25 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Selami Ali Efendi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Celveti şeyhlerinden olan Selami Ali Efendi, Menteşe'nin Kozyaka köyünde doğmuştur. 

Doğum tarihi belli değildir. 

Babasının adı İlyas'dır.

Selami Ali Efendi, kadı olup, tahsilini tamamladıktan sonra, önce Kırkakça Medresesine müderris olmuş ardında İstanköy adasına müftü oldu. 

Burada manevi ilimlere ve tasavvufa olan meyli sebebiyle müftülük ve kadılık gibi resmi vazifeleri bırakarak Celveti büyüklerinde Zakirzade Abdullah Efendi'ye intisab etti. 

Seyr ü sülükunu tamamladıktan sonra,  

Bursa'ya irşad vazifesiyle gönderildi. 

Orada bir zaviye yaptırıp insanlara din'i İslamı anlatmak, öğretmek ve yaşatmakla meşgul oldu. 

1679 senesinde Divitçizade Şeyh Mehmed Efendinin vefatıyla boşalan İstanbul Üsküdar'daki Şeyh Aziz Mahmud Dergahının şeyhliğine getirildi.

Selami Ali Efendi; sözünü esirgemeyen, meczub tabiatı ile karşısındaki etkileyen, nazar sahibi bir idi. 

Vahdet-i vücud neşvesini önere çıkaran mutasavvıflardandı. 

Bu sebeple diğer zühdi tasavvufu benimseyen Celvetilerce tenkid edilmiştir.

Hüseyin Vassaf Bey'in tesbitine göre,  

Hüdayi Tekkesi'ndeki görevinin üçüncü senesinde bazı garazkar insanların dedikoduları ve Vani Mehmet Efendi'nin arzusu doğrultusunda, Selami Efendi'nin meşihati IV.Mehmet tarafından kaldırmış,  

fakat 1683 Viyana bozgunundan sonra, Vani Mehmet Efendi'nin Bursa'nın Kestel köyüne sürülmesi üzerine 1684 tarihinde bir hatt-ı hümayun ile tekrar meşihate getirilmiştir. 

Hüseyin Vassaf Bey, bu hadiseyi şu cümleleriyle anlatır: 

''Hazret-i Selami hakkında isnadatın müfteriyatdan ibaret olduğu tahakkuk edince, def'e şane olarak 1685'de Asitane-i Hz. Pir'de şeyh oldu. 

Bu sırada Üsküdar'da Bağlarbaşı'nda kain ve Selamsız denilmekle meşhur mahallede bir tekye ile mescidi şerife ve Bülbülderesi ile Acıbadem'de birer cami-i latif ve Bulgurlu ve Kısıklı'ya birer zaviye inşa edip vazifeliler tertib eyledi.''

Selami Efendi, varlıklı bir mutasavvıftır. 

Sağlığın bu servetinin tamamını hayır işlerinde kullanmış. 

Bursa'da namazgah'da bir zaviye; 

Üsküdar Bağlarbaşında bir tekke ve bir cami, Bülbülderesi'nde ve Kısıklı'da birer tekke 

cami inşa etmiş, diğer taraftan Bağlarbaşı  Fıstıkağacı arasında adına kurulan Selami Ali mahallesini, bu cami ve dergahların hizmetleri için vakfetmiştir. 

Hüseyin Vassaf, şeyhin ayrıca inşa ve tamiren ihya eylediği çeşmelerin adedi kırka yakındır. 

Halen nam-ı alilerine nisbetle mahalle ve tekye ve cami ve çeşmeleri vardır, denmektedir.

Selami Ali Efendi, Celvetiliğin dört büyük şubesinden birisi olan ve kendi adıyla anılan Selamiyye kolunun da Piridir. 

Niksarlı Mehmet Efendi ile Bilecikli osman efendi önemli halifelerindendir.

Selamiyye'nin, ana kol Celvetiyye'den temel farkı zikir icra şekliyle alakalı olduğu gibi, mensuplarının başlarına giydikleri taclarının onyedi dilimli olmasıdır. Zira, Selami Ali Efendi, Celvetiyye'nin on üç terkli tacını yeni bir yorum getirerek on yedi terke çıkarmıştır. 

Üsküdar'daki Türbe-i şerifinin haziresinde dergahın şeyhlerinden Mustafa Şerafeddin Efendi'nin on yedi terkli mezar taşını görmek mümkündür.

Selami Ali Efendi, Safer 1103-1691 tarihinde vefat etmiş ve Kısıklı'da yaptırdığı tekkenin haziresinde sırlanmıştır. 

Selami Ali Efendi'nin türbesi, Belediye tarafından 1957 senesinde tamir ettirilmiştir. 

Burada bulunan dergah 1912-1917 yıllarında yıkılmış, daha sonraları da ortadan kalkmıştır. 

İbrahim Has Efendi'nin Tezkire-i Has isimli eserinde Selami Ali Efendi'nin dostlarından Seyyid Abdulkadir Efendi'den naklen şeyhin vefatıyla ilgili şu bilgileri verir; 

''Şeyh Efendi vefat etmeden önce merkez asitanede bulunuyordu ki, ''Biz burda vefat etsek halk bizi omuzlarında götürmeye zahmet çekerler. Varalım merkadmızın yanında vefat edelim'' deyip Kısıklı'ya, bugünkü türbesinin bulunduğu tekke ve türbeye gelmiştir. 

Burada keşkek yaptırıp gelene gidene üç gün yemek yedirmiş, her gelenin eline iki para vermiştir. 

Bu adet bilahere İstanbul ve Üsküdar'da meşhur olmuştur. 

Üç gün tamalandıktan sonra şeyh abdest almak istediğini bildirmiş, abdestini tazeledikten sonra tekrar oturduğu çadıra götürülmüş,  

dervişlerin hatm-i tevhide başlamalarından yarım saat sonra vefat etmiştir.

Şeyh Selami Ali Efendi'nin kabri'nin bulunduğu hazire'de şeyh Efendi'den başka; 

Tekke'nin Şeyhlerinden;

Niksarlı Şeyh el Hac Mehmed Efendi,  

Şeyh Mustafa Şerafeddin Efendi'nin de kabirleri bulunmaktadır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *