Akra b. Habis...
Asıl adı, Firas idi, fakat kel olduğu için el-Akra lakabıyla şöhret bulmuştur. Temim kabilesinin reislerindendi ve Araplar arasında önemli bir mevki ve itibara sahipti.
Cahiliye döneminde hakemlik yapar, elinden geldiğince adaletle hükmederdi.
Mecusi olan Akra, 8.yılın Ramazan ayında 630 Mekke'nin fethinden önce İslamiyet'i kabul etti ve Mekke üzerine yürümekte olan İslam ordusuna Sukya denilen köyde katıldı. Mekke'nin fethinden sonra Huneyn Gazvesi ve Taif Muhasarası'nda bulundu.
Hz. Peygamber'in kalplerini İslam'a ısındırmak için ganimetlerden büyük pay ayırdığı şahıslar ''müellefe-i kulub'' arasında o da vardı.
Hz.Peygamber, 9. yılın Muharrem ayında ''Nisan-Mayıs 630'' Uyeyne b. Hısn el-Fezari'yi bir seriyyenin başında, Sukya ile Beni Temim arazisi arasındaki bölgede ikamet etmekte olan Temimliler üzerine gönderdi; Uyeyne elli iki esirle geri döndü. Bunun üzerine Akra ile Temim'in ileri gelen diğer bazı simaları Medine'ye gelip Hz.Peygamber'den esirlerin serbest bırakılmasını istediler.
Hz. Peygamber de onların ricasını kabul ederek, esirleri iade etti. Temimliler Akra'ın teşvikiyle aynı yıl, aralarında Akra ile Uyeyne'nin de bulunduğu yetmiş seksen kişilik bir elçilik heyetini Hz.Peygamber'e gönderdiler.
Bunlar bir rivayete göre bunlardan Akra Mescid-i Nebevi'ye girerek,
''Ey Muhammed, dışarı çıksana!'' diye bağırmışlar ve bu davranışlarından dolayı, ''Hücrelerin arkasından sana bağıranların çoğu -senin yüce mertebeni anlamayan kimselerdir.
Eğer sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi şüphesiz onlar için daha iyi olurdu'' (el-Hucurat; 49/4-5) mealindeki ayetlerle kınanmışlardı.
Resulullah, bir müddet sonra dışarı çıkınca Akra, ''Ey Muhammed! Benim övdüğüm kimseler aziz, yerdiklerim de zelil olur'' demiş, bunun üzerine Hz.Peygamber de, ''İnsanları aziz ve zelil etmek yalnız Allah'a mahsustur'', buyurmuştur. Temimliler daha sonra Hz. Peygamber'e şair ve hatipleriyle birlikte geldiklerini söyleyerek,
şiir ve hitabet müsabakası yapmak istediler.
Bu teklifi önce kabul etmek istemeyen Hz.Peygamber onların ısrarı karşısında razı oldu.
Yarışma sonunda müslüman şair ve hatiplerin üstünlüğünü kabul ederek, müslüman oldular.
Akra Hz.Ebu Bekir devrinde Halid b. Velid'in yalancı peygamberlerle yaptığı bütün savaşlara katıldı.
İrtidad olayları sırasında ez-Zibrikan ile Hz.Ebu Bekir'in yanına gelerek, ''Bahreyn'in haracını bize verirsen biz de kavmimizin itaat ve bağlılığını garanti ederiz'', deyince Hz. Ebu Bekir bu isteği kabul etti ve onlara bir belge verdi.
Ancak durumdan haberdar olan Hz. Ömer derhal müdahale etti ve belgeyi yırttı.
Dumetülcendel ve Enbar savaşları sırasında öncü olarak görev yapan Akra, Hz.Osman devrinde Vali Ahnef b.Kays tarafından Cuzcan'ın fethiyle görevlendirildi;
yapılan savaş sonunda Akra şehri ele geçirdi.
Ertesi yıl, Cuzcan'da bazı karışıklıklar çıkınca Abdullah b. Amir tarafından halkı itaat altına almak üzere gönderildi.
Akra muhtemelen 653-54 yılında öldü.
Akra b. Habis, cesur ve başarılı bir kumandandı, fakat sert bir mizaca sahipti.
Huneyn'de elde edilen ganimetlerin taksiminden sonra, mağlup ordunun bir kısmı, Hz.Peygamber'e müslüman olduklarını söyleyerek esirleri serbest bırakmasını istediler.
Hz.Peygamber de Abdülmuttalib oğullarıyla kendi hissesine düşen ganimet ve esirleri geri verdi.
Diğer müslümanlar da aynı şekilde hareket ettiler.
Akra ise, ''Ben ve Temimliler böyle bir şeye razı olamayız'', diyerek Resulullah'ın ricasını kabul etmedi. Yine bir defasında Hz.Peygamber'in Hz.Hasan'ı öptüğünü gören Akra hayretle, ''Siz çocuklarınızı öper misiniz, benim on çocuğum var, fakat hiçbirini öpmedim'' demişti. Haccın farz olduğunu tebliğ eden
Hz. Peygamber'e, ''Her yıl mı haccedeceğiz, '' diyen ve, ''Ey iman edenler!
Bir kısım şeyleri sormayın ki şayet açıklanırsa hoşunuza gitmez''
(el-Maide 5/101) mealindeki ayette kınanan da Akra'dır.
