Ahlaklı sporcu sorumlu vekil!..
YAYINLAMA:
| GÜNCELLEME:
AFERİN Saffet'e…
Türk futboluna gerçekten "iyi niyetle" emek vermiş, 3 büyüğün de formasını giymiş bir milli sporcu olarak elini altına uzattığı taşı çok sevdim… Sporumuz için bir "anayasa" fikri, müthiş…
Şimdilerde TBMM çatısı altında milletvekili sıfatıyla izlediğimiz Saffet Sancaklı, ORTADOĞU'ya önemli bir röportaj verdi ve Türk sporunun anayasası niteliğinde yeni bir kanın tasarısı için çabaladığını söyledi…
Futbolculuğu boyunca kendisini en iyi tanımlayan sıfatın "sorumluluk sahibi" olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğim Saffet, bu girişimiyle de övgüyü hak etti…
Söylediklerini okudum…
Saptamaları doğru, yerinde hatta biraz vicdanlı davranmış olmalı ki, "eksik" bile… Bu konuda sporumuzun ciddi, olabildiğince eksiksiz ve kalıcı bir değişime müthiş gereksinimi var…
Ancak Saffet, çalışması henüz çok yeni olduğundan, ya da kafasındaki projenin tümünü bu röpırtajda aktaramadığından olsa gerek, olayı anlatırken fazla derine inememiş. Olsun… Önemli olan, bu konudaki iyi niyetli fikri ve gerekli olan girişimidir…
Kendi sözlerinden hareketle, dile getirdiği konulara ben de değinmek isterim… Tasarıdaki bazı konulara kalem değdirmem gerekirse…
-Federasyon başkanı olmak için o sporu yapmış bir sporcu olmak şartı, YANLIŞ…
Unutmamak gerekir ki, yöneticilik başka, işçilik başka bir şeydir… Sporcu, o sporun işçisi, emekçisidir… Federasyon ise yönetim katıdır… Sporcular federasyon başkanı olabilir mi? Olabilir… Ama bu bir ön şart olamaz… Ben imza atmak yerine parmak basan, körcahil: hatta belinde tabancayla gezen, ahlaksız nice sporcular biliyorum… Bu hakkı sadece sporu yapmış olana vermek, yöneticilik vasıflarının genel ilkeleriyle uyuşmaz…
-Federasyon yönetimlerinde o sporun sporcularının yer alması şartı, DOĞRU…
Federasyon yönetimleri, sporcuları bünyesine kesinlikle almalıdır… Ama bunda milli olmak gibi vasıflardan ziyade, "eğitimli" olmak şartının aranması daha doğru… Saffet'in dediği gibi bu oran yüzde 25 mi olmalıdır, o da tartışılır…
- Federasyon yönetmeliklerinin hazırlanmasında ileri spor ülkelerini örnek almak şartı, DOĞRU…
Atatürk de öyle yapmıştı… İlk anayasamız, ileri demokrasilere sahip ülkelerin yasalarından alıntılarla şekillenmişti ki ülkemizin ilerlemesinde büyük katkısı oldu… Bunu sporda da uygulamak, mantıklı…
* * *
Bunlar, tabii ki ayrıntı ama, kısaca böyle…
Görülen o ki, bu konu sporumuz için tedavi edilmesi gereken bir yaradır… Ve Türk sporunun böylesine bir reforma hayati derecede gereksinimi vardır… Saffet, bu konuya her zamanki "sorumluluk" bilinciyle yaklaşmış… Övgüye değer…
Ancak… Madem böylesine köklü hatta "sporun anayasası" niteliğinde bir kanun tasarısı hazırlanacak, bu konu sadece TBMM çatısı altında şekillenmemeli…
Konu, hassas ve yaşamsal önemde…
Öyleyse, yapılması gereken bu çalışmanın tabana yayılması, sporun tüm unsurlarından görüş alınmasıyla daha kapsamlı ve eksiksiz hale getirilebilir…
Bunun için bir SPOR ŞÜRASI toplanır… Ama göstermelik değil, gerçek bir SPOR ŞÜRASI… Buraya tümü büyük bir özenli seçilmiş, konuya hakim hukukçular, bazı federasyonların uluslararası teşkilatlarından isimler, şaibesiz ve eğitimli sporcular, spor yazarları, ülkenin önemli holdinglerinin üst düzey yöneticileri, yine şaibesiz ve işiyle sporu birbirine karıştırmamış kulüp yöneticilerinin bir bölümü davet edilir…
Bu şurada, yasa tasarısının ilk şekli hazırlanır, sonra defalarca yapılacak toplantılarla son şekline kavuşturulur…
Ben, konunun acilen ciddi biçimde ele alınıp bir yol haritasına kavuşturulması gerektiğine inanıyorum…
Bu yapılırsa, artık kulüp yöneticilerinin "çıkar amaçlı" hataları sonucu kulüplerimizin zor durumda kalmayacağına, beli tabancalı sporcularımızın burun kırıp hastane koridorlarında ateş etmeyeceklerine inanıyorum…
Sporculuğundaki yeteneklerinden çok, sporcu olarak ahlakını hep takdir ettiğim Saffet Sancaklı'nın bu girişimi, TBMM için de bir örnek oluşturacaktır… Her vekil, kendi alanında bu denli sorumlu davranabilse, zaten bu ülke hepimiz için daha yaşanılası bir ülke olacaktır…
Saffet Sancaklı'nın yaktığı bu meşale etrafında Türk sporunun eksiksiz toplanacağına inanıyor ve diliyorum…
SEMRA AKSU
YARIŞA HAZIRLANIYOR
Semra Aksu, tüm sporların anası olan atletizmin "rüzgar kız"ı…
100 m, 200, 400, 100 engelli, 400 engelli, uzun atlama ve heptatlon dallarında yarıştı…
20'yi aşkın Türkiye rekoru kırıp, 1983'te 100 m. engellide Balkan ikinciliği, 1986'da Yunanistan Uluslararası Salon Atletizm Şampiyonası'nda 200 m. ve 400 m. birinciliği aldı…
1986 Avrupa Atletizm Şampiyon Kulüpler Şampiyonasında 400 m. engellide şampiyon oldu…
Bunlar, bir çırpıda aklıma gelenler…
Parlak bir sporculuk yaşamı, pırıl pırıl bir kariyer…
Aksu şimdi de siyasete soyundu… Doğduğu ve spora başladığı Karşıyaka'da belediye başkanlığına CHP'den aday adaylığını koydu…
Aday gösterilir mi, gösterilmez mi, bilinmez…
Aday gösterilirse kazanır mı kazanmaz mı, pek o kadar bilinmez değil…
Bana sorarsanız, Karşıyaka, kendi kanından canından olan RÜZGAR KIZ'ı çıktığı bu yeni yolculuğunda da yalnız bırakmayacaktır…
Eski dost, iyi insan, başarılı bir sporcuydu…
Yolun açık olsun Semra Aksu…
Bu millet spordan gelme siyasetçilere güvenmekte ender olarak yanılırlar…
Sen onlardan olma e mi!..
SÖZÜN ÖZÜ
Önemli biri olmanın tek bedeli, sorumluluk duymaktır…
W.CHURCHİLL
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
