Tacizade Cafer...
Osmanlı divan şairi ve münşi.
Divan nesrindeki ustalığıyla tanınmıştır.
Amasya'da doğdu, 18 Ağustos 1515'de İstanbul' da öldü.
II.Bayezid dönemi defterdarlanndan Taci Bey'in oğlu,
ünlü münşi Tacizade Sadi Çelebi'nin kardeşidir.
Babasının gözetiminde iyi bir öğrenim gördü.
Hocazade Muslihiddin, Hatibzade Muhiddin,
Kestel-li Muslihiddin Mustafa gibi dönemin önemli bilim adamlarından ders gördü.
Hacı Hüseyinzade'den mülazemet rüusu aldı.
Amasyalı hattat Şeyh Hamdullah'dan hat sanatını öğrendi.
İlk önce Simav'da müderrislik ve kadılık yaptı.
Ardından günde 50 akçeyle İstanbul'da Mahmud Paşa medresesine atandı.
Kısa bir süre sonra, 1497'de Divan-ı Hümayun nişancılığına getirildi.
Görevindeki başarısıyla II.Bayezid'in dikkatini çekti ve paşa unvanı aldı.
II.Bayezid'in saltanatının son yıllarındaki şehzadeler olayında,
Şehzade Ahmed'in tahta geçmesi için çalıştı.
Bu nedenle Selim'in padişah olmasını isteyen yeniçerilerin düşmanlığını kazandı.
Evi ve malları yağma edilerek görevinden alındı.
1512'de I.Selim Yavuz tahta geçtikten sonra Cafer Çelebi'ye İstanbul yakınlarındaki bazı kasabaların kadılığı verildi.
Sonra yeniden nişancılığa atandı.
İran seferine çıkıldığı sırada I.İsmail'e ''Şah İsmail'' gönderilen Farsça mektupların bazılarını,
Çaldıran savaşı zaferle bittikten sonra da her tarafa yollanan fetih nameleri
Cafer Çelebi kaleme aldı.
I. Selim savaş sırasında I.İsmail'in tutsak düşen karısı Taçlı Hanım'ı,
Cafer Çelebi'ye nikahladı.
Ordu sefer dönüşünde Pasinler ovasında kışladı.
Cafer Çelebi, 13 Ekim 1514'de burada Anadolu Kazaskerliği'ne atandı.
Kışı, padişahla birlikte Amasya'da geçirdi.
Cafer Çelebi, İstanbul'a dönüldükten sonra Çaldıran savaşının ardından Karabağ'da kışlamak için ayak dirediği,
askeri ayaklanmaya kışkırtanlar arasında bulunduğu yolunda
I.Selim'e ihbar edildi.
Padişahın "İslam askerini isyana sürükleyen adamın cezası nedir.." sorusuna, Cafer Çelebi "sabit olursa idamdır", yanıtını verdi.
Ayrıca suçsuzluğunu ileri sürdüyse de 18 Ağustos 1515'de İstanbul'da idam edildi.
"Ah gitti bu cihandan Cafer" ''Hicri 921'' mısraı ölümüne düşürülen tarihtir.
***
Ya Muhammed:
Medet mürüvvet dedim dergahan düştüm
Ya Muhammed veladetin aşkına
Aşkın ateşiyle yandım tutuştum
Ya Muhammed mübüvvetin aşkına
***
Senin gül cemalin yarama merhem
Alem düşmen olsa hiç çekmezem gam
Senden ayrılırsam ben kime gidem
Ya Muhammed mürüvvetin aşkına
***
Günahkar asiyim çoktur noksanım
Kurtar fakirini nebi müşnanım
Senin yollarına haki yeksanım
Ya Muhammed adaletin aşkına
***
Mücrimim boynuma taktım urganı
Lütfeyle kapunda kul eyle beni
Olur, elbet cömertlerin ihsanı
Ya Muhammed şehavetin aşkına
***
Elestü gününde vardır ikrarım
Dönmezem ahdımdan yoktur tekrarım
Tükenmez feryadım ahile zarım
Ya Muhammed kemaletin aşkına
***
Ciğerim sızlıyor gözyaşım alkan
Yalan değil sözüm sevdiğim inan
Fedadır yoluna hem baş hemde can
Ya Muhammed merhametin aşkına
***
Rahmeyle halime gayet zebunum
Yüz sürdüm eşiğen hemde düşkünüm
Red edersen beni kararır günüm
Ya Muhammed hidayetin aşkına
***
Yalvaranı kovmak düşmez şanına
Rahimsin bakmazsın kul isyanına
Kara yüzüm sürsem asi tanıma
Ya Muhammed kemaletin aşkına
***
Yevmi kıyamette ol sen bize yar
Vaz geçmezsem senden, olsamda berdar
Bi hakkı Fatima Haydarı kerrar
Ya Muhammed muhabbetin aşkına
***
Sevgi muhabbetin çıkmıyor canda
Namaz niyazımsın iki cihanda
Utandırma beni ulu divanda
Ya Muhammed hakikatin aşkına
***
Cafer'in haline eyleme merhamet
Sensin alemlere deryayı rahmet
Göster cemalini istemem cennet
Ya Muhammed şefaatin aşkına
***
Biz Muhammedi böyle severiz,
siz de Muhammedi sevdiğinizi bir söyleyin de biz dinleyelim dediğinde
Albay ayağa kalkarak,
Cafer baba'nın yanına kadar geldi ve yanaklarından öperek teşekkür etti.
