Hz. Yusufun Yüz Güzelliği...
Hz. Yusuf'un güzelliği, fevkaladeydi.
Hz. Adem'e çok benzerdi.
Mısır sokaklarında gezerken, yüzünün pırıltısı,
güneş ışıklarının yansıması gibi duvarlara aksederdi. Bir kimse, onun yüzüne bakmak istese, hemen gözlerini çevirmek zorunda kalırdı.
Bütün bunlara rağmen Hz. Yusuf'a güzelliklerden sadece bir parça verilmişti.
Son peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.)'a ise, tamamı verilmişti.
Ashab-ı Kiram, Peygamber Efendimiz'e;
''Siz mi güzeldiniz, Yusuf Aleyhisselam mı güzeldi'' diye sorduklarında Peygamber Efendimiz, ''Kardeşim Yusuf, benden sabih ''güzel'';
ben ondan melihim ''sevimliyim''.
Onun görünen görünen güzelliği, benim görünen güzelliğimden çoktur.'' buyurdu.
Ashab-ı Kiram'ın gençleri, Hz. Aişe validemize Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem'in güzelliğini sorduklarında, Hz. Aişe, şu şiiri söylemiştir;
"Mısır'dakiler, onun yanaklarının güzelliğini işitmiş olsalardı, Hz. Yusuf'un pazarlığunda hiç para vermezlerdi.
Yani bütün mallarını, O'nun (S.A.V.) yanaklarını görebilmek için saklarlardı.
Zeliha'yı kötüleyen kadınlar, O'nun (S.A.V.) parlak alnını görseydi, ellerinin yerine kalplerini keserlerdi de acısını duymazlardı."
Hz. Yusuf'un üç çeşit mucizesi vardı;
''Hz. Yusuf'un konuşması, pek şirin, çok tatlı olduğu için herkesin kalbi ona meylederdi.
Onun tatlı sözleri karşısında iman eden pek çoktu.
Hz. Yusuf'un yüzü, güneş gibi nurluydu.
Hatta bir kimse, yüzüne bakmak istese, hemen gözlerini çevirmeye mecbur olurdu.
Bu nurun tesiriyle, yani başkasına sirayetiyle huzuruna getirilen amanın ''gözleri görmeyen bir kişinin'' hemen gözleri görmeye başlamıştı.
Hz. Yusuf'un duası, bereketiyle ağaçların yapraklarından güzel kumaş olmuştu.
Huzuruna bir büyük kişi gelmiş;
Şu gördüğümüz ağaçların yaprakları,
birbiriyle birleşip güzel bir kumaş olsun, '' diye mucize teklifinde bulunmuştu.
Hz.Yusuf, öyle dua edince, kıymet biçilmez bir kumaş olmuştur.
Hz. Yusuf'un hayatı, başından geçenler ve hikmetleri, Kuran-ı Kerim'de "Ahsen'ül-Kasas",
''kıssaların en güzeli'' diye medhedilen Yusuf suresinde bildirilmiştir.
Bu surede, Yusuf Aleyhisselam'ın başına gelenlerle, kavuştuğu ihsanlardan bahsedilir.
Hasedin noksanlık ve Allah-u Te'ala'nın mahrumundan mahrum kalmaya, sabrın ise,
sıkıntı ve kederlerden kurtulmaya sebep olduğu;
Hz. Yakup'un sabrettiği için maksadına kavuştuğu, Yusuf Aleyhisselam'ın sabrı ve doğruluğu anlatılmaktadır.
İslam Tarihi..
***
Peygamberimizin güzelliği:
Peygamberimiz (sav)'in güzelliği, hilmi, şecaati, merhameti vs. celali ve cemali hasletleri,
her vakit azamlık derecesinde herkes tarafından müşahede edilir miydi?
Hz. Yusuf'un güzelliği zahir görünür ama sadece onun için aşkını zirvede yaşayan Hz.Züleyha olmuş belki O, o derece fark etmişti.
Müslim'in sahihinde yapılan rivayet göre, Peygamberimiz şöyle buyurmuştur;
"Miraç gecesinde Yusuf peygamberi gördüm,
baktım ki, bütün insanlara verilen güzelliğin yarısı verilmiştir.''(Fethu'l-Bari)
Beyhaki de ise, şu ifadeler vardır;
"Yusuf'u gördüğüm zaman, baktım ki, Allah'ın yaratıklarının hepsinden daha güzel bir adam...''
Bu rivayetlerin zahirine bakıldığında Hz. Yusuf'un Peygamberimiz'den de daha güzel olduğu anlaşılabilir.
Ancak Tirmizi'nin Hz. Enes'den rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuştur;
''Allah'ın gönderdiği bütün peygamberler güzel yüzlü ve güzel sesli idi.
Fakat sizin peygamberiniz hepisnden daha güzel yüzlü, daha güzel seslidir.''
Bu hadisten ise, Hz. Peygamber'in Hz.Yusuf'tan da güzel olduğu anlaşılır.
Alimler bu iki hadisin arasını şöyle bulmuşlar; Hadiste; ''Hz. Yusuf'un Allah'ın yaratıklarının hepsinden daha güzel bir adam...'' olması, Peygamberimiz dışındakiler için geçerlidir.
Yani; Peygamberimiz bu ifadeyi kullanırken, kendisini hariç tutmuştur..
Hz. Yusuf, bir köleydi ve Züleyha'nın ona olan sevgisini alaya alan kadınlar, Hz. Yusuf'un da diğer köleler gibi sureten çirkin sayılacak bir görünüşte olduğunu düşünmüşlerdir.
Hz. Yusuf onların karşısına çıktıklarında,
bir anlık şaşkınlıkla ellerini kesmişlerdir.
Çünkü Hz.Yusuf'un güzelliği onların hayalindeki köle şablonundan çok farklıydı.
Hz. Peygamber, sürekli insanların içinde olması ve köle olmaması hasebiyle, böyle bir şaşkınlığın yaşanmaması normaldir.
O'nun güzelliğine ülfet etmişlerdir.
Kaldıki Hz. Peygamberi ilk anda görüp iman eden kimseler de çoktur.
En meşhurları Abdullah bin Selamdır ki,
Hz. Peygamber'i görmek için gitmiş ve Efendimizin nurlar saçan mübarek simasını görünce,
"Şu simada yalan yok! Şu yüzde hile olamaz, " diye kendi kendine söylenmiş ve iman etmiştir.
Sorularla İslamiyet..
