05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Çocuklara Kıymayın Efendiler...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

ÇOCUK bakım evlerine York Düşesi Sarah Ferguson ayna tuttu... Her olayda olduğu gibi yine yöneticilerimiz işin kolayını buldu: ''O zaten Türk düşmanı. Bizi AB'ye aldırmamak için de kulis yapıyor.''

Sanki o yurtlarda yaşananlar ilkmiş gibi...

Malatya SHÇEK Çocuk Esirgeme Kurumu'nda 3 yıl önce ortaya çıkan rezalet, günlerce manşetlerden düşmedi.

Şimdi ise bu rezaletleri ortaya çıkardığı için York Düşesi Sarah Ferguson'a ''teşekkür'' edeceğimize demediğimizi bırakmıyoruz. Sadece yurtlarda mı işkence var? Kesinlikle hayır. Türkiye'deki evlerin birçoğunda ''Saray'' örnekleri var. Sadece devletin yurtları mı. Özel yurtlarda yaşananları da görüyoruz. Az mı pencerelerden insanlar atıldı.

MECLİS'E BAK; TÜRKİYE'Yİ GÖR

İÇERİSİ de dışarısı da işkencehane... Çocuklar 4 yaşında dayakla tanışıyor. Gencecik bedenler işkencenin en ağırlarına maruz kalıyor. Kendi öz çocuğunu kızgın demirle dağlayan ana -babaları neden görmüyoruz?. Ailelerin yüzde 34'ünde fiziksel şiddet var. Çocuklara şiddet oranı ise yüzde 46... İki kadeh içtikten sonra eve dönen cani babaların yaptıklarını neden unutuyoruz? Meclis'in her toplantısında yumrukların konuştuğu, en ağır küfürlerin sarfedildiği Türkiye'de neyi tartışıyoruz.

Türkiye, ''Çocuk bayramı olan tek ülke'' olduğu gerekçesiyle böbürleniyor. Her 23 Nisan'da büyüklerimiz koltuklarına çocukları oturtup, cafcaflı laflar ederler. Ancak Türkiye'deki çocukların hali tek kelimeyle ''PERİŞAN..''

Türkiye'de çocuklarla ilgili yayınlanan rakamlar umut kırıcı.. Sokakta yaşamak, evden kaçmak, kaybolmak, terk edilmek, eylemlere katılmak, suç işlemek, suç mağduru ve şüpheli gibi nedenlerden dolayı polis tarafından haklarında işlem yapılan çocuk sayısı yüzbine yaklaşıyor.

'Çocuk annelerin' oranı da yüksek... 12-14 yaş arasında evli olan kız çocuklarının sayısı 20 bine yakın... Bunu kabul etmeyenlerin sonu ''töre'' denilip ya bir çukurda ölümle, ya da sığınma evlerinde son buluyor.

SHÇEK KORUMAYA MUHTAÇ

HER üç çocuktan biri sağlıklı beslenemediği için gelişme ve büyüme bozukluğu içinde. 4-18 yaşları arasında çocuk nüfusu içinde 1.1 milyon özürlü çocuk bulunuyor.

6-18 yaş grubundaki çalışan çocuk sayısı 6 milyon sınırını zorluyor. Bunların yüzde 30'u okula gitmiyor.

Tespit edilebilen rakamlara göre, sokakta barınan veya çalışan çocuk sayısı 25 binin üzerinde. Çocuklarda çalışmaya başlama yaşı 7'ye düştü.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) mevcut kapasitesi, korunmaya muhtaç çocukların tümüne hizmet vermekten çok uzak. Daha öncekiler ve son olarak da Saray ve Zeytinburnun'da yaşananlar bunun en açık delili.

SHÇEK'e bağlı 443 kuruluş, 35 bine yakın korunmaya muhtaç insanımıza hizmet veriyor. Daha doğrusu vermeye çalışıyor. Bu yurtlar için ayrılan bütçe ise gülüncün de ötesinde...

Büyük şehirlerde gaspa karışanlar arasında çocuklar önemli bir sayı oluşturuyor. Suç işlemekte 'becerikli' çocuklar ise, çetelerin gözbebeği. Bu çocukları kapışan çeteler arasındaki çocuk transferleri, polis kayıtlarına bile geçti. Suça itilen çocukların yüzde 25'inin bir sayfa bile kitap okumadığı, tek satır yazı yazmadığı belirtiliyor.

Suç örgütleri özellikle 12 yaşından küçük kız çocuklarını tercih ediyor. Kız çocukları hırsızlık ve kapkaç suçlarında kullanılıyor. Kız çocuklarının suça karışma oranı, erkek çocuklardan fazla.

SUÇLAMA HALLET...

MANZARA kısaca bu olduğu halde, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Ankara Saray Çocuk Esirgeme Kurumu ve İstanbul Zeytinburnu Rehabilitasyon Merkezi'ne girerek gizli kamerayla çekim yapılmasını sağlayan York Düşesi Sarah Ferguson'a tepki gösteriyor. Çubukçu, Ferguson'u art niyetli olmak, kraliyet ailesinin unvanından faydalanmak, kızına tahsis edilen koruma polislerini bile suiistimal etmek, ülkesinde yasak olduğu için yapamadığı gizli çekimi servis ederek infial yaratmaya çalışmakla suçladı.

''Efendim gizli kamerayla bu olayı belgelemek suçmuş.'' Sayın Çubukçu öyle buyurmuşlar. Peki mahkemelerde delil sayılmayan ve anayasa suçu olduğu halde Ergenekon'un özünü oluşturan telefon dinlemeleri suç değil mi? Yani hukuk her zaman işinize geldiği gibi kullanıyorsunuz?

Onlar da ayıp ediyorlar. Neden gelip de sinsi sinsi ve de gizlice ayıbımızı çekiyorlar? Adam gibi çekim yapalım deseler nasıl da göz boyardık değil mi? Tıpkı olayın ortaya çıkmasının ardından yurtta yapılanlar gibi. İşe bakın ki her şeyi güllük-gülistanlık yapmışlar ama çocukları bağladıkları ipleri unutmuşlar. Yani her şeyde olduğu gibi ipe dolanmışlar...

Devlete emanet edilen çocukların durumunu tartışıp ''onlar için ne yapılabiliriz''i konuşmak yerine gizli kameraya kızan bir zihniyetten ne beklenebilir? 14 yaşında kızlara tecavüzü meşrulaştıran adli tıp görevlileri ve de zihinsel engelli çocukları koruyamayan bir yönetim...

Bu rezaleti, utanmazlığı ortaya çıkaranlara kızacağımıza kendimize kızalım. Bu olaylar defalarca oldu. Demek ki cezası yok.

Bütün pisliklerinizi saklamaya alıştığımız için biri gelip ortaya çıkarınca kıyamet kopuyor.

Geleceğimizin teminatı çocuklarımıza işkencesiz bir dünya bırakabilirsek ne mutlu bize. Şairin dediği gibi '' Çocuklara kıymayın efendiler...Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsin ...''

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *