Komşuluk haklarını gözetmeliyiz...
Ailemizden sonra en yakın sosyal çevremizi komşularımız
meydana getirir. İyi veya kötü günlerimizde şartlar en yakın çevre ile temas halinde bulunmayı
gerektirir.
Kur'ân-ı Kerim'de komşu ilişkisinden söyle söz edilir:"Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki
bulunduğunuz kimselere iyilik edin. " (Nisâ, 4/34).
Komşu deyiminin kapsamı ile ilgili
olarak Hz. Ali (r.a) çevrede "sesi işitilenlerin" komşu olduğu görüşündedir. Hz. Aişe (r.a) da her
taraftan kırk evin komşu olduğunu ve bunların komşuluk hakkına sahip bulunduklarını bildirmiştir. Ayrıca, komşu tabiri, hiç bir ayırım yapılmadan, müslüman kâfir, âbid fâsık,
dost düşman, yerli misafir, iyi kötü, yakın uzak bütün komşuları içine alır (Tecrid-i Sarih).
Hz. Peygamber: "Cebrail (a.s) durmadan bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye ederdi.Bu sıkı tavsiyeden, komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim"
(Buhârî). buyurur.
Bir Müslümanın başkalarına zarar vermemesi, herkese iyilik yapması en önemli ahlâkî görevlerindendir. Rasûlüllah (s.a.s): "Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden
emin oldukları kişidir"(Buhârî) buyurmuştur. Sürekli karşılıklı ilişkiler sebebiyle komşu güven konusunda daha önceliklidir. Nitekim Allah elçisi başka bir hadiste bunu şöyle ifade buyurmuştur: "Şerrinden komşusunun güveninde olmadığı kimse gerçek mü'min olamaz" (Buhârî).
Mü'minin, kendi nâil olduğu nimetlere diğer mü'min komşularının da nâil olmasını, kendisi için istemediği şeyleri mü'min komşusu için de arzu
etmemesi esastır (Buhâri) Bu prensipten hareket edilince komşu komşuyu rahatsız
edemez. Burada, herkese uygulanabilen objektif bir ölçü sunulmuştur. Görüntü yaparak veya balkon, saçak vb. yapılarla komşunun arsasına taşarak zarar veren kimse, aynı davranış kendisine yapılsa razı olmayacaksa, kalbine danışarak doğruyu bulabilecektir. Allah Rasulü bu
ölçüyü Vâbisa (r.a)'ya hitabederek şöyle açıklamıştır: "Ey Vâbisa insanlar sana fetvâ verse bile bir de kalbine danış. Birr güzel olan şey, yaptığın zaman kalbini rahatlatan, günah ise
kalbini rahatsız eden şeydir" (Dârimi)
Komşusunun, kendisinde ne gibi hakları bulunduğunu soran bir sahabeye Hz.
Peygamber (s.a.s) şöyle cevap vermiştir: "Hastalanırsa ziyaretine gidersin, vefat ederse cenazesini kaldırırsın. Senden borç isterse borç verirsin. Darda kalırsa yardım edersin. Başına
bir felâket gelirse teselli edersin. Evinin damını onunkinden yüksek tutma ki, onun rüzgârını
kesmeyesin. Ya senin ne pişirdiğini bilmesin, ya da pişirdiğinden ona da ver" (Hayâtü's-Sahâbe).
1) Komşularımıza karşı tatlı sözlü, güler
yüzlü olmalı, onlarla karşılaştığımızda selamlaşmayı, hâl hatır sormayı, neş'e ve kederlerini paylaşmayı ihmal etmemeliyiz.
2) Sağlık ve hastalıklarında, üzüntü ve sevinçli anlarında, düğün ve bayramlarda kendilerini ziyaret etmek, onlardan biri vefat etmek, onlardan biri vefat
ederse yakınlarına başsağlığı dilemek, kendilerine destek olmak, cenazenin kaldırılmasında
yardımcı olmak, dâvetlerini kabûl etmek, çocuklarını kendi çocuklarımız gibi sevmek, koruyup
gözetmek de komşuluk görevlerindendir.
3) Peygamberimiz: "Allah'a ve âhiret gününe iman eden komşusuna iyilik etsin" (Buhârî)."Allah katında dostların en iyisi arkadaşına, komşuların en iyisi de
komşusuna en iyi davrananıdır" (Buhârî) buyurmuştur.
Komşularımıza ikramda bulunmak dâ ahlâkî görevlerimizdendir. Rasûlüllah (s.a.s): "Allah'a ve
âhiret gününe iman eden komşusuna ikramda bulunsun" demiştir. (Buhârî) Yine Peygamber "Ya Ebâ Zerr! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çoğalt ve komşularını da unutma, " tavsiyesinde bulunmuş, ayrıca "Komşusu açken tok
olarak yatan kimse bizden değildir, " (Müslim) buyurmuştur.
5) Fakir ve muhtaç komşuların yardımına koşmak, gerekirse onlara maddi
yardımda bulunmak, ödünç para vermek, çalışabilecek durumda olanlara, geçimlerini sağlayacak bir iş sağlamak müslümanın görevidir. Kimsesiz ve yaşlı komşularımızın, işlerini takip
etmek, yapmak veya yaptırma da çok güzel bir davranıştır.
6) Komşuda olup bitenleri
araştırmamak, ayıp ve kusurlarını ortaya çıkarmamak, bize karşı hatalı söz ve davranışlarda bulunmuşlarsa, onları anlayışla karşılayıp bağışlamak kendilerine dünya ve âhiret işlerinde yol
gösterici olmak da komşuluk görevleri arasındadır. Kur'an-ı Kerim'de birbirinin kusurunu araştırmak ve başkasının gizli kalmış yanlarını ortaya çıkarmaya çalışmak yasaklanmıştır (el-Hucurât, 49/12).
7) Komşulara kötülük yapmamak, zarar vermemek gerekir. Hz. Peygamber bunun önemini: "Komşusu, kötülüklerinden emin olamayan kişi iman etmiş olmaz"
(Buhârî)"Komşusunun karısıyla zina yapanın günahı, on kadınla zina
yapan adamın günahından daha ağırdır" (Buhârî).
Abdullah b. Ömer'in anlattığına göre, Hz. Peygamber bir savaşa çıkmıştı.
Yolda: "Bu gün, komşusuna eziyet eden kimse bize katılmasın, " buyurdu. Adamın biri: "Ben komşumun duvarının dibine abdest bozmuştum, " deyince, Rasûlüllah:"Bu gün bize katılma" buyurdu.
İslam hukukuna göre, bitişik komşu olmak malî bazı hakların da doğmasına sebeb olur. Şuf'a ve irtifak hakları bunlar arasında sayılabilir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Ev komşusu eve,
başkalarından daha fazla hak sahibidir" (Tirmizî)."Komşu komşusunun şuf'asına başkalarından
daha fazla hak sahibidir" (Ebû Dâvud).
Şuf'a, satılan bir malı, satın alan kimseden, sahip olduğu satın almadaki öncelik hakkına dayanarak, bedelini ödemek suretiyle geri alabilme hakkını ifade eder. İrtifak hakkı ise, komşunun mülkü üzerindeki geçit, su alma veya su geçirme gibi gayri menkule bağlı olarak
geçen haklardır.
