25 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Şeytanın Boynuzu...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ebu Hureyre (ra)'dan rivayet edildigine gore, Resulullah (sav) şöyle buyurdu;

''küfrün başı, hicaz'ın doğu tarafındadır''.

(Buhari)

Ebu Hureyre (ra)'dan rivayet edildigine göre, Resulullah(sav); 

''Peygamberimiz Hicaz'ın doğusunu işaret ederek, işte buradan fitneler gelmistir, gelecektir''.

(Kenzü'l-Ummal)

İbn. Ömer (ra)'dan rivayet edildigine göre, Cenabı Peygamber (sav); 

''Ey Allah'ım! 

Şam'ımızı bize hayırlı ve uğurlu kıl. 

Allah'ım Yemen'imizi de bize hayırlı ve uğurlu kıl'' buyurdu. 

Orada bulunan Ashab-ı Kiram;

''Necd'imizi de Ya Resulullah''dediler.

Hazreti Peygamber (sav)'de tekrar; 

''Allah'ım! Şam'ımızı ve Yemen'imizi bize hayırlı ve uğurlu kıl'' dedi.

üçüncü defasında da; 

''felaket ve müsibetler,  

fesat ve dinsizlik orada Necid'dedır. 

Ve orada Karnuş-şeytan, ''şeytanın boynuzu'' doğacaktır.

(Buhari)

Son zamanlarda bütün araplara dokunacak ve her arap evine girecek büyük bir fitne olacaktır,  

bunların ölüleri cehennemdedir. 

(Ebu Davud)

''Necid'de bir şeytan zuhur edecek, onun fitne ve fesadından bütün arap yarımadası sarsılacaktır''

(ed-Dürerü's-Seniyye)

''Son zamanlarda bir kavim türeyecek,  

sizin babalarınızın duymadıkları şeylerle size hitap edecekler, onların sizinle ilgilenmelerinden ve sizi sapıtmalarından sakının''

(Ahmed İbn. Hanbel)

***

Müşriklerin Darünnedve'de Yaptığı 

Toplantı ve Necid'li Bir Şeyh'in Toplantıya 

Katılışı ve,

Allah Rasulü'nün Hz.Ebu Bekir İle Görüşmesi:

Kureyş müşrikleri, Mekke'den hicret eden Müslümanların Medine'de korunduklarını, tutunduklarını, Medine'li Müslümanlarla birleşip kuvvetlendiklerini görünce,  

Peygamberimiz'in de bir gün, onların başına geçeceğini ve kendilerine karşı savaşacağını düşünerek telaşa düştüler. 

Bu yolda tedbir almak üzere Rasulü Ekrem'in atalarından Kusay ibn-i Ka'ab'ın ''Darünnedve'' 

adını taşıyan konağında toplanmağı kararlaştırdılar. Kureyş'in ileri gelenleri, öteden beri önemli işleri, ancak bu konakta toplanıp konuşur ve karara bağlarlardı.

Kureyş müşrikleri, Peygamber Efendimiz'in işini konuşmak üzere kararlaştırılan günün sabahında Dârünnedve'de toplanmağa başladılar. 

Bu sırada, üzerine ağır elbise giyinmiş,  

cin fikirli, cingöz bir ihtiyarın kapıda dikilip durduğunu gördüler.

Ona; "Ya şeyh! Sen kimsin?" diye sordular.

O da; "Necid halkından bir ihtiyarım. 

Toplantı olacağını işittim. 

Toplantıda sizinle bulunup, konuştuklarınızı dinlemek, yerinde görmediğim görüşler olursa mütalaamı bildirmek istiyorum!" dedi.

"Olur, gir!" dediler. 

Necid'li de onlarla içeri girdi.

Müşrikler birbirlerine; 

"Bu adamın, işi, nerelere kadar götürdüğünü pek ala görüp duruyorsunuz. 

Biz, Vallahi, O'nun, kendisine uyan ve bizden olmayanlarla birleşerek, bir gün üzerimize yürümeyeceğinden asla emin değiliz!" dediler.

Bunun üzerinde görüş birliğine vardıktan sonra, alınacak tedbirleri düşünmeğe, düşündüklerini de aralarında konuşmağa başladılar.

İçlerinden Ebul Bahteri ibn-i Hişam; 

"O'nu, zincire vurarak hapse attıktan ve üzerine kapıyı kilitledikten sonra; 

O'ndan önce yaşayan şair Züheyr ve Nabiga'nın başlarına gelen akibet gibi,  

O'nun da başına gelecek olanı, ölümünü gözleriz!" dedi.

Necid'li şeyh; 

"Hayır, vallahi bu düşünceniz yerinde değildir. Andolsun ki siz, O'nu dediğiniz gibi hapsedecek olursanız, O'nun işi kilitlediğiniz kapının arkasından arkadaşlarına erişir, üzerinize yürürler, O'nu elinizden çekip alırlar. 

O'nun telkin ve propagandası ile çoğalarak bu işte size galebe çalarlar! Onun için, bu re'yiniz yerinde değildir. 

Siz, başkasına bakınız!" dedi.

Tekrar, düşünüp taşınmağa koyuldular.

İçlerinden Esved ibn-i Rebia; 

"O'nu aramızdan, memleketimizden sürüp çıkarırız. 

O, aramızdan çıksın da nereye giderse gitsin, bir şey olmaz. 

O'nu, aramızda bulmayınca biz de artık, O'nunla uğraşmaz, işlerimizi düzeltir, öteden beri olduğu gibi güzel güzel geçimimize bakarız!" dedi.

Necid'li şeyh; 

"Hayır! vallahi, bu düşünceniz de yerinde değildir. 

O'nun sözünün güzelliğini, yumuşaklığını,  

tatlılığını, getirdiği şeylerle insanların kalplerine hakim olup durduğunu görmüyor musunuz? 

Vallahi, siz, bu dediğinizi yapacak olursanız,  

O'nun, Arap kabîleleri arasına girerek, sözleriyle onlara hakim olup, kendilerini peşine takmayacağından, onlarla birlikte üzerinize yürüyüp, sizi memleketinizden uzaklaştırmayacağından,  

işinizi elinizden almayacağından, size istediğini yapmayacağından emin olamazsınız. 

Siz, O'nun hakkında bundan başka bir tedbir düşünün!" dedi.

Kaynak; Muhtasar İslam Tarihi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *