05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Komşuluk haklarını gözetmeliyiz...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ailemizden sonra en yakın sosyal çevremizi komşularımız

meydana getirir. İyi veya kötü günlerimizde şartlar en yakın çevre ile temas halinde bulunmayı

gerektirir.

Kur'ân-ı Kerim'de komşu ilişkisinden söyle söz edilir:"Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki

bulunduğunuz kimselere iyilik edin. " (Nisâ, 4/34).

Komşu deyiminin kapsamı ile ilgili

olarak Hz. Ali (r.a) çevrede "sesi işitilenlerin" komşu olduğu görüşündedir. Hz. Aişe (r.a) da her

taraftan kırk evin komşu olduğunu ve bunların komşuluk hakkına sahip bulunduklarını bildirmiştir. Ayrıca, komşu tabiri, hiç bir ayırım yapılmadan, müslüman kâfir, âbid fâsık,

dost düşman, yerli misafir, iyi kötü, yakın uzak bütün komşuları içine alır (Tecrid-i Sarih).

Hz. Peygamber: "Cebrail (a.s) durmadan bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye ederdi.Bu sıkı tavsiyeden, komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim"

(Buhârî). buyurur.

Bir Müslümanın başkalarına zarar vermemesi, herkese iyilik yapması en önemli ahlâkî görevlerindendir. Rasûlüllah (s.a.s): "Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden

emin oldukları kişidir"(Buhârî) buyurmuştur. Sürekli karşılıklı ilişkiler sebebiyle komşu güven konusunda daha önceliklidir. Nitekim Allah elçisi başka bir hadiste bunu şöyle ifade buyurmuştur: "Şerrinden komşusunun güveninde olmadığı kimse gerçek mü'min olamaz" (Buhârî).

Mü'minin, kendi nâil olduğu nimetlere diğer mü'min komşularının da nâil olmasını, kendisi için istemediği şeyleri mü'min komşusu için de arzu

etmemesi esastır (Buhâri) Bu prensipten hareket edilince komşu komşuyu rahatsız

edemez. Burada, herkese uygulanabilen objektif bir ölçü sunulmuştur. Görüntü yaparak veya balkon, saçak vb. yapılarla komşunun arsasına taşarak zarar veren kimse, aynı davranış kendisine yapılsa razı olmayacaksa, kalbine danışarak doğruyu bulabilecektir. Allah Rasulü bu

ölçüyü Vâbisa (r.a)'ya hitabederek şöyle açıklamıştır: "Ey Vâbisa insanlar sana fetvâ verse bile bir de kalbine danış. Birr güzel olan şey, yaptığın zaman kalbini rahatlatan, günah ise

kalbini rahatsız eden şeydir" (Dârimi)

Komşusunun, kendisinde ne gibi hakları bulunduğunu soran bir sahabeye Hz.

Peygamber (s.a.s) şöyle cevap vermiştir: "Hastalanırsa ziyaretine gidersin, vefat ederse cenazesini kaldırırsın. Senden borç isterse borç verirsin. Darda kalırsa yardım edersin. Başına

bir felâket gelirse teselli edersin. Evinin damını onunkinden yüksek tutma ki, onun rüzgârını

kesmeyesin. Ya senin ne pişirdiğini bilmesin, ya da pişirdiğinden ona da ver" (Hayâtü's-Sahâbe).

1) Komşularımıza karşı tatlı sözlü, güler

yüzlü olmalı, onlarla karşılaştığımızda selamlaşmayı, hâl hatır sormayı, neş'e ve kederlerini paylaşmayı ihmal etmemeliyiz.

2) Sağlık ve hastalıklarında, üzüntü ve sevinçli anlarında, düğün ve bayramlarda kendilerini ziyaret etmek, onlardan biri vefat etmek, onlardan biri vefat

ederse yakınlarına başsağlığı dilemek, kendilerine destek olmak, cenazenin kaldırılmasında

yardımcı olmak, dâvetlerini kabûl etmek, çocuklarını kendi çocuklarımız gibi sevmek, koruyup

gözetmek de komşuluk görevlerindendir.

3) Peygamberimiz: "Allah'a ve âhiret gününe iman eden komşusuna iyilik etsin" (Buhârî)."Allah katında dostların en iyisi arkadaşına, komşuların en iyisi de

komşusuna en iyi davrananıdır" (Buhârî) buyurmuştur.

Komşularımıza ikramda bulunmak dâ ahlâkî görevlerimizdendir. Rasûlüllah (s.a.s): "Allah'a ve

âhiret gününe iman eden komşusuna ikramda bulunsun" demiştir. (Buhârî) Yine Peygamber "Ya Ebâ Zerr! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çoğalt ve komşularını da unutma, " tavsiyesinde bulunmuş, ayrıca "Komşusu açken tok

olarak yatan kimse bizden değildir, " (Müslim) buyurmuştur.

5) Fakir ve muhtaç komşuların yardımına koşmak, gerekirse onlara maddi

yardımda bulunmak, ödünç para vermek, çalışabilecek durumda olanlara, geçimlerini sağlayacak bir iş sağlamak müslümanın görevidir. Kimsesiz ve yaşlı komşularımızın, işlerini takip

etmek, yapmak veya yaptırma da çok güzel bir davranıştır.

6) Komşuda olup bitenleri

araştırmamak, ayıp ve kusurlarını ortaya çıkarmamak, bize karşı hatalı söz ve davranışlarda bulunmuşlarsa, onları anlayışla karşılayıp bağışlamak kendilerine dünya ve âhiret işlerinde yol

gösterici olmak da komşuluk görevleri arasındadır. Kur'an-ı Kerim'de birbirinin kusurunu araştırmak ve başkasının gizli kalmış yanlarını ortaya çıkarmaya çalışmak yasaklanmıştır (el-Hucurât, 49/12).

7) Komşulara kötülük yapmamak, zarar vermemek gerekir. Hz. Peygamber bunun önemini: "Komşusu, kötülüklerinden emin olamayan kişi iman etmiş olmaz"

(Buhârî)"Komşusunun karısıyla zina yapanın günahı, on kadınla zina

yapan adamın günahından daha ağırdır" (Buhârî).

Abdullah b. Ömer'in anlattığına göre, Hz. Peygamber bir savaşa çıkmıştı.

Yolda: "Bu gün, komşusuna eziyet eden kimse bize katılmasın, " buyurdu. Adamın biri: "Ben komşumun duvarının dibine abdest bozmuştum, " deyince, Rasûlüllah:"Bu gün bize katılma" buyurdu.

İslam hukukuna göre, bitişik komşu olmak malî bazı hakların da doğmasına sebeb olur. Şuf'a ve irtifak hakları bunlar arasında sayılabilir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Ev komşusu eve,

başkalarından daha fazla hak sahibidir" (Tirmizî)."Komşu komşusunun şuf'asına başkalarından

daha fazla hak sahibidir" (Ebû Dâvud).

Şuf'a, satılan bir malı, satın alan kimseden, sahip olduğu satın almadaki öncelik hakkına dayanarak, bedelini ödemek suretiyle geri alabilme hakkını ifade eder. İrtifak hakkı ise, komşunun mülkü üzerindeki geçit, su alma veya su geçirme gibi gayri menkule bağlı olarak

geçen haklardır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *