Kerbela...
Kerbela; Irak'ın bir şehri.
Bağdat'ın 100 km güneybatısındadır.
Hz. Hüseyin efendimizin döneminde;
''El-Kadiriye ve Şat-ül Fırat olarak da bilinirdi.'' Kerbela, ilinin başkentidir.
Müslümanlığın Şii ve Alevi mezheplerine göre Mekke, Medine ve Necef'ten sonraki en kutsal şehirdir. ''Kerbela Olayı'' burada cereyan etmiştir.
***
Döküldü masum kanı Kerbela yazısına
Çekildi okla kılıç Peygamber kuzusuna
Hangi müslüman dayanır bu yürek sızısına
Eser seher yelleri sanki matem havası
Ciğerleri sızlatır kuzuların yarası
***
Fatıma ana uyanmış Hüseynim diye ağlar
Abbas Abbas diyerek melekler kara bağlar
Kasım'ın sinesine saplanmış zalim oklar
Eser seher yelleri sanki matem havası
Ciğerleri sızlatır kuzuların yarası
***
Ali Asgar susuzdur uyku girmez gözüne
Uymuş asi insanlar bir Yezid'in sözüne
Bunlar nasıl bakacak Muhammed'in yüzüne
Eser seher yelleri sanki matem havası
Ciğerleri sızlatır kuzuların yarası
***
Ümmü Gülsüm oturmuş şehidlerin başına
Ali Ekber daha girmemiş yirmi yaşına
Zalim oklar saplanmış onun hilâl kaşına
Eser seher yelleri sanki matem havası
Ciğerleri sızlatır kuzuların yarası
***
Sebilci hüseyin efendi...
1894 yılında, İstanbul'da dünyaya gelen Sebilci Hüseyin Efendi, sadatdandır.
Dedesi, tarik-i uşşakiyye meşayinden Sadeddin Efendi amcası Hüsameddin Uşşaki Asitanesinin son postnişini Mustafa Hilmi Safi Efendi'dir...
Sebilci Hüseyin Efendi,
16 yaşında olmasına rağmen, Balkan Harbi'nin patlamasıyla askere alınmış ve harb esnasında da sebilcilik hizmetine devam etmişdir.
I.Dünya Harbi'nde ise,
Veled Çelebi'nin maiyyetinde, Mücahidin-i Mevlevi taburunun mıtrıbân sınıfında marş muallimliği yapmışdır.
Önce Halep'de sonra da Şam'da bu vazifesine devam eden Sebilci Hüseyin Efendi'nin 5 yıl süren askerlik hizmet, Kanal cephesinin düşmesi ile birlikte nihayete ermişdir.
Hem aileden hem de yetiştiği tekke muhitinden istifade ederek, Allah vergisi istidadını gün geçtikçe ilerleten Sebilci Hüseyin Efendi, amcası Mustafa Hilmi Safi Efendi sayesinde devrin en muktedir zakirlerinden ve musikişinaslarından dersler almışdır...
Dini musiki ve zikir usullerini, Bahariye Mevlevihanesi kudumzenbaşısı Şevki Efendi ve meşhur zakirbaşı Kasımpaşalı Cemaleddin Efendi'den, ladini musikiyi, Selanikli Ahmed Efendi ve Udi Abdi Bey'den meşketmişdir...
Tekkelerin açık oluğu dönemde sayısız tekkede zakirlik yapan Sebilci Hüseyin Efendi,
tekkeler kapandıktan sonra da zikrullaha devam eden Kasımpaşa'daki Ayni Ali Baba Tekkesinde, Tophane'deki meşhur Kadirihane'de ve Karagümrük'deki Nureddin Cerrahi Asitanesinde zakir olarak çok hizmet etmiş ve âşıkları cezbeye getirmişdir...
Tekkelerin kapatılmasına kadar zakirlik görevinden ayrılmayan Sebilci Hüseyin Efendi, bu dönemden sonra geçim sıkıntısı çekmiş ve zaruri olarak gazelhanlık yapmıştır.
Bazı gazelleri taş plaklara kaydedilmişdir.
1960'larda çekilen "Eski Boş Beşik" adlı filmde okuduğu "Ey benim ciğerpare yavrumu alan" diye başlayan hazin gazel çok ses getirmişdir...
Okuduğu mersiyeleri bu kadar müessir kılan şüphesiz başta kalbindeki Ehl-i Beyt aşkı olmakla beraber bir dönem talebesi olduğu Zakirbaşı Cemaleddin Efendi'nin bu sahadaki hocası Mersiyeci Yaşar Baba'dan müteselsilen gelen hususi tavır olmalıdır.
Hayatının son döneminde daha çok mevlidhan olarak anılan Sebilci Hüseyin Efendi, yaşlılığında sıkıntılı dönemler geçirmiştir.
1975 yılında Üsküdar'da yalnız yaşadığı evinin kapısı önünde hayata gözlerini yuman Sebilci Hüseyin Efendi, Üsküdar Yeni Valide Sultan Camii'nde sevenlerinin katıldığı kalabalık bir cenaze namazından sonra Karacaahmet Mescidi'nin arka kısmındadır...
