Bursalı Mehmet Tahir Bey
1861 yılında Bursa'da, Bab-ı Zemin ''Yerkapı'' mahallesinde dünyaya geldi.
Babası askeriyeden sağlık sebebiyle emekliye ayrılmış belediye katibi Rıfat Bey,
annesi, mülkiye memurlarından Bursalı Necip Efendi'nin kızı Rahime Hanım'dır.
Ailesi Üsküdar kökenli idi.
Dedesi, Sultan Abdülmecid'in Hassa Alayı kumandanlarından Üsküdarlı Seyyid Mehmed Tahir Paşa'ya Kudüs'te bulunduğu sırada inme gelip emekliye sevk edilmesinden sonra aile Bursa'ya yerleşmiş;
Tahir Paşa'nın felç nedeniyle konuşması güçleştiğinden aile "dilsiz-paşazadeler" olarak anılmaya başlamıştır.
İlk tahsilini Bursa'da gördükten sonra Mülkiye Rüştiyesi'ne girdi, bir yandan da Haraççıoğlu Medresesi'nde dini, Arabi dersler aldı.
Edebi ve tarihi kültür kazanmasında şiir yazan,
tarih ve tasavvufla ilgilenen babasının etkisi oldu.
1876'da rüştiyeden birincilikle mezun oldu ve öğrenimine Bursa Askeri İdadisi'nde devam etti.
Bu yıllarda tasavvufa merak saldı, Muhyiddin İbn Arabi'ye gönül bağladı.
93 Harbi'ne gönüllü katılan babası Rıfat Bey,
kendisi idadinin ikinci sınıfında iken şehit oldu. Mehmet Tahir Bey, idadiyi 1880'de birincilikle bitirdi ve Harbiye'ye girdi.
Harbiye yıllarında Haririzade'nin temsil ettiği Melamiliğe girdi.
Harbiye'deki öğrenimini 1883 yılında tamamladı.
Piyade teğmeni olarak Üçüncü Ordu emrine verilen Mehmet Tahir Bey, Manastır Askeri İdadisi'nde coğrafya öğretmeni olarak atandı ve burada on dört yıl görev yaptı.
Mülkiye Rüşdiyesi ile Mülkiye İdadisi'nde de tarih ve hitabet dersleri verdi.
Geçmiş mutasavvıfları araştırmaya yönelen Mehmet Tahir Bey, mutasavvıflardan başlayıp şair ve alimlere de yönelen biyografi ve bibliyografya çalışmaları içine girdi.
Manastır ve çevresinde yetişmiş şahsiyetler hakkında bilgi toplayıp mezar taşlarını araştırmaya,
bazı gazete ve dergilerde yazılarını yayımlatmaya başladı.
O yıllarda yeni uyanan Türkçü düşünceyi benimsedi.
1897'de ilk eseri olan "Türklerin Ulum ve Fünuna Hizmetleri" adlı çalışmasını yayımladı.
Önce gazetede tefrika edilen, büyük ilgi gördüğü için sonra kitap olarak basılan eserde, en ünlü İslam alim ve düşünürlerinin büyük kısmının Türk olduğunu öne sürdü.
Arapça ve Farsça yazdıkları için Arap ve Acem kabul edilen Farabi, Zemahşeri, İbn-i Sina, Buhari,
Tirmizî gibi İslam ünlülerinin Türk olduklarını öne süren eser hayretle karşılandı.
Bir süre Üsküp Askeri Rüştiyesi'nde görev yaptıktan sonra 1898'de Manastır Askeri Rüşdiyesi'ne müdür tayin edilerek, yeniden Manastır'a döndü.
Manastır'da altı yıl müdür olarak görev yaptı.
Manastır valisi ve kumandanı Salih Paşa'nın kızı Şehnaz Hanım'la bu dönemde evlendiği düşünülür.
Eylül 1904'te Selanik Askeri Rüştiyesi müdürlüğüne getirildi.
1906'da Osmanlı Hürriyet Cemiyeti adlı gizli muhalif kuruluşa kurucu üye olarak katıldı.
Düzenlenen iki jurnal sonucu rüştiye müdürlüğü görevine son verilen Mehmet Tahir Bey'in Yemen veya Irak'a gönderilmesine karar verildiyse de sonradan bu karar değiştirilmiş Manisa'da Alaşehir redif alayı tabur kumandanlığına tayin edilmiştir. Birkaç ay sonra İzmir'de Divan-ı Harp üyesi ve tahkik memuriyeti ile görevlendirildi.
Bu görev sayesinde bölgede gezip çeşitli kütüphaneleri görme imkanını buldu.
Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin Avrupa'daki Jön Türkler ile birleşip İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne dönüşmesinden sonra bu cemiyet için çalıştı. Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü cumhurbaşkanı olacak olan Celal Bayar, onun bu teşkilata kazandırdığı üyelerdendi.
Mehmet Tahir Bey, bu faaliyetlerinin yanı sıra İzmir yöresinde yetişmiş müellifler üzerinde araştırmalar yapmıştır.
1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda
1908-1911 yılları arasında Bursa mebusu sıfatıyla yer aldı.
İstanbul'a gelmesi ile araştırmaları için uygun çalışma şartlarına ve kütüphane olanaklarına kavuştu. 25 Aralık 1908'de Türk Derneği'nin bir kurucu üyesi oldu, 1910'da kurulan Tarih-i Osmani Encümeni'nin "muavin aza" heyetine katıldı.
1911 yılı sonunda fesih kararı ile kapanan birinci faaliyet devresinden sonra milletvekilliğinden ayrıldı; miralay rütbesi ile orduya döndü.
1914'te bu rütbe ile askerlikten emekli oldu.
1913 yılında henüz Divan-ı Harp üyesi olarak askerlik görevi devam etmekte iken Evkaf Nezareti'nce İstanbul'daki vakıf kütüphanelerini teftiş etmekle görevli bir heyetin başkanlığına getirilen Bursalı Tahir; bu görev sayesinde on binlerce yazma eseri elden geçirme imkanını buldu.
Bu hizmete bir buçuk yıl kadar devam ettikten Topkapı Sarayı Kütüphanesi müdürlüğüne getirildi.
28 Ekim 1925'te Zeynep Kamil Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdai Dergahı haziresinde toprağa verildi.
Mezartaşı;
''1935 yılında Mustafa Kemal tarafından yaptırılmıştır.''
En önemli eseri 1915-1924 yılları arasında
3 ciltte tamamladığı Osmanlı Müellifleri'dir.
