24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kabakçı Mustafa İsyanı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bu isyanın esasında pek çok nedeni vardır. 

1789 Fransız ihtilali'nden sonra Avrupa'da çıkan milliyetçilik akımı, Osmanlı'yı diğer Avrupalı ülkeler kadar çabuk etkilememişti. 

Hatta Sultan III. Selim, Nizam-ı Cedid adı ile askeri, mülki, idari, ticari, sosyal ve siyasi bir dizi ıslahat teşebbüslerine girişerek, devlete yeni bir hayatiyet ve canlılık getirdi. 

Bu durum özellikle Avrupa ve Osmanlı toprakları üzerinde paylaşım çatışmaları yaşayan Rusya, Fransa ve İngiltere'nin hiçbirinin hoşuna gitmiyordu.

1789 Fransız ihtilali sonrası Avrupa'da Fransız yayılması sonrası başlayan, Rumeli Dağlı isyanları, 1798 Napolyon Bonaparte'nin Mısır'ı işgali, 1805 de Kara Yorgi önderliğinde başlayan 

Sırp isyanı, 1805 İngilizlerin Mısır'ı tahliye etmemesi, 1806 Osmanlı, Rus savaşı, 1807 Osmanlı,

İngiliz savaşı ve İngiliz donanmasının İskenderiye'yi işgali, tamamen Osmanlı İmparatorluğunun toprak bütünlüğüne karşı gelişmelerdi.

Bunlara ek olarak içeride de, III.Selim'in kurduğu modern Nizam-ı Cedid ordusuna karşı, rahata alışmış yeniçeriler, yerel ayanlar, bu ordu ve diğer yenilikler için ihdas edilen İrad-ı Cedid, bahriye hazinesi gibi yeni koyulan vergilerin mültezimlerde yarattığı isteksizlik v.b. gibi nedenler de vardı. 

12 Nisan 1807 de Osmanlı ordusu Rusya ile savaşmak üzere yola çıktığında Serdar-ı Ekrem Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa yerine kaymakamlık görevine, Nizam-ı Cedid karşıtı Köse Musa Paşa atandı. 

Köse Musa Paşa, ordunun yokluğunda asayişi sağlamak üzere Nizam-ı Cedid askerlerini şehirdeki değişik karakollara dağıttı ve ek olarak Trabzon'dan 2000 kadar yamak getirtti. 

Fransızların İstanbul Sefiri Sebastiani'nin teşviki, yamaklara Nizam-ı Cedid'in elbiselerinin giydirileceği söylentisi, zaten Vehhabi isyanı nedeniyle hacca da gidemeyen yerel halkın da huzursuzluğu gibi nedenlerle, 25 Mayıs 1807 sabahı bir anda asiler, ayaklanmaya hazır hale geldiler ve yamaklar içlerinden hareketlenme başladı. 

Gerici yerel vaizler de Nizam-ı Cedid askerine giydirilen pantolon ve ceketin de dinen vaiz olmadığına dair söylentiler çıkartarak yerel halkı da bu isyanın içine çekmeye çalışıyorlardı.

Sadaret Kaymakamı Köse Musa Paşa'nın telkinleriyle, yamaklar, Haseki Halil Ağayı parçaladılar.

Bu hareket ile isyan başlatıldı. 

Büyükdere Çayırında toplanan asiler,  

Kastamonulu Kabakçı Mustafa'yı lider seçtiler. 

İsyan genişledi. Beş yüz kadar asi, İstanbul'a yürüdü. Asileri, Levend Çiftliğindeki bir tabur nizami asker durdurmaya kafiyken, Köse Musa, Nizam-ı Cedid askerinin harekatını durdurdu. 

Sultan III. Selim kan dökülmesini istemedi. 

Sultan III.Selim "Bu işlere sebep, benim hilmimdir yumuşak huylu olmamdır!" demesi üzerine,  

Köse Musa, asileri teskin edeceğini ifade ederek, Nizam-ı Cedid askerlerinin kaldırıldığı hakkındaki fermanı çıkarttı.

Kararın hemen ardından Köse Musa harekete geçti. Çardak ve Unkapanı İskelesine gelen asiler, yeniçeriler ile birleşip, Nizam-ı Cedid taraftarı devlet adamlarını katlettiler. 

Daha sonra "Padişahı da istemiyoruz" diye bağıran asiler, 29 Mayıs 1807'de, Sultan III. Selim'i tahttan indirip, yerine IV. Mustafa'yı geçirdiler.

 

Kabakçı Mustafa'nın Sonu:

"Rusçuk Yaranı" adı ile anılan gizli bulunan,  

reform ve III. Selim yanlısı ve önemli devlet görevleri yüklenmiş olan grup ''Sedaret Mektupçusu'' Tahsin, Başmuhasebeci Ramiz, Tuna Yalisi Mubayaacısı Behiç, Sadaret Kethudası Refik, Reisikuttab Galip efendiler, çaba göstererek hiç velvele çıkartılmadan Alemdar Mustafa Paşa ve seymenler ve Kıraçali ordusunun Edirne'ye gelmesini sağlamışlardı. 

Bu ordu mensupları, Trakya'da yollar ve konaklara dağılarak İstanbul Trakya seyahatlerini önlemişlerdi. İşşemri ile 300 kişilik bir süvari baskın birliği oluşturulmuş ve Pınarhisar Ayanı Uzun Ali Ağa emrinde 14 Temmuz'da Rumelifeneri Kalesi'ni basmışlardır. 

Kalede bulunan Kabakçı Mustafa, bu baskın sonucu hemen öldürülmüştür. 

Fakat yamaklar İstanbul'dan getirdikleri toplarla direnişe geçmişlerdi. 

Buna karşılık olarak baskıncı birlik ellerine geçirdikleri Anadolufeneri Kalesi toplarını kullanmaya başlamışlardı. Müthiş bir muharebe başlamıştı. Rumelifeneri köyü yamaklar tarafından yakılmış; Rumelikavağı, Sarıyer, Yeniköy yıkılıp yakılıp büyük zarar görüştü. 

Sivil halk denizden sandallarla kaçıp kurtulmaya çalışmaktaydı. 

Bu muharebe 4 gün sürmüş ve sonunda yamaklar tepelenmişti. 

Yamaklardan 300 ölü; Alemdar milislerinden 13 ölü zayiat doğmuştu.

İsyanın Sonucu, III. Selim'in Öldürülüşü ve IV. Mustafa'nın Tahta Çıkışı

IV. Mustafa durumu iyi görmemiş ve Edirne'de bulunan Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa ile Alemdar Mustafa Paşa'ya aracı olarak Hazine Vekili Nezir Ağa'yı göndermiş ve her ikisini de İstanbul'a çağırmıştır. 

Sadrazama ve Alemdar milis ordusu ile birlikte 

19 Temmuz'da İstanbul'a gelmişlerdi. 

Onları Şeyhülislam ve devlet erkanı İncirli Çiftliği'nde ve Sultan IV. Mustafa'da Sancak-ı Şerif'le ''İncirli ile Davutpaşa arasında bulunan'' Kırkkavak'da karşılamışlardı. 

Sultan, Sadrazam ve Alemdar devletin erkanıyla görüşme yapmıştı.

"Rusçuk Yaranı" IV. Mustafa'nın hemen burada tutuklanması ve milislerin ivedilikle İstanbul'a girip III. Selim'i tekrar tahta geçirmesi idi. 

Fakat Alemdar bu öneriyi "mertliğe uygun değildir" diyerek reddetmişti.

Alemdar Kırcalı milisleri ve seymenleri ile Çırpıcı Çayrı'nda ordugah kurdu. 

Sadrazam ise, şehirdeki konağına ve yanındaki askerlerde şehir kışlalarına gitmişlerdi. 

20 ve 21 Temmuz'da yeni bir seri atama yapıldı ve özellikle Şeyhülislam'lığa Arapzade Arif Efendi getirildi. 

21 Temmuz'da Alemdar ordusuyla Alay Köşkü önünde IV. Mustafa'yla alay etti. 

Fakat IV. Mustafa Alemdar'ı sadrazam tayin etmeyip onu bir sadık, has ve kahraman kişi olarak övdükten sonra bütün Trakya ve Balkanlar üzerinde ''Edirnekapı'dan Tuna Irmağı'na kadar yörelere'' devlet murahhası ve serdarı olarak atandığını bir hatt-ı hümayunla ilan etti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *