25 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kadı BEYDAVİ...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Abdullah ibn. Ömer ibn. Muhammed Nasıruddin 

el-Beydavi, İran'da yetişmiş H. VII. asrın meşhur müfessirlerinden biridir. 

Şiraz yakınlarındaki Beyda'da doğmuş,  

tahsil ve terbiyesini burada tamamlamış,  

yetiştikten sonra Şiraz'da kadı olmuş ve burada başkadılığa kadar yükselmiştir. 

Rivayete göre daha sonra şeyhi Muhammed ibn. Muhammed Kethani'nin tavsiyesiyle kadılığı terketmiş  ve 1252 senelerine doğru Tebriz'e gelip yerleşerek 1286'da vefatına kadar orada kalmıştır.

el-Gayetu'l-Kusva adlı eserinin mukaddimesinde belirttiğine göre birinci derecede hocası Şiraz başkadısı olan babası Ömer ibn. Muhammed'dir. Eserleri ve bu arada tefsiri İslam aleminde çok meşhur olmasına rağmen hayatı,  

hocaları ve talebeleri hakkında kaynaklarda yeteri kadar bilgi yoktur. 

Yalnız onun, Tebriz'e geldiği sırada bir mecliste gösterdiği maharet ve ilmi seviye anlatılmaktadır ki, bu sayede o mecliste hazır bulunan bir vezir tarafından itibar gördüğü kaydedilir. 

(Tabakatu'l-Müfessirin).

Tefsir, Hadis, Fıkıh, Usul-i Fıkıh, Kelam, Mantık ve Dil konularında te'lif etmiş olduğu eserlerden önemli olanları şunlardır;

''Minhacul-Vusul ila ilmi'l-Usul; 

Fıkıh usulüne dairdir.

Şerhu Mesabihu's-Sünne; 

el-Beğavi'nin hadise dair Mesabihu's-Sünne adlı eserinin şerhidir.

Nizamu't-Tevarih; 

Farsça olan bu eseri Hz. Adem'den başlayarak 1275 yılına kadar gelen genel ve özet bir tarihtir.

el-Gayetu'l-Kusva; 

Şafii mezhebine göre kaleme alınmış olan bu eser furuu'l-fıkha dairdir.

Tavaliu'l-Envar min Metalii'l Enzar. 

Kelam ilmine dairdir.

Envarü't-Tenzil ve Esraru't Te'vil. 

Kadi Beydavi "Kadı Tefsiri" diye de bilinen bu eseri ile şöhret bulmuş, ilim erbabınca çok değerli bir tefsîr olarak kabul edilen bu tefsir asırlar boyunca ehl-i sünnet dünyasında medreselerde okutulagelmiş, üzerinde 250'den fazla şerh, haşiye ve ta'lika yazılmıştır. 

Fıkıhta Şafii, akaidde Eş'ari mezhebine göre te'lif edilmiş olan bu tefsiri özellikle Osmanlı medreselerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulmuştur. 

Osmanlı alimlerince Hanefi, Maturudi mezheblerine uygun Nesefi tefsiri "Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil'in'' değil de Kadı'nin bu eserinin medreselerde okutulmak üzere seçilmiş olması ger çekten önemini ve değerini ortaya koymaktadır.

Envarü't-Tenzil doğuda ve batıda defalarca basılmış olmakla birlikte yazmaları karşılaştırılarak ilmi bir nesirle şimdiye kadar yayınlanmamıştır.

Kadi tefsirini hemen bütün müfessirlerde olduğu gibi- hayatının sonlarına doğru Tebriz'de kaleme almıştır. 1252 yıllarına doğru buraya geldiğine göre tefsirin yazılışı H. VII. asrın ikinci yarısındadır.

Kadi tefsirinin en önemli kaynakları Zemahşeri'nin 

el-Keşşaf adlı tefsiri ile Fahruddin er-Razi'nin Mefatihu'l Gayb el-Tefsiru'l-Kebir'idir. 

Zaman zaman Ragıb el-İsfahani'nin el-Müfredat fi Garibi'l-Kuran'ından da istifade etmiştir.

Bir ayetin tefsirinde büyük çoğunluğunu el-Keşşaf'tan naklederek muhtelif te'villeri sırayla vermekle yetinmeyip bunlar arasında tercihler de yapar. 

Bir de bu te'villerin eserde, sıhhat derecelerine göre sıralandığı; kuvvetli sayıları te'vil, açıklama ve rivayetlerin önde zikredildiği görülür.

Kadi tefsirinde İsrailiyyata rastlanır. 

Özellikle surelerin faziletlerine dair surelerin sonlarında verdiği hadisler ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü çoğunluğu ya zayıf, ya da uydurma hadislerdir. Maturidi mezhebine uymayan te'villeri görüldüğü zaman da bu eserin Eş'ari mezhebi kelam ekolünün görüşlerine uygun olarak yazıldığı hatırlanmalıdır. Ahkam ayetlerinin tefsirinde de hep kendi mezhebi olan Şafii mezhebini teyid edecek te'vil ve açıklamalara yer verir. 

Hadislerden istifade ederken bu mezhebin görüşlerinin delilleri olan hadisleri verir. 

Bu tefsir bir rivayet tefsiri olmadığı için tefsirde malzeme olarak kullanılan hadislerin isnad zincirleri zikredilmemiştir.

Yani Kadı, el-Keşşaf'tan alıntılar yaparken ondaki Mu'tezile mezhebini destekleyen görüş ve te'villeri ayıklayarak almaya çalışmış ama bunda pek başarılı olamamıştır. 

Bu özellik maalesef el-Keşşaf'ın tesirinde kalan pekçok ehl-i sünnet müfessirinde görülmektedir.

Bu özelliklerine rağmen Kadı tefsiri sahabe,  

tabiun ve kendinden önceki müfessirlerin Kur'an tefsirine dair açıklamalarını kısa ve özlü bir şekilde toplayan, bu açıklamaların değerlendirmelerinin de yer aldığı, Kur'an-ı Kerim'in dil yapısı, belagatı ve icaz yönlerini açıklamaya öncelik veren, bunun yanında arapça ibaresi oldukça düğümlü bir tefsirdir.

Kaynak; Şamil İslam Ansiklopedisi..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *