23 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ahmet Mithat Efendi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ahmet Mithat Efendi, 1844'te İstanbul'da doğdu. 

28 Aralık 1912'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. 

İstanbul Mısır Çarşısı esnafından Hacı Sülayman Ağa'nın oğlu. 

Babasını küçük yaşta kaybetti. 

1854'te Vidin'de bulunan ağabeyi Hafız Ali Ağa'nın yanına gönderildi. 

Eğitimine burada başladı. 

1857'de ailesi ile birlikte İstanbul'a döndü. 

Mısır Çarşısı'nda bir aktarın yanına çırak verildi. 

Ağabeyinin yanında çalıştığı Mithad Paşa'nın yanına girdi. 

Mithad Paşa 1861'da Niş Valiliği'ne atanınca ağabeyi ile birlikte Niş'e gitti. Rüşdiyeyi orada bitirdi. 

Rusçuk'da Tuna Vilayeti Kalemi'ne memur olarak girdi. 

Çalışkanlığı ile Mithad Paşa'nın gözüne girdi. 

Paşa ona kendi adını verdi. 

Bu arada özel dersler alarak Fransızca'sını ilerletti. 

1866'da çevirmen olarak gittiği Sofya'da evlendi.

Tuna Gazetesi'nin başyazarı oldu. 

1869'da Mithad Paşa ile birlikte Bağdat'a gitti. 

Vilayet matbaası ve resmi vilayet gazetesi Zevra'nın müdürlüğünü yaptı. 

İlk kitabı olan Hece-i Evvel adlı ders kitabını burada yazdı.

1871'da ağabeyi ölünce İstanbul'a döndü. 

Tahtakale'deki evinin altına küçük bir matbaa kurarak kendi kitaplarını basmaya başladı. 

Bir yandan da Basiret gazetesine yazılar yazdı.

1872'da Namık Kemal ile tanıştı. 

Devir ve Bedir isimli iki gazete çıkardı. 

Bu gazeteler kapatılınca Dağarcık ve Kırkambar dergilerini yayınladı. 

Bu dergilerde çıkan yazılar nedeniyle Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi yazarlarla birlikte Rodos'a sürgüne gönderildi. 

3 yıl kaldığı Rodos'ta Medrese-i Süleymaniye isimli bir okul açıp ders verdi. 5. Murat'ın affıyla 1876'da İstanbul'a döndü.

1876'da İttihat Gazetesi'ni yayınlamaya başladı. 

Muhalif tutumunu yumuşatarak 2. Abdülhamit'e yakınlaştı. 

Devletin resmi gazetesi Takvim-i Vakayi ve devletin basımevi olan Matbaa-i Amire'nin müdürlüğüne atandı. 

Mithad Paşa davasında paşanın aleyhine tanıklık yaptı. 

1878'de Osmanlı Sarayı'nın desteğiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesini kurdu. 1888'de İsveç'te toplanan Müsteşrikler Kongresi'ne katıldı. 

1895'te Meclis-i Umur-ı Sıhhiye ikinci reisi oldu. 

Aynı yıl Sabah gazetesinde yayınlanan "Dekadanlar" başlıklı yazısıyla 

Servet-i Fünun'u eleştirdi. 

Sanat ve edebiyat çevrelerinin tepkisini çekti. 

Yazarlığı bırakmak zorunda kaldı. 

Ölümüne kadar Darülfünun'da dünya tarihi ve dinler tarihi dersleri verdi, hayır kurumlarında çalıştı.

Edebi, Sanatçı Kişiliği:

Ahmet Mithat'ın yazı faaliyetinin bugün için en önemli cephesi roman ve hikayeciliğidir.

Ahmet Mithat; 

Ahbar-ı Asara Tamim-i Enzar adlı kitabında batıda roman türünün ortaya çıkışını, gelişimini, mevcut durumunu ve özellikle de tenkidin hangi bağlamlarda olması gerektiğini çok yönlü bir bakış açısıyla ele almıştır.

Ahmet Mithat, ilk romanlarında özellikle batılı yazarları örnek almıştır.

Devri içinde "hace-i evvel" unvanı ile anılan A.Mithat Efendi,  

geniş halk kitlesini gözeterek didaktik eserler verme yoluna gittiği için halkın rahatlıkla anlayabileceği "sade dil" kullanmayı tercih etmiştir.

Dille birlikte üslubundaki sadelik dikkat çeker. 

Ahmet Mithat Efendi'nin romanlarında olay örgüsü,  

sadece bir kahramanın serüveni üzerine kurulmaz. 

Birden çok kahramanın serüveni, birbirinin içine geçecek şekilde düzenlenir. Birden çok metin halkası, çekirdek bir öykü veya olay etrafında kurgulanır.

Realist ve natüralistlerden gelen bir dikkatle karakterlerin yetiştiği ve bulunduğu çevre ile karakterler arasında ilgi kurulur.

Bazı eserlerinde olağanüstü tiplere de rastlanır.

Ahmet Mithat Efendi, edebi yönü güçlü eserler kaleme almak yerine öğretici eserler yazmayı tercih etmiştir.

İlk romanı Hasan Mellah yahut Sır içinde Esrar'dır.

Son romanı Jöntürk'tür.

Jöntürk adlı romanı 1908 Meşrutiyet'ini ele alır.

Felatun Bey ile Rakım Efendi romanı yanlış batılılaşma konusu üzerine kaleme alınmış en meşhur eserlerdendir.

Teehhül adlı eseri Şinasi'nin Şair Evlenmesi ile aynı konuyu işlemesi açısından önemlidir.

Sanatçı Çengi adlı eserini "Don Kişot etkisinde yazılmıştır" şeklinde takdim etmiştir.

Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı ve Türk edebiyatındaki ilk kadın romancı olan 

Fatma Aliye Hanım ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı ortaklaşa bir roman çalışması mevcuttur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *