Dadaloğlu...
19'uncu yüzyılda yaşadı.
Asıl adı Veli.
Türkmen aşıklarının önde gelenlerinden.
Kul Mustafa mahlasını kullanan Aşık Musa'nın oğlu. Az da olsa eğitim aldı.
Avşar beylerinden Küçük Alioğlu ile Kozanoğlu'nun yanında imamlık, katiplik yaptı.
Şiirlerinde göçerlik koşullarını,
döneminde orta Anadolu'da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı ile savaşlarını yansıtır.
Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesidir.
Asıl ününü yiğitlik türküleri ile yaptı.
Yüz kadar şiiri sözlü kaynaklardan derlenerek günümüze kadar ulaştı.
Dadaloğlu, Oğuzların 24 boyundan birisi olan Avşar boyuna mensuptur.
Doğum tarihi, araştırıcıların büyük bir kısmının tahminine göre 1785'te doğmuştur.
Ancak onun için söylenebilecek en uygun doğum tarihi "XVIII. yüzyılın son çeyreği'dir.''
Daha sonra Dadal, Dadalı, Aşık Dadal,
Dadanoğlu ve Dadaloğlu gibi mahlasları kullanmıştır. Bunlar arasında öne çıkanı ise,
Dadaloğlu olmuştur.
Dadaloğlu'nun öğrenim görmediği düşüncesi kuvvetlenmektedir.
Eğitimi konusunda Saim Sakaoğlu;
"Kısacası o, şanslı bir göçerin görebileceği bir eğitimi, yani büyüklerden elde edilebilecek bir eğitimi görmüştür, " demektedir.
Dadaloğlu, göçebe Avşarlar arasında yetişmiş ve onların sözcüsü olmuş bir aşıktır.
Bugün elimizde bulunan 130 kadar şiirinin tamamı hece vezniyledir.
Bunların büyük bir kısmı Avşarlardan yapılan derlemelerle ortaya çıkmıştır.
Şiirlerinde işlenen konu ise, büyük ölçüde Avşar aşiretinin hayatıdır.
Bu genel çerçeve içerisinde sevda,
yurt güzellemeleri, göçer hayatı, ön plandadır. Avşarların hayatında güzelle at bir tutulur.
Bu atlar arasında ise en değer verileni kırattır.
Dadaloğlu'nun şiirleri teknik açıdan sağlamdır.
Bir şairin gücünü, kelime dağarcığı ve ahenk unsurları oluşturur.
Dadaloğlu'nun şiirleri bölgenin diğer aşıkları Karaca Oğlan ve Cingözoğlu Seyit Osman'la karıştırılmıştır. Dadaloğlu, Hurşit ile Mahı Mihri Hikayesini anlattığı için, bu hikaye onun tasnifi gibi değerlendirilmektedir. Ayrıca Dadaloğlu'na mal edilen türkülerin hikayesi de ''Gavur Kızı, Kıral Kızı, Emmi Kızı, İsa Güzeli, '' Avşarların Tecirli ve Ceridede Kavgası,
Dadalı Bey, Avşarların Cadıoğlu'nun Askerleriyle Kavgası zaman zaman halk hikayesi olarak değerlendirilmiştir.
Dadaloğlu'nun doğumu gibi, ölümü de bilinmezlerle doludur.
Dadaloğlu Şiirlerinden Örnekler:
Aslımı sorarsan Avşar soyundan
Ayrı düştüm aşiretten beyimden
Pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen
Çıkıp da cana kıyanlardanım
***
Çekerim çileyi böyl'olsun bugün
Alırım mı sandın şol Kozan Dağın
Biz bir kurt idik de Bozoklu köyün
Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim
***
Dadaloğlum der de böyle olmazdım
Gördüğüm günlerin birini görmezdim
Kavga kızışınca geri durmazdım
Meydanda kardaşa kıyanlardanım
***
Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri:
Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir
***
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın, dağlar bizimdir
***
Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koçyiğitler yere serilir
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir
***
Yedi iklimdört köşeyi dolandı:
Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş
***
İrili ufaklı insan piç oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz nic'oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş
***
Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş
***
Kulak verdim dört koşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden coğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş
***
Dadaloğlu'm der ki sözüm vasiyet
Benim sözümü dinleyene nasihat
Besmelesiz kazanılan piç evlat
O da dünyada ziyankar imiş
***
Koşma:
Çıktım yücesine seyran eyledim
Cebel önü çayır çimen görünür.
Bir firkat geldi ki coştum ağladım
Al yeşil bahçeli Kaman görünür.
***
Şaştım hey Allah'ım ben de pek şaştım
Devrettim Akdağ'ı Bozok'a düştüm
Yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim
Yanar oylum oylum duman görünür.
***
Biter Kırşehir'in gülleri biter
Çığrışır dalında bülbüller öter
Ufacık güzeller hep yeni yeter
Güzelin kaşında keman görünür.
***
Gönül arzuladı Niğde'yi, Boru
Gün günden artmakta yiğidin zarı
Çifte bedestanlı koca Kayseri
Erciyaş karşısında yaman görünür.
***
Dadaloğlu'm da der zatından zatı
Çekin eyerleyin gökçe kır atı
Göçmek değil bizim ilin muradı
Ak yare gitmemiz güman görünür.
Kaynak; Türk Dili ve Edebiyatı.
