23 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İmam-ı Beyhaki

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Meşhur hadis ve fıkıh alimi. 

İsmi Ahmed bin Hüseyin, künyesi Ebu Bekir'dir. 

Nişabur'un Beyhek kasabasından olduğu için Beyheki diye meşhur olmuştur. 

Beyhek kasabasına bağlı Hüsrevcird köyünde 994 senesinde doğdu,  

1066'da Nisaburda vefat etti.

Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Beyheki zekasının keskinliği,  

hafızasının kuvveti, öğrendiği şeyler üzerindeki arzusu ve ilim öğrenmekteki ihlası ile hocalarının dikkatlerini üzerine topladı. 

Beyheki; Horasan, Bağdat,  

Kufe ve Mekke gibi ilim merkezlerinde zamanın âlimlerinden akli ve nakli ilimleri tahsil etti. 

Yüzden fazla hocadan hadis öğrendi.

Ebul-Feth Nasır bin Muhammed Ümeri'den fıkıh ilmini,  

Hakim'den hadis ilmini, İbni Fürek'ten kelam ilmini,  

Ebu Ali Rodbari'den tasavvuf ilmini öğrendi. 

Büyük alim oldu, kendisine ilmin minaresi denildi. 

Pek çok âlim yetiştirdi. Şeyhülislam Ebu İsmail el-Ensari,  

Zahir bin Tahir, Ebu Abdullah el-Feravi, oğlu İsmail bin Ahmed onun yetiştirdiği âlimlerdendir.

Kelam ilminde Ehl-i sünnet itikadına büyük hizmetler yaptı. 

Çeşitli ilimlerde bilhassa hadis, fıkıh ve kelam ilmine ait yüzlerce eser yazdı. Horasan'da hadis ilminde onun izni olmadan, o diploma vermeden kimse hadis ilminden söz edemezdi. 

Şafii fıkhı öğretmesi için Nişabur'a çağrıldı. 

Her ne kadar memleketine dönmek istediyse de 9 Nisan 1066'da vefat etti. Cenazesi yakın olan Beyhek kasabasına götürüldü.

İlim ve fazilette yüksek bir zat olan Beyheki hazretleri,  

devamlı okur, araştırır, tasnif eder, eserlerini öğrencilerine okutur,  

ilimle meşgul olur, fakirliğe sabreder, halinden hiç şikayet etmezdi. 

Az yer az içerdi. 

Kırk dört yaşından sonra vefatına kadar otuz sene bayram günleri hariç devamlı oruç tutmuştur.

***

Ragıb-ı İsfehani:

Ragıb-ı Isfehani, pek mütefekkir, mütebahhir ulemadan ma'duttur. 

Şer'i ilimlerde büyük bir iktidar sahibi olduğu gibi hikmette,  

ahlakta, edebiyatta da yüksek bir ihtisas sahibi idi. 

Fahrü'd-Din-i Razi, Te'sisü't-Takdis ünvanlı eserinde bu zatı Ehl-i Sünnet imamlarından ve Gazali'nin muasırlarından olmak üzere göstermiştir. Fıkhan Hanefiyyü'l-mezheb idi.

Rivayete nazaran İmam-ı Gazali, Ragıb-ı Isfehani'nin Mekarimü'ş-Şeria ünvanlı eserini nefasetinden dolayı pek tahsin eder, daima yanın­da bulundururdu.

Ragıb-ı Isfehani hadd-i zatında büyük bir müfessirdir,  

tefsir ihnine büyük bir hizmette bulunmuştur. 

Tefsire dair yazdığı bir eseri ikmal ede­memiştir. 

Fakat bu natamam eser büyük bir kıymeti haizdir,  

hatta Kaadi Beyzavi gibi bir büyük müfessir, bu kitaptaki tahkikattan müstefid olmuştur.

Bu kitabın yazma müzehhep bir nüshası,  

Laleli Kütüphanesinde 171 numarada mukayyettir. 

Fatiha süresiyle, Bakare suresinin evailine dair­dir. 

Bu kitap, usul-i tefsire dair pek mükemmel bir mukaddimeyi cami'dir ki,  

eser de hatt-ı zatında bu mukaddimeden ibarettir.

Bu mukaddimede ezcümle Kur'an'ın nasıl bir mucize olduğuna dair pek güzel malumat vardır. 

Bahusus deniliyor ki; Akli ve sem'i ma'lumatın,  

külliyyatını müşir olan hiçbir büfhan, delalet, taksim ve tahdit yoktur ki,  

Kitabullah onu natık bulunmasın. 

Mucizeler, hissi ve akli olmak üzere iki türlüdür; 

Göz ile görülebi­len ve amme tarafından idrak olunan mucizeler,  

birer hissi mucizedir. 

Tufan-ı Nuh, Nar-ı İbrahim, Asa-yı Musa gibi. 

Basiret ile idrak olunan, hakikaten, ukul-i raciha sahipleri tarafından mucizeler de birer akli mucizedir. 

Tariz veya tasrih suretiyle gaibden haber vermek,  

birtakım ulumun hakaayıkına bila-teallüm muttali olmak gibi. 

Hissi mucizeler, bazan olabilir ki, kehanetten, veya ittifakı surette vaki olmuş hadiseler­den az kalır ki, tefrik edilemesin, akli mucizeler ise, böyle değildir.

Beni İsrail'in beladetlerinden, basiretlerinin kılletinden dolayı ken­dilerine karşı ibraz buyrulan mucizelerin ekserisi hissi idi. 

Ümmet-i Merhumenin kemal-i aklından, kemal-i fehm ve zekasından dolayı da kendilerine ibraz buyrulan mu'cizelerin ekserisi akli bulunmuştur. 

Bunun içindir ki, aleyhi's-salatü ve's-selam Efendimiz buyurmuştur.

Ragıb-ı Isfehani, unvanlı eseriyle de müfessirlere büyük bir hizmette bulunmuştur. 

Bu eser, Kur'an-ı Kerim'in elfaz-ı mübarekesini tahlil ve tavzih eder. 

Bunların müştakkaatini, lugavi ma'nalariyle mecazi ve kinai ma'nalarını ve aralarındaki münasebetleri gösterir. 

Mühim bir felsefe-i lügat ünvanına layık olan bu eser,  

tefsir ile işti­gal eden her zat için büyük bir rehberdir. 

Bu kıymettar eser, Beyzavi'nin de mehazlarından biri bulunmaktadır.

Kaynak; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *