Hanzala İbn. Ebi Amir...
Hanzala İbn. Ebi Amir, şehidlik hasretiyle yanan bir yiğit...
Uhud savaşı öncesinde yeni dünya evine giren ve o günün sabahında Uhud'a koşup müşriklerle çarpışan bir kahraman...
Naaşını meleklerin yıkadığı şehid...
O, Evs kabilesinin ileri gelenlerindendi.
Son derece kuvvetli, dirayetli ve yüksek bir ahlaka sahipti.
Müslüman olmadan önce insanlardan uzak kalarak ibadetle mesgul olurdu.
İnziva hayatını severdi.
Hanzala İbni Ebi Amir, Resul-i Ekrem'in Medine-i Münevvere'ye teşrifinden sonra İslam'la şereflendi. Babası Ebu Amir ise, efendimize düşman olanlarla beraber oldu.
Efendimiz Medine'ye teşrif edince o da Mekke'ye gitti ve müşriklerle aynı safta yer aldı.
Bu yüzden ona fasık lakabı verildi.
Hanzala, bütün akranı arasında ''Taki'' lakabıyla meşhurdu.
Yüksek ahlakli bir zattı.
Kalbinde iman günden güne çoşuyordu.
Babası ise, küfür ve tugyan içerisinde kendi kabilesinden elli kişilik bir grupla Mekke'li müşriklerle bir olmuş, Efendimize karşı cephe oluşturmuştu.
Hanzala, Bedir ve Uhud Gazvelerine iştirak edip büyük kahramanlıklar gösterdi.
Bedir Gazvesine katıldığında henüz bekardı. Savaştan bir müddet sonra Abdullah İbn. Übey İbn. Selül'ün müslüman olan kızı Cemile ile nikahlandı. Düğünleri Uhud savaşı öncesine rast geldi.
Düğünün olduğu günün akşamı
Efendimiz ashabıyla Uhud'a hareket edecekti.
Geceyi evinde geçirmek üzere Fahr-i Kainat'den izin istedi.
Efendimiz de müsaade buyurdu.
Yeni dünya evine giren Hanzala, o geceyi ailesinin yanında geçirdi.
Sabahleyin erkenden evinden çıktı.
Uhud'da Efendimize yetisti.
Peygamberimiz harp için safları düzeltirken o da ashab-ı kiram'in arasına katıldı.
Uhud günü büyük kahramanlıklar sergileyen Hanzala, diğer sahabiler gibi can siperane bir şekilde müsriklere hücüm etti.
Şehidlik arzusuyla sağa sola atıldı.
Hiç durmadan dinlenmeden kılıç salladı.
Günboyu ok atarak kılıç sallayarak savaşti.
Müşrikler bozguna uğrayıp kaçmaya başlamıştı. Müşrik ordusu komutanı Ebu Süfyan ise,
yalnız kalmıştı.
Hanzala, onu görünce hemen kılıcını çekti ve atının bacaklarını uçurdu.
Atıyla birlikte Ebu Süfyan'ı yere düşürdü.
Korkudan ne yapacağını şaşıran Ebu Süfyan avazının çıktığı kadar bağırmaya başladı.
Etrafına;
''Ey Kureyş ben Ebu Süfyanım Hanzala beni öldürecek yetişin, '' diye seslendi.
O hengamede herkes can derdine düşmüştü.
Aldırış eden pek yok gibiydi.
Hanzala, ona doğru hücum etmeye hazırlanırken birdenbire arkasından yaklaşan Şeddat İbn. Esved, hain mızrağı ile onu sırtından vurdu.
Hanzala, mukabele etmek istediyse de peşinden ikinci bir darbe daha aldı ve şehadet şerbetini içti.
Savaş meydanında müşrikler intikam duygusuyla şehidlerin organlarını kesiyordu.
Hanzala (r.a)'in müşrik babası Ebu Amir,
onun cesedine eziyet edilmesine engel oldu.
Hanzala, şehid olunca Efendimiz onun hakkında;
''Ben Hanzala'yı meleklerin gökle yer arasında gümüş bir tepsi içinde yağmur suyu ile yıkadıklarını gördüm, '' buyurdu.
Ebu Useyd Said diyor ki;
''Gidip Hanzala'ya baktım.
Başından yağmur suyu akıyordu.
Döndüm bunu Rasulullah'a haber verdim.
Resul-i Ekrem de hanımına haber gönderip bunun sebebini sordu.
Ailesi, Hanzala (r.a)'in Uhud'a yetişebilmek için çok acele çıktığını ve gusül abdesti alamadığını söyledi.''
O, bu hadiseden sonra, Melekler tarafından yıkanmış kimse'' lakabiyla anıldı.
Hanzala (r.a)'in ailesi Cemile düğün gecesi bir rüya görmüştü.
Sabah olunca kavminden dört kişi çağırdı ve Hanzala ile evlendiklerine onları şahit tuttu.
Çocuk olursa Hanzala (r.a)'e ait olacağını söyledi. Oradaki şahidler; ''Buna ne lüzum vardı'' diye sorunca Cemile, gördüğü rüyayı anlatti ve;
''Rüyamda semanın açıldığını, Hanzala'nın içeri girdikten sonra kapandığını gördüm.'' dedi.
Abdullah isminde bir oğulları oldu.
Abdullah İbn. Hanzala olarak tanınan bu çocuk,
Yezid İbn. Muaviye'ye karşı Medine halkının biat ettiği Abdullah'dır.
Yezid'in zamanında şehid edilmiştir.
