Filistin ve Şerif Hüseyin
Gün geçmiyorki Siyonistler, Filistinde katliam yapmasın. 2009'za geçmeden yeni bir katliam daha. 225 ölü, binlerce yaralı.
Siyonistlerin kurşunu ile yaralanan bir genç, şehadet getiriyor.Yazık oluyor Filistin halkına. Diğer petrol ülkeleri Araplar, bu vahşeti görmezden geliyorlar. Hele hele kendini Arap dünyasının başkanı zannedenler görmüyorlar mı? Nerede Arap Birliği Teşkilatı...? nerede İslam Birliği Teşkilatı... kime susuyorlar kimin için sususyorlar...?
Yazık oluyor Müslüman Filistin halkına. Halkımla övündüm. İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanını Protestolarla dolduran Müslüman Türk halkımı gördüm. Paralarını milyarlarını Amerika , İngiltere, ve diğer Avrupa
ülkeleri bankalarında saklıyan Körfez ülkeleri nerede...? Bu Filistin halkının başına gelenler Şerif Hüseyin değil midir...? Mübarek Türk Askeri şanlı komutanı Fahrettin Paşa Komutasında düşman çizmeleri mübarek Medine topraklarına girmesin diye göğsünü siper ederken, İngilizlerle bir olup Türk Askerini sırtından kalleşçe vuran Şerif Hüseyin değilmi...? Mühimmatı kesmek ve mübarek Türk askerini Hicaz toprakalrından atarak kendisini Arapların kralı yerine geçirmek için İstanbul Medine Tren hattını İngilizlerle birlikte patlatan Şerif Hüseyin değil mi...? Kendi egoisliği için Filistin topraklarını Yahudilere peşkeş çeken Şerif Hüseyin değilmi...?
Yıl 1914.. Emperyalist devletler başta Hicaz bölgesi olmak üzere yeraltı zenginliğini keşfettikleri toprakları ele geçirmek için büyük bir gayret içerisindedirler. Ancak bu arzularının gerçekleşmesi için Osmanlı'nın parçalanması hatta tarih sahnesin-den silinmesi gerekiyordu. Müslümanlar arasına kin ve ayrılık tohumları ekiyor, Hicaz bölgesinde Müslüman kılığında özel ajanlar görevlendiriyorlardı. İngiliz ajanı Lawrens Müslüman Arapları çeşitli vaad ve altılarla Osmanlıya karşı kışkırtmayı başarmış, 1916 yılında Şerif Hüseyin isyanıyla Araplar, Osmanlıya karşı İngilizlerle işbirliği yaparak Hicaz bölgesinin Osmanlı'nın elinden çıkmasına sebep olmuşlardı. Medine'yi savunma görevi Fahrettin Paşa hazretlerine verilmiştir. Fahrettin Paşa, bütün zor şartlara rağmen büyük bir fedakarlıkla şehri müdafaa ediyor ve kahramanlık destanı yazıyordu. Fahrettin Paşa maiyetindeki subay ve erleriyle birlikte bir sabah namazını Mescid-i Nebevi'de edâ ettikten sonra Peygamberimizin kabrine gelir ve mübarek huzurunda, şeref sözü verir. "..Ya Resulullah!. son neferimize varıncaya dek şehid olmadıkça senin mübarek bedenini düşman eline teslim etmeyeceğiz.."
Fahrettin Paşa Resulullah'ın huzurunda verdiği bu sözü tutar ve Hicaz bölgesinin düşman eline geçmesine rağmen düşman Medine-i Münevvere'ye girmesine asla müsade etmez. Erzak ve mühimmatı iyice azalan Fahrettin Paşa, mahiyetindeki bir avuç Mehmetçikle emperyalist güçlere karşı öyle destanlar yazıyordu ki, İngiliz ajanı Lawrens dahi daha sonra kendisinden "Çöl Kaplanı" diye bahsedecektir. Fahrettin Paşa'nın amacı ne petrol ne de ganimettir. O, sadece canından çok sevdiği Resulullah'ı ve O'nu koynunda barındıran nurlu Medine şehrini İngilizin kirli çizmesine çiğnetmemek için mücadele ediyordu.
Nihayet olanlar oldu ve birinci dünya savaşı, Osmanlı yenilgisiyle sona erer ve Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır.
Etrafindaki Türk birlikleriyle irtibatı tamamen kesilen Fahreddin Paşa şehri savunmaya devam eder.
Böylece Medine'de 400 seneden beri süren YüceTürk Milleti hakimiyeti sona erer.
1936'da Tümgeneral rütbesi ile Türk Silahli Kuvvetlerinden emekliye ayrılan Fahreddin Paşa, 1948'de İstanbul'da vefat eder.
Evet; bu gün Filistin halkının başına gelenlen musibetlerin baş müsebbibi Şerif Hüseyindir...
