24 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Semhudi Şerif Ali bin. Abdullah...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Şafii mezhebi fıkıh alimlerinden. 

İsmi, Ali bin Abdullah bin Ahmed bin Ebi'l-Hasen Ali bin İsa bin Muhammed bin İsa el-Haseni es-Semhudi el-Mısri'dir. 

Hazreti Hasen bin Ali bin Ebi Talib'in torunlarından idi. 

Bunun için ''Şerif Semhudi'' diye meşhur oldu. 

Künyesi Ebü'l-Hasen ve lakabı da Nureddin'dir. 

Mısır'da, babasının kadı olduğu Semhud şehrinde, 1440 senesi Safer ayında dünyaya geldi ve orada büyüdü, ilk olarak, babası tarafından 1449 yılında Kahire'ye götürüldü. 

Daha sonraları, gerek yalnız ve gerekse babası ile,  

çeşitli vesilelerle bu şehre birçok defa gidip geldi. 

Bu ziyaretleri esnasında, zamanının en meşhur alimleri ile tanışıp,  

onlardan çeşitli ilimleri tahsil etti. 

Evliyanın büyüklerinden Zeynüddin-i Iraki'den tasavvuf ilminin yüksek ve ince ma'rifetlerini elde etti. 

Bu zat, ona hırka giydirdi. 

1465 senesinde ilk defa hacca gitti ve Medine-i münevvereye yerleşti. 

Peygamber efendimizin mübarek mescidi yanında bir hücrede ikamet etmeye başladı. 

Bir müddet sonra buradan ayrıldı. 

Bab-ür-Rahme yanında Temim-üd-Dari'nin evi olarak bilinen bir meskeni kiralayıp, oturdu. 

Medine'ye geldiğinde, Mescid-i Nebi'nin 1256 senesindeki yangından sonra yapılan ta'miratların, aslına uygun bir şekilde yapılmamış olduğunu gördü. Bu mübarek yer, aşağı-yukarı 200 yıllık bir zaman geçmiş olmasına rağmen,  

çok sathi ve yetersiz bir şekilde ta'mir edilmişti. 

Mescid'in eski halini araştırıp, aslına uygun bir şekilde yapılmasını tavsiye eden bir eser kaleme aldı. 

Bizzat, Mescid-i Nebi'nin ta'miri ve yanına bir kütüphane inşası ile uğraştı. Çok kitap yazdı. 

1476 senesinde, ikinci defa hac yapmak üzere Mekke-i mükerremeye gitti. Kendisinin bulunmadığı bu sırada, Medine'de Mescid-i Nebi yanındaki kütüphane, mescidi de harabe haline getiren yangında kül oldu. 

Buna çok üzülen Semhudi, hacdan dönünce Mısır'a gitti ve Semhud şehrinde bulunan ihtiyar annesini ziyaret etti. 

Annesi, Bu ziyaretten on gün sonra vefat etti. 

Annesinin cenazesinin defninden sonra Kahire'ye gitti. 

Sultan Eşref Kayıtbay kendisini kabul edip, maaş bağladı. 

Çok ihsan ve ikramlarda bulundu. 

Nezareti kendisine tevdi edilen Medine kütüphanelerini ta'mir ve tezyin etmek, eksikliğini tamamlamak üzere çok miktarda altın ve kıymetli kitaplar verdi. 

Kudüs-i şerifi ziyaret ettikten sonra, 1485 yılı sonlarına doğru Medine-i münevvereye döndü. 

Bu sırada Temim-üd-Dari'nin evinin satılığa çıkarılmış olduğunu gördü. Bunu satın alıp iyice ta'mir ettirdi. 

Evlenip çoluk-çocuk sahibi oldu. 

Herkese iyilik eder ve ilim öğrenmek için gelen talebelere ders okuturdu. 

1506 senesi Zilka'de ayının onsekizinde, Medine'de vefat etti. 

Kabr-i şerifi Cennet-ül-Baki kabristanında, Seyyid İbrahim ile İmam-ı Malik hazretlerinin kabirleri arasında bulunmaktadır.

Şerif Semhudi, daha küçük yaşta Kur'an-ı kerimi ve ''Minhac'' kitabını ezberlemişti. 

Uzun zaman babasının yanında kalıp ilim tahsil etti. 

Babası ile karşılıklı müzakere ederek, ''Minhac'' kitabına Celaleddin-i Mahalli'nin yaptığı şerhini ve Şerh-ül-behce'nin yarısını okudu. 

Bunun diğer yarısını da dinliyerek öğrendi. 

Ayrıca, Şafii usulüne dair ''Cem-ul-cevami'' adındaki eseri,  

İbn-i Malik'in Elfiyesinin yarısını da babasından okudu. 

Yine babasından, Buhari'yi ve Münziri'nin ''Muhtasar-ı Müslim'' adındaki hadis kitabını dinledi. 

Şerif Semhudi, Necmeddin bin Kadı Aclun'un huzurunda Minhac'ın tashihinin bir bölümünü, Şemseddin-i Bami'den Şerh-ül-behce'nin bir bölümünü,  

Zeyneddin Zekeriyya'dan Esnai'nin Şerh-ül-Minhac'ını ve onun feraiz ilmine dair İbn-ül-Haim'in Manzume'sine yaptığı şerhinin çoğunu,  

Şemseddin-i Şirvani'den Teftazani'nin Akaid-i Nesefi'yye şerhini ve İsfehani'nin Şerh-ı Tavali sinin çoğunu okudu. 

Mekke'de onunla, kelam ilmine dair birçok mes'eleleri mübahase ve müzakere ettiler. 

Memleketi olan Semhud'da, Kahire'de, Medine ve Mekke'de daha birçok alimden ilim tahsil eden Semhudi, çok kitap yazdı. 

Bunlardan "Hülasat-ül-vefa" ve "Cevahir-ül-akdeyn" kitaplarını okuyan,  

İbn-i Teymiyye'nin ve Vehhabilerin bozuk yola sapmış olduklarını iyi anlar. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *