25 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Sabit Bin Kurra...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sabit b. Kurra, Emevi halifesi Me'mun'a danışmanlık yapmış ve huzurundaki tartışmalara katılmış, verimli ve nitelikli bir bilim adamıdır.

Sabii bir ailenin çocuğu olarak, Harran da doğan Sabit b. Kurra, gençlik yıllarında sarraflık mesleği ile uğraştı. 

Bu yıllarda nasıl olduğu tam olarak bilinmeyen bir biçimde Arapça, Yunanca, Süryanice ve Rumca'yı çok iyi bir biçimde öğrendi. 

Aykırı düşünceleri sebebiyle Sabiiler ile anlaşmazlık içerisine giren Sabit, Bağdat'a gelirken yolda daha sonraları mekanik ve matematik konularında önemli eserleri kaleme alacak olan Beni Musa ailesinin üç oğlundan Muhammed b. Musa ile karşılaştı. 

Sabit b. Kurra ile konuşan ondaki yeteneklerin farkına varan Muhammed, Beytü l-Hikme deki çeviri faaliyetlerine katılmayı teklif etti. 

Böylece Sabit, Bağdat ta bir müddet sonra Halife el-Mutezid in huzuruna çıktı.

Kısa süre sonra Halife tarafından müneccimler grubuna dahil edilen Sabit, bununla yetinmeyerek, kendi yakınları olan Sabiilerin Bağdat'ta sosyal ve siyasi bir statü kazanmaları için çalışmış ve yönetimle yakınlığı sebebiyle bu amacına ulaşmıştır. 

O, artık Bağdat taki Sabiilerin reisi konumuna yükselmiştir.

Sabit bulunduğu konumun verdiği güçle, Irak'ta sabiileri yüksek mevkilere getirmiş,  

sosyal ve siyasal statülerini üst seviyelere çıkarmıştır.

Nitekim Sabit sayesinde, Sabiiler Bağdat'ta sarayda ve bürokraside önemli görevler üstlenmişlerdir. 

Bununla birlikte onun takipçileri ve akrabaları, devlet özel katipliği, saray doktorluğu ve hey etşinaslık, müneccimlik gibi stratejik mevkilerde bulunmuşlardır.

Şu olayın Sabit'in şöhretini arttırdığı söylenir; 

''Sabit, kalp krizi geçiren ve öldüğü zannedilen bir kasabı, uyguladığı yöntemlerle hayata döndürmüştür. Bunu duyan halife el-Mutezid, Sabit'e tedaviyi nasıl yaptığı ile ilgili sorular yöneltmiştir;

Bir gün halifelik sarayına giderken, yolda acı acı bir ağlama sesi işittim. 

Dediler ki, bu kasap dükkanının sahibi aniden öldü, ona ağlıyorlar. 

Bunun üzerine beni hemen oraya götürmelerini istedim. 

Ağlaşan kadınları susturup, cenazenin yanından çıkardım. 

Oradaki gençlerden birini çağırarak, cenazenin sırtına vurmasını istedim. 

O cenazenin sırtına vururken diğer bir gençten bir fincan getirmesini istedim. 

Cebimdeki hazır bulundurduğum ilacı fincandaki su ile karıştırdıktan sonra, cenazenin ağzını açarak içirdim. 

Bunun üzerine cenaze aksırarak gözlerini açtı. 

Bu olay müthiş yankı uyandırdı. 

Bunun üzerine halife beni çağırarak bunu nasıl başardığımı sordu. 

Ben de, bu kasabın önünden geçerken, onun hayvanların ciğerlerini yararak, tuzlayıp yediğini görürdüm. 

Bu tavrının bir gün onu kalp sektesine uğratacağını düşünerek, kasabı dışardan gözetime aldım. 

Bunun için de bir ilaç hazırladım ve onu hep yanımda bulunduruyordum. 

Bu gün kasabın aniden öldüğünü duyunca hemen yanına gittim. Nabzı atmıyordu. 

Sırtına vurarak önce nabzının çalışmasını sağladım, sonra da hazırladığım ilacı içirerek onu canlandırdım.''

Sabit, özel doktoru olduğu halde, halife kendisine "Reisü l-Etıbba ve l-felasife" ünvanını vermemiştir.

Ayrıca, o, İslam'ı kabul etmesi hususunda kendisine yapılan teklifleri kabul etmemiş ve Harran'ın geleneksel yıldız gezegen kültüne inanan bir pagan olarak ölmüştür. 

Halifenin sarayındaki statüsü o kadar yüksektir ki, Sabit, bizzat hükümdarın da bulunduğu teolojik tartışmalarda, İslam ve diğer tek tanrıcı dinlere karşı Harran çok tanrıcılığını ''politeizmini'' ve paganizmini savunmuştur. 

Sabit'in, matematik, astronomi, tıp, mantık, eczacılık, geometri, felsefe ve musiki ile ilgili telif, yorum ve özet çok sayıda eserin sahibi olduğu bilinmektedir. Dağların oluşumu, güneş ve ay tutulması, kızamık ve çiçek hastalıkları gibi konular hakkında da eserleri mevcuttur. 

Bunların sayısı konusunda çeşitli rakamlar ileri sürülmektedir. 

Bazı araştırmacılara göre, 10'u Süryani ve Sabii inançları ve tarihi ile ilgili olmak üzere toplam 

133, 15 bazı düşünce tarihçilerine göre ise,  

150 kadar Arapça, 15 dolayında ise, Süryanice çalışması bulunmaktadır. 

Bu eserlerden elliden daha çoğu günümüze kadar gelebilmiştir.

Eflatun'un Cumhuriyet'ini incelemiş ve bu eserle ilgili olarak Eflatun'un Cumhuriyet'indeki Remzlerin İzahı isimli bir eser telif etmiştir. 

Matematik alanında yeni kuramlar ortaya atmış olan Sabit, Grek öncesi bilgi külliyatı üzerine araştırmalarda bulunmuştur.

Astroloji, tıp ve matematik araştırmalarında söz sahibi olan Harranlı bilginler sülalesinin atası olan Sâbit, oğlu Sinan ve iki torunu Sabit ve İbrahim ile birlikte bu geleneği sürdürmüştür.

İslam filozofu Kindi ve ünlü çevirmen Kusta b. Luka ile çağdaş olan Sabit in, İslam dünyasında mantığın gelişmesindeki katkısı inkar edilemez. 

Büyük çevirmen Huneyn b. İshak ın okulunda da çalışan Sabit, bu kurumun çalışanlarına yardım ve danışmanlık yaptı.

Ayrıca Bağdat'tayken bir çok defa güneşi gözlemleyerek incelemelerini bir kitapta toplayan Sabit'in edindiği bilgileri sadece astronomiyle sınırlı kalmamış, matematik, felsefe ve tıp alanında önemli çalışmalarda bulunmuştur.

901 yılında ise, Bağdat'ta hayatını kaybetmiştir.

Sabit'in ölümünden sonra, onun çalışmaları ve sistemi, oğlu Sinan, torunları Sabit ve İbrahim ve torununun oğlu Ebu l-Ferec tarafından sürdürülmüştür.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *