25 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Resulullah'ın Ahlakında Birleşmek...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Müslümanlar'ın örnek alacağı husus, Kainatın efendisi Resulullah (sav)'dir. 

Hz. Peygamber (sav), bir güneş misali milyonlarca müslümanın yaşam ve ruhuna aydınlık ve hayat sağlıyor. 

İslam tarihi boyunca yaşanan olaylar,  

peygamber efendimizin müslümanlar arasında ayrılık ve tefrikanın oluşmaması ve vahdetin sağlanması için önemli rolünün bulunduğunu gösteriyor. 

Kuran Kerim de Al-i İmran suresinin 105. ayetinde şöyle buyuruyor;

"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. 

İşte onlar için büyük bir azap vardır."

Peygamberimiz (sav), Medine'ye hicreti ardından çeşitli gruplar arasında anlaşmalar sağladı. 

Söz konusu anlaşmalar o dönemde bir olmanın sağlanması için en etkili yöntemin bariz örnekleridir. İlk anlaşma, efendimiz (sav) ve Yesribte  bulunan kabileler arasında imzalandı. 

Birçok uzmana göre bu anlaşma dünyanın ilk yazılan anayasasıdır. 

Hz. Peygamber tarafından alınan bu karar,  

dini dayanışma ve milli birliğin sağlanması için en uygun seçenekti. 

Çatışan kabileler arasında birliğin sağlanması Müslümanların sosyal haklarını garanti ederken, siyasi ve iktidar birliğinin oluşma ortamını da hazırlamış oluyordu. 

Anlaşmanın bir bölümünde şöyle yazılıyor; ''Müslümanlar tek bir ümmet olarak diğer insanlardan farklıdırlar; 

onlar zulüm, fesat, saldırı ve komplolara karşı birlik içinde olacaklar; 

müslümanlar arasında bir ihtilafın baş göstermesi durumunda onların arasındaki hekem yüce Allah ve Resulüdür; 

müslümanlar yüklü miktarda borçlu olan kimseyi yalnız bırakmayıp ona yardımcı olurlar.''

Bu anlaşmanın diğer maddeleri; 

Peygamberimiz (sav) dönem toplumunda dayanışma ve vahdetin sağlanması için yoğun faaliyette bulunduğunu gösteriyor. 

Nitekim diğer bir bölümünde de şöyle yazıyor: ''Müslümanlar ve Yahudiler tek bir ümmetler ve bir millet gibi Medine'de yaşamlarını sürdürüp,  

her biri kendi dinine sahiptirler. 

Anlaşmayı kabul eden Yahudilere yardımcı olunacaktır. 

Müslümanlar ve Yahudiler bu anlaşmaya düşman olanlara karşı mücadele etmeleri gerekir; 

her ikisi birbirine yardım ederek Yesrib'e saldıranlara karşı hep birlikte ve beraberce savaşacaklar.''

Hz. Peygamberin'in Medine'deki en önemli yeniliklerinden biri, müslümanlar arasında sosyal ve kardeşlik bağı oluşturmaktı. 

Hz. Peygamber, Mekkeli muhacirlerden her birini Medine halkından biri ile kardeş ilan edip,  

tarihi bir olayda Hz. İmam Ali'yi kendisi için dünya ve ahiret kardeşi olarak ilan etti. 

Hz. Peygamberin, insanlar arasında kardeşlik bağı oluşturma doğrultusundaki eşsiz hareketi toplum fertleri arasında her asır veya dönemde etkili bir yöntem sayılıyor. 

Efendimiz, m'üminleri, tek bir ümmet olarak görüyor ve Allah'a iman ekseninde birleşen ve gelişmekte olan bir toplumun oluşması için aralıksız çalışmalarına devam ediyordu.

Rahmet peygamberi, gönülleri birleştirdi.

Bu dostluk ve kardeşliği, tekrar oluşturmamız gerekmezmi..

Hz. Peygamber, sahabelerden birine şöyle buyurdu; ''Ya Eba Eyyub, Allah ve Resulünün sevdiği sadakanın ne olduğunu sana açıklayayım mı. 

İnsanlar arasında küskünlüğü gidermek ve uyum sağlamalarına yardımcı olmak ve Zatul-Beyyin'in ıslah edilmesi.''

Efendimiz (sav), iman ehli arasında tefrika ve düşmanlık oluşturmak hedefi ile münafıklar tarafından inşa edilen Dirar mescidini yaktırdı. 

Bu girişim toplum arasında siyasi ayırım ve tefrikayı önlemek ve toplumun zarar görmemesi hedefi ile gerçekleşti. 

Efendimiz, Veda hutbesinde şöyle buyuruyor; 

''Beni dinleyin, belki buradan sonra sizi görmeyebilirim; 

ey insanlar, sizlerin kanı ve malı, birbirinize haramdır. Şunu bilin ki, her müslüman diğer müslümanın kardeşidir ve tüm müslümanlar kardeştir.''

Bugünde tüm müslümanlar İslam dininin rahmet peygamberi gibi birisinin dinine bağlı olmakla övünüyorlar. 

Bizlerde ortak Peygamberimiz, İlahi kitabımız ve dini ibadetlerimiz çevresinde birleşerek tekrar eski izzet ve yüceliğimizi kazanabiliriz.

Yüce Allah, kullarına yani bizlere şöyle buyuruyor;

''Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. 

Dağılıp ayrılmayın. 

Ve Allah'ın üzenizdeki nimetini hatırlayın. 

Hani siz düşmanlar idiniz. 

O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. 

Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.''

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *