15 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kubbet-üs-Sahra...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kubbet-üs Sahra Kudüs'te Musevilerim Kudüs Tapınağı olarak isimlendikleri en kutsal binalarının bulunduğu ve bazan "Tapınak Tepesi" adını verdikleri bir tepenin üzerindeddir.

Kudüs'ün müslümanlar tarafından fethine kadar Harem-i Şerif tepesi yıkıntılarla dolu bir mevki olarak kaldı. 

Hatta Hristiyanlar zamanında taş ocağı ve çöplük olarak kullanılmıştı. 

Roma İmparatorluğu, Hristiyanlığı resmi din olsrak kabul ettikten sonra ve Bizans Imparatorluğu döneminde Filistin ve Kudüs Hristiyanlığın haç merkezi olarak kabul edilmiştir. Kudüs ve "Tapınak Tepesi" adı verilen Harem-i Şerif İsa'nın gezdiği yerlerden olan İkinci Tapınak yıkıntıları, Hristiyan hacılarının geldiği bir hac merkezi olmuştu. 

Bu yıkıntılar, "Beyt-i Makdis" olarak da anılmaktaydı.

614'de Kudüs Bizans Impartorluğu'ndan III. Yezdigirt hükümdarı olduğu İranlı Sasaniler Devleti eline geçmiştir.

Halife Ömer doneminde Sasaniler Devleti ile yapılan savaşlar sırasında Kudüs, 614 yılında ilk kez Müslümanlar eline geçmiştir. 

Halife Ömer Kudüs'e girdiğinde başpatriğe kendisini Tapınak Tepesine ''yıkık olan Süleyman mabedinin yerine'' götürülmesini rica etti. 

Bu mevki yıkıntı döküntülerle doluydu. 

"Ka'ab al-Ahbar" adındaki bir Musevi dönmesi müslüman, dinsel bilgilerinin yardımıyla Musevilerin nerede tapındıklarını gösterdi. 

Ömer tapınaktan geri kalanları buldu. 

Halife Ömer ilk olarak Beytü'l Makdis'ı ve Muallak Taşı'nın ''Sahra'' bulunduğu Harem-üs Şerif'i yıkıntılardan temizlemiştir. 

Sonra Sahra üzerinde "Sahra Mescidi" adı ile anılan Medine'de peygamberin mescidine benzer kamışta namazgah tarzında bir mescid yaptırmıştır. 

Ömer, 10.000 kişiyle birlikte tapınağın 70 yılında yıkılmasından sonra ilk kez bu yerde ibadet etti. Bu mescid, "Sahra Mescidi" adı ile anılmaktaydi

Günümüze gelen Kubbet-üs-Sahra binası Emevi Halifesı Abdülmelik bin Mervan, devrinde 687-691 yılları arasında inşa edilmiştir. 

Bu halife Sahra Mescidi'ni büyütüp yenileyerek Kubbet-üs-Sahra'yı yaptırmıştır. 

Birinci Haçlı seferi sonunda 1099'de Kudüs'ü Müslümanlar'dan aldıktan sonra Frenk Haçlılar tarafindan Kubbet-üs-Sahra "Augustinler" tarikatı kesişlerine verilmişltir. 

Bu kesişler, Kubbet-üs-Sahra binasında çeşitli değişiklikler yapıp binayı bir Augustin tarikatı manastırına ait olan Katolik Kilisesine çevrimişlerdir. 

Binanın kuzeyine Hıristiyan kesişler için hücreler ilave edilmiştir. 

Binanin kubbesine hac yerleştirilmiş ve kubbenin altındaki mağaraya ikonalar konulmuştur. 

Aynı mevkide bulunan Mescid-i Aksa ise,  

Haçlılar Kudüs Krallığı devlet sarayına dönüştürülmüştür. 

Bu binanın bir kısmı da Kubbet-üs-Sahra'yi Tapınak Şövalyeleri'ne merkez olarak verilmiştir. 

Tapınak Şövalyeleri bu binayı Süleyman Tapınağı olarak kabul edip buna atıfla isimlerini almışlardır.

1187'de Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethinden sonra Haçlılar döneminde yapılan değişikliklerin büyük bir kısmı kaldırıldı.

Tarih boyunca bölgeye hakim olan Müslüman hükümdarlar Kubbet-üs Sahra'ya büyük saygı göstermiş, binanın bakımı ve tamiri ile yakından ilgilenmişlerdir. 

Kubbet-üs Sahra Eyyubi ve Memluk Sultanları tarafından çeşitli tarihlerde tamir ettirildi. 

Bölge, Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı topraklarına katıldı. 

Kanuni Sultan Süleyman, Kubbet-üs Sahra'yı köklü biçimde tamir ettirdi. 

Binanın dış cephesini çinilerle kaplattı. 

Kubbet-üs Sahra, Osmanlı padişahlarından III.Murat, I. Abdülhamid, II. Mahmud, Sultan Abdülmecid,  

Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid devirlerinde de tamir edildi. 

II.Abdülhamid, binanın zeminini İran halıları ile döşetti. 

Binanın ortasına büyük bir avize astırdı ve eskiyen çinilerini yeniletti.

11 Temmuz 1927 tarihinde Filistin'de meydana gelen depremde önemli ölçüde hasar gördu.

Günümüzde İsrail'deki radikal bir grup Kubbet-üs Sahrâ'nın ve çok kutsal olan Mescid-i Aksa'nın başka bir yere taşınmasını ve burada Yahudilerin üçüncü tapınağının inşa edilmesini istemektedir.

Kubbet-üs Sahra İslam mimarisinde bilinen ilk kubbeli eserlerdendir. 

Bu yapı Abdülmelik'in halifelik döneminde 689-691 yılları arasında inşa edilmiştir. 

Binanın mimarları Kudüs'lü Yezid Bin Salam ve Baysan'lı Raja Bin Hayve'dir. 

Günün coğrafyacısı olan El-Mukadassi'ye göre, bu kutsal binanın inşası için Mısır eyaletinin gelirlerinin 

7 mislinden daha fazla finansal fon sarfedilmiştir. 

Bu bina Kudüs'te Müslümanlar ve Yahudiler tarafından kutsal kabul edilen ''Muallak Taşı adı verilen'' kaya üzerine olup, ortası kubbeli sekizgen bir binadır. 

Türk Müslümanlar yaygın olarak yapının içindeki Muallak Taşı'nin havada durduğuna inanırlar. 

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde, Muallak Kayası'nı havada gören hamile kadınların hayretten, şaşkınlıktan ve dehşetten çocuklarını düşürdüğünü söylemiştir. 

Fakat şimdi Muallak Kayası'nın Müslümanlar tarafından havada durduğu düşünülse de Harem-üs Şerif'teki yapıların altında kaldığından gözükememekte, içine Kubbet-üs-Sahra'dan inilebilmektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *