşmıyoruz, biz cinlerle çarpışıyoruz" diyerek bozguna uğradılar ve yenildiler.

Böylece Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.),  

Beyaz saraya konakladı. 

Oradaki tarihin en güzel eserlerinden biri sayılan Kisra'nın "Eyvan"ım cami edindi. 

Eyvanda pek çok put vardı ve bunlar kireçle beton gibi dö­külerek yapılmış olduğundan Sa'd onları oradan söküp atmak istediyse de gücü buna yetmedi.

Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.) Kisranın oturduğu tahtının olduğu yere gelince, Duhan süresindeki; 

Nice bahçeleri ve pınarları, nice ekinleri ve kıymetli makamı, nice hoşlarına giderek yaşadıkları nimetleri terk ettiler." ayetini okudu.

Sa'd (r.a.) Beyaz saraya girdiğinde namazları dört rekat olarak kıl­maya başlamıştı. 

Bunun anlamı oradan daha ileri gitmeyip uzun süre kalmak istemiş olması idi. 

İşte Irak arazisinde ilk kılman Cuma onların kıldığı Cuma olmuştu ki, tarih hicretin on altıncı yılının Safer ayını gösteriyordu.

Taberi devamla şöyle anlatır; 

Sa'd Humus'unu beşte birlik devlet hissesini ayırdıktan sonra kalan ganimeti bölüştürdü. 

Her süvariye on iki bin düştü ki, ordunun hepsi süvari idi.

Hz. Sa'd, Medayin şehrinin evlerini insanlara taksim etti. 

İnsanlar da bu evlerde oturmaya başladı. 

Sa'd (r.a.), bu arada devlete ait olan Humus'u toplayıp, İran imparatoruna ait olan elbiseler,  

ziynetler ve kılıç gibi olan her şeyi bu Humus'a dahil etti. 

Müslümanlar da;

"Şu kadife halının beşte dördünü almaktan vazgeçip tamamını Ömer'e göndermemize can-ı gönülden razı olur musunuz?,  

O da onu alıp dilediği yere koysun da Medine halkı arasında böylece bir mevki kazansın, ne dersiniz?" 

deyince; "Olur" dediler. 

O da bu kadifeyi hiç bozmadan Hz. Ömer'e yolladı. Bu kadife halı 60 zira. 

Bir zira' yaklaşık 60 cm'dir yek pare bir halı olup o günkü birim olan Cerib yani; 3600m  büyüklüğünde idi. 

Halıda resim şeklinde yollar, nehre benzeyen şekilde döşenmiş kıymetli taşlar vardı ve bunların aralarında inci yerleştirilmişti. 

Bu nehrin iki yakası tıpkı ziraat arazisi gibi dokunmuştu. 

Yerde ilk baharda yeni otlarını çıkarmaya başlamış araziler gibi altın saplar üzerine ipekten dokunmuş, çiçekleri de alim gümüş ve benzeri cevherlerle bezenmiş idi. 

Hz. Ömer bu halıyı Medine halkına bölüştürdü. Bunlardan bir parçası Hz.Ali'ye isabet etmiş o da bu his­sesini yirmi bin dirheme satmıştı.

Kisralarla, İranlılar ki, bunlar dinen Mecusi olup,  

Irak ve Acemistan'da beş yüz yıla yakın bir süre idarede bulundular. 

Onların ilk kralı Darya idi. Bu kral gayet uzun bir ömür sürmüştür. Denildi­ğine göre o krallıkta iki yüz yıl kral olarak kalmıştır. 

Ashab-i Kiram Kisranın en meşhur binası sayılan Eyvan'ını ele geçirdiklerinde onu örten Örtüsünü yaktılar. 

Bu örtüden işledikleri al­tından geriye tam bir milyon mıskal ağırlığında altın elde ettiler.

Medain; "Medine'nin" çoğulu olarak "şehirler" anlamına gelir. Orada o zaman yedi şehir vardı ki, bunların her birini Sasani imparatorlar! kendi adına yaptırmıştır. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *