25 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Emevilerin Sona Erişi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Son Emevi Halifesi II. Mervan döneminde 

Abbasiler denetiminde gelişen muhalefet,  

Emevi egemenliğini sarstı. 

Zab Muharebesi'nde Abbasilere mağlup olan 

II. Mervan devletinin yıkılışını önleyemedi. 

Emevi Devleti'nin yıkılışında Ebu Müslim Horasani de önemli bir rol oynadı. 

Sonunda 750'de Abbasilerin önderi,  

Ebu'l-Abbas Seffah, Emevi egemenliğine son verdi ve Emevi hanedanının yakalayabildiği bütün üyelerini öldürttü. 

Bu kıyımdan canını kurtarabilen I. Abdurrahman, İspanya'ya giderek, orada Endülüs Emevileri Devleti'ni kurdu.

Abbasiler, uzun süren bir propaganda dönemi ve 747'de açıkça başlayan savaş sonunda Emevi halifelerini 750'de Şam'dan atmışlardır. 

Abbasilerin ilk halifesi olan Ebu'l Abbas Seffah,  

bütün Emevi Hanedanı mensuplarının öldürülmesini emretmiştir. 

Bu Emevi katliamından kaçabilen 10. Emevi Halifesi, Hişam bin Abdülmelik'in torunu Abdurrahman, Endülüs'e sığınmış ve Kurtuba'da Endülüs Emevi Devleti'ni kurmuştur. 

Bu devletin sekizinci emiri olan III. Abdurrahman,  

929 yılında Bağdat'ta idare kuran Abbasi halifelerinin meşruluğunu kabul etmeyerek, kendisini Endülüs Emevi halifesi ilan etmiştir.

Emeviler dönemindeki devlet yönetimi sonraki İslam devletlerine örnek oluşturdu. 

Ömer döneminde ortaya çıkan divan adlı kurumu Emeviler daha da geliştirdi. 

Halifeler devlet işlerini vezirler aracılığıyla yürütmeye başladılar. 

Emevi toprakları eyaletlere ayrılarak yönetildi,  

ama eyaletler Şam'daki merkezi devlete bağlıydı. Emevi Devleti, İslam devleti olmaktan çok bir Arap devletiydi. 

Emeviler, Müslüman Araplar ile Arap olmayan Müslümanları birbirinden ayırıyorlardı; 

Arap olmayan Müslümanlara Mevali ''köle'' diyorlar 

ve devlet yönetiminden, ordudan uzak tutuyorlardı. Ayrıca müslüman oldukları halde cizye vergisi almaya devam ediyorlardı. 

Emevi Devleti'nin yıkılmasında en önemli etkenlerden biri, bu ayrımcılık oldu. 

Araplaştırma siyasetinin bir sonucu olarak Arapça devletin tek resmi diliydi. 

Devlet gelirleri, dinsel gereklerden kaynaklanan vergiler ile fethedilen yerlerden ve savaşlardan elde edilen ganimetlerden oluşuyordu. 

İslam tarihinde ilk altın para da Abdülmelik döneminde basıldı.

Emevi sanatı, özellikle mimarlık alanında gelişmişti. 

Emevi döneminden günümüze pek çok cami,  

saray, kale gibi yapılar kalmıştır. 

Emevi sanatı; Yunan, Bizans, İran'daki Sasani sanatından etkilenmiştir.

I. Velid döneminde Şam'da yaptırılan Emeviye 

Camisi ''ya da Ümeyye Camisi'', Emevi mimarlığının karakteristik özelliklerini taşır. 

Dikdörtgen planlı cami, eski bir Roma tapınağının temeli üzerinde yükselir. 

Yapı, dört büyük ayağın taşıdığı dört kemere oturtulan bir kubbeyle örtülüdür. 

Caminin kare planlı üç minaresi vardır. 

Avlusunu üç yandan iki katlı revaklarla çevrilidir. Emeviye Camisi, günümüze pek az örneği kalan zengin mozaik bezemeleriyle de dikkati çeker. 

Bu bezemelerde Yunan ve Bizans etkileri açıkça görülür. 

Kudüs'te sekiz köşeli Kubbetü's-Sahra da ''ya da Ömer Camisi'' Emevi mimarisinin önemli bir örneğidir. 

Emevilere karşı ayaklanan Abdullah bin Zübeyr, Mekke'yi ele geçirince, Halife Abdülmelik Muhammed'in namaz kılmış olduğu yerde, Müslümanların hac ödevini yerine getirmeleri için bu camiyi yaptırmıştır. 

Gene Abdülmelik döneminde Kudüs'te yapılan Mescid-i Aksa büyüklüğüyle dikkat çeker.

Emevilerin Suriye çöllerinde yaptırdıkları saray,  

köşk, kale gibi yapılardan günümüze çok azı ulaşmıştır. 

Lut Gölü'nün kuzey ucundaki Kuseyr Amra Köşkü, çevresi geniş surla çevrili bir alandadır ve salon ile hamamdan oluşur. 

Salonun duvarlarının Emevilerin askeri zaferlerini betimleyen resimlerle kaplı olması dikkat çekicidir. 

Bu resimlerde de Yunan ve İran etkisi görülür. 

Emevi sanatının bir özelliği de, duvar yüzeylerini hiç boş yer bırakmaksızın bezemekti. 

Şam'ın 200 km güneyinde kurulmuş tipik bir çöl sarayı olan Mşatta Sarayı, kulelerle güçlendirilmiş 

bir surun ortasında yer alır. 

Mşatta Sarayı'nın içinde de Yunan ve İran etkisi taşıyan zengin bezemeler vardır.

Emevilerden kalan bir başka yapı biçimi de bir tür han olan ribat idi. 

Bir surla çevrili olan ribatlarda odalar, ambar,  

ahır, sarnıç ve gözcü kuleleri bulunuyordu. 

Uzun yolculuklar sırasında konaklamak için kullanılan ribat, aynı zamanda küçük birer askeri üstü.

Vikipedi...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *