Ata Bin. Yesar...
Tabiin devrinde Medine'de yetişen büyük alimlerden. Künyesi, Ebu Muhammed Medeni'dir.
Hilali lakabı ile de tanınmaktadır.
Peygamber efendimizin, sallallahü aleyhi ve sellem mübarek hanımlarından hazret-i Meymune'nin kölesidir.
Kendisi gibi yüksek alimlerden olan Süleyman, Abdülmelik ve Abdullah bin Yesar'ın kardeşidir. Yaklaşık 659 tarihinde doğdu.
Hazret-i Osman'ın zamanında yaşı küçüktü.
84 yaşında 743 tarihinde İskenderiye'de vefat etti.
Ata bin Yesar, Ashab-ı kiramdan birçok zat ile görüşüp onlardan ilim aldı.
Kendisi hazret-i Meymune, Muaz bin Cebel,
Ebu Zer-i Gıfari, Ebüdderda, Ubade bin Samit,
Zeyd bin Sabit, Muaviye bin.Hakem-i Selemi,
Ebu Katade, Ebu Hüreyre, Zeyd bin Halid-i Cuhni, Abdullah bin Amr, Abdullah bin Ömer,
Abdullah bin Abbas, Peygamberimizin kölesi Ebi Rafi, hazret-i Aişe ve daha pekçok sahabiden hadis-i şerif rivayet etmiştir.
Büyük hadis alimi İmam-ı Buhari, İbn-i Said ve Ebu Davud onun, Abdullah ibni Mes'ud'dan da hadis rivayet ettiğini bildirmişlerdir.
Rivayetleri Kütüb-i Sitte kitabında yer almıştır.
Ata bin Yesar'dan da akranı olan Ebu Seleme bin. Abdurrahman, Muhammed bin Ömer bin Ata, Muhammed bin Amr bin Halhala,
Hilal bin Ali, Zeyd bin. Eslem, Şüreyh bin Ebi Nemr hadis-i şerif rivayetinde bulunmuşlardır.
Ata bin. Yesar, Kur'an-ı kerimin okunuşunu en iyi bilenlerden birisiydi.
Kıraat ilmi adı verilen bu ilimde, Ashab-ı kiramdan sonra en yüksek dereceye çıkan alimler,
Medineliler, Mekkeliler, Kufeliler, Basralılar ve Şamlılar olmak üzere beş tabakaya ayrılmışlardır. Medine-i münevverede bu ilimle meşgul olanlardan biri de Ata bin Yesar'dı.
Kur'an-ı kerimin manasının anlaşılması ve anlatılması yanında, her harfinin okunuşu ve bundaki ihtilaflar, öyle bir tesbit olunmuş ki, bu güne kadar bütün müslümanlar, Kur'an-ı kerimi bu ilk okunan şekli ile okumaktadır.
Hadis ilminde de sika güvenilir bir alim olup çok hadis-i şerif rivayet etmiştir.
Ata bin Yesar, güneş tutulunca Peygamber efendimizin kıldığı iki rekat namazın her rekatında altı rüku ile dört secde yaptığını rivayet etmiştir.
Ata bin Yesar'ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, Peygamberimiz hazret-i Ömer'e hitaben;
"Ey Ömer! Öldüğün vakit adamların gidip senin boyuna uygun bir mezar hazırlayıp,
seni yıkayıp kefenledikten ve koku sürdükten sonra, seni götürüp mezara koydukları ve toprağı üzerine örterek geri döndükleri vakit halin nice olur.
Münker ve Nekir adındaki kabrin iki büyük ibtilası ''sual melekleri'' sana gelir.
Sesleri yıldırım indiren gök gürültüsü, gözleri parlak şimşekler gibi, uzun saçlarını sürürler.
Uzun ve sivri dişleri ile mezarın topraklarını alt üst ederler.
Sana çeşitli zorluklar çıkarırlar.
Seni korkuturlar. O vakit senin halin nice olur ey Ömer, " buyurdu.
Hazret-i Ömer de; "Bu zamanki aklım o zaman da başımda olacak mı" diye sordu.
Resul-i ekrem efendimiz;
"Evet, " buyurunca;
"Ben onların hakkından gelir, gerekli cevaplarını veririm, " dedi.
Ata bin Yesar buyurdu ki; "Şaban ayının on beşinde, yani Berat gecesinde o yıl içinde ölecek olanların listesi Azrail aleyhisselama verilir.
Bu arada ev yapan, su akıtıp ağaç diken ve yeni evlenen nice kimseler vardır ve isimleri bu listededir. Fakat onlar bunu bilmezler."
Ata bin Yesar, Yala bin Mürre'den şöyle anlatıyor;
"Biz hazret-i Ali'nin yakınlarından bazıları ile buluştuk. Yala onlara dedi ki;
O, şu anda savaşan kimsedir.
Onun hayatı için emin değiliz.
Ona bir zarar gelebilir.
Bundan sonra odasının kapısında nöbet tutmaya başladık.
Bir ara namaza çıktı.
Bizi görünce; "Burada ne yapıyorsunuz, " diye sordu. Biz de; "Seni bekliyoruz, ya müminlerin emiri!..
Zira sen, harp yapan bir kimsesin.
Sana bir zarar gelmesinden korkuyoruz, " diye cevap verdik.
Onlara sordu; "Beni sema ehlinden mi koruyorsunuz, yoksa yer ehlinden mi".
Biz de; "Elbette yer ehlinden! Semâ ehlinden nasıl koruyabiliriz" deyince; "Allah'ü Te'alanın takdir etmediği hiç bir şey semada da olmaz.
Herkesin işlerine vekil olan iki melek vardır.
Kaderi olarak takdir edilen şeyler başına gelinceye kadar, her şeyi ondan uzaklaştırırlar.
Kaderde olan başa gelince de, kaderi ile onu başbaşa bırakırlar, " buyurdu.
***
ANNE DUASI:
Ata bin Yesar anlattı;
Yolculuk yapmakta olan bir kervan, bir yerde mola vermişti.
Fakat bu sırada bir merkebin sesi onların uyumalarına mani oldu.
Bunun üzerine bu sesin geldiği tarafa doğru gittiler. Sesin geldiği yere varınca çadır içerisinde, yaşlı bir kadınla karşılaştılar.
O kadına; "Bu merkep sesi nereden geliyor.
Onun sesinden bir türlü uyuyamadık" dediklerinde, kadın; "O merkep gibi ses çıkaran benim oğlumdur.
Hayatta iken bana eşek diye hitab ederdi.
Allah'ü Te'ala'ya onu eşek yapması için beddua ettim.
Onun için böyle her gece sabaha kadar merkep gibi ses çıkarır, " dedi.
Bunun üzerine kervan sahipleri o kadına;
"Bizi onun kabrine götür, onun kabirdeki haline bir bakalım, " dediler.
Kabre gidip, açıp baktıklarında, boynunun eşek boynu gibi olduğunu gördüler.
Kaynak: davetci.com.tr...
