Hz. Lokman...
Kur'an'da kendisine hikmet verildiği bildirilen, peygamberliği tartışmalı bir din büyüğü.
Lukman kelimesinin İbranice veya Süryanice olduğu belirtilmektedir. (Alusi).
Kur'an'da Lokman'la ilgili bilgiler, aynı adı taşıyan surede onun iki defa ismen zikredilmesinden ve oğluna verdiği bazı öğütlerin naklinden ibarettir. (Lokman; 31/12-19).
Buna karşılık Cahiliye şiirinde ve kısas-ı enbiya başta olmak üzere bazı İslami kaynaklarda Lokman'a dair çeşitli rivayetler yer almakta ve bu rivayetlerdeki bilgilerin aynı adı taşıyan veya benzer niteliklere sahip farklı kişilere ait olduğu ve bunların birbirine karıştırıldığı ifade edilmektedir.
Gerçekte biri Kur'an'da zikredilen ve kendisine hikmet verilmesi sebebiyle Lokmanü'l-hakim diye maruf olan, diğeri ise, Arap şiirinde Lokman b. Ad olarak geçen iki kişinin mevcudiyeti yanında zaman içinde muhtelif kişilere ait çeşitli özellikler de bu isim etrafında toplanmıştır.
İslam'dan önce Araplar arasında uzun ömrü, bilgeliği ve darbımeselleriyle temayüz eden Lokman,
Cahiliye dönemi şiirlerinde Hz. Hud'un kavmine adını veren Ad'a nisbetle Lokman b. Ad olarak geçmekte, ancak İslami kaynaklarda bu zatın Kur'an'da zikredilen Lokman olmadığı belirtilmektedir.
(Cahiz).
Hz. Lokman'ın Kur'an'da örnek bir şahsiyet olarak takdim edilmesi, onun Arap toplumunca bilindiğini göstermektedir.
Rivayete göre Ad kavmi günahkarlıkları ve peygamberlerini dinlememeleri yüzünden kuraklıkla cezalandırılınca (Taberi) bu felaketten sadece Hud ve ona inananlarla yağmur duası için Mekke'ye giden, aralarında Lokman'ın da bulunduğu bir heyet kurtulmuştur.
İkinci Ad kavminin çekirdeğini oluşturan bu topluluk, yeni bir kuraklıktan korktuğu için başlarına geçen Lokman'la birlikte Sebe bölgesine göç etmiş, Me'rib Seddi de Lokman tarafından inşa edilmiştir.
Lokman'ın ne kadar yaşadığı konusunda farklı rivayetler vardır.
Bu rivayetlere göre Lokman, Allah'tan uzun ömür dilemiş, tercih kendisine bırakılınca Araplar'da uzun ömrün simgesi olan kartaldan hareketle yedi kartal ömrü kadar yaşamayı istemiştir (Taberi). Lokman'ın beş yüz altmış, bin, üç bin, üç bin beş yüz veya dört bin yıl yaşadığı nakledilmektedir.
Bu sebeple kendisine; ''Lokmanü'n-nüsur'', ''kartallar kadar uzun yaşayan Lokman'' denildiği gibi ''el-Muammer'' ''uzun ömürlü'' lakabıyla da anılmıştır. (Nüveyri).
Ebu Hatim es-Sicistani uzun ömürlüler arasında Lokman'ı Hızır'dan sonra ikinci sırada zikreder. Vefat ettiğinde Ahka-f'ta Hud peygamberin kabrinin yakınına defnedildiği söylenir (Vehb b. Münebbih). Yaku-t, onun mezarının Taberiye gölünün doğu tarafında veya Remle'de, bir rivayete göre de Yemen'de olduğunu nakletmektedir.
Lokman b. Ad hikmetli sözler söylemesiyle meşhur olduğundan Lokmanü'l-hakim diye de maruftur.
Hz. Peygamber'in Yemen'den gelen bir heyeti karşılarken onlara, ''İman Yemenli'dir, hikmet Yemenli'dir'' (Müslim) şeklindeki iltifatıyla
Lokman'ın Yemen'deki Ad kavmine mensubiyetine atıfta bulunduğu öne sürülmüştür.
Lokman'a pek çok darbımesel atfedilmektedir İmruülkays b. Hucr, Nabiga ez-Zübyani, A'şa, Lebid b. Rebia ve Tarafe b. Abd gibi şairler onun bu özelliğinden bahseder.
Cahiliye Arapları Lokman'la ilgili birçok kıssa biliyor ve kendisini hakim diye niteliyordu.
Bu özelliği Kur'an'da da vurgulanmaktadır.
(Lokman 31/12).
Eski Arap kıssalarında Lokman, Ad kavmine mensup bir kişi olarak takdim edildiği gibi İslami kaynaklarda İsrailoğulları'ndan biri olarak da gösterilmektedir.
Buna göre Lokman, Hz.Eyyub'un kız kardeşinin veya teyzesinin oğludur.
Hz. Davûd zamanına yetişip ondan ilim öğrenmiş, Davud peygamber oluncaya kadar fetva vermiş,
sonra da onun yardımcısı olmuştur. (Taberi).
Yunan filozofu Empedokles'in Lokman'dan hikmet okuduğu rivayet edilmektedir.
Lokman'ın İsrailoğulları'nın kadılarından biri olduğu, Hz. Davud veya Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında yaşadığı da öne sürülmektedir
(Alusi).
Rivayete göre Lokman'dan nübüvvetle hikmetten birini seçmesi istenince hikmeti tercih etmiş, hilafet Davud'a verilmiş, Lokman da ona vezir olmuştur (Kurtubi).
İkrime el-Berberi ve Şa'bi onun nebi olduğunu söylemekteyse de Katade b. Diame,
Mücahid b. Cebr gibi alimlere göre nebi değil hakimdir. (Taberi).
Kaynak: diyanet-vakf.
