05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Akdeniz'de gaz sancısı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

TÜRKİYE'nin son yıllarda Doğu Akdeniz'de yürüttüğü petrol ve gaz arama faaliyetleri, bölgenin aktörleri arasındaki dengeleri değiştiriyor. Birbiri ardına Türkiye'ye küstah baskılar geliyor. Türkiye, sıcak denizlerde bu sefer 'gaz' oyunlarıyla karşı karşıya geldi. Bu yazıyı yazarken o zaman çalıştığım Tercüman gazetesindeki günlerim aklıma geldi.1974'te Kıbrıs çıkarmasının yapıldığı gece sabaha kadar bekledik ve bütün Türk milleti gibi o coşkuyu yaşadık. Eğer çıkarma sırasında  küstah tehditlere boyun eğilseydi bugün Kıbrıs'ta tek bir Türk kalmazdı. Zamanın Başbakanı Bülent Ecevit'in dirayetli politikası sayesinde 45 yıldır yavru vatanda huzur hakim. Bugün aynı tehditler sürüyor ve Güney Kıbrıs ile Yunanistan, Fatih sondaj gemisinin faaliyetlerinin Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinin ihlali olduğunu söylüyor. ABD ile Avrupa Birliği de bu konuda Yunanistan ve Rumlar'ı destekliyor. Kıbrıs'ta 1974'ten bu yana kalıcı bir barışa ulaşılamaması bölgenin en büyük problemi olarak öne çıkarken, Rumlar'ın uluslararası aktörlerin desteğiyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  ve Türkiye'ye dayatmaya çalıştığı tek taraflı politikaları yeni krizlere kapı aralıyor.

Türkiye gücünü gösterdi

2013'te petrol ve gaz araştırmalarında kullanılmak üzere satın alınan sismografik araştırma gemisi Barbaros Hayreddin Paşa, kendisine eşlik eden donanma unsurlarıyla birlikte geçen yıl Akdeniz'e geçerek 2 ve 3 boyutlu sismik çalışmalarına başladı ve deyim yerindeyse bölgenin röntgenini çekti.Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin geçen yıl ekimde Yunanistan'a ait bir fırkateynin tacizine uğramasının ardından Türk Deniz Kuvvetleri Yunan gemisinin faaliyetlerini önleyerek fırkateyni bölgeden uzaklaştırdı. Doğu Akdeniz'deki bu sıcak temaslar Türkiye'nin bölgedeki çalışmalarında ne kadar kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi.Türkiye'nin kararlılığını bölgedeki tüm aktörlere gösteren diğer bir gelişme ise ülke tarihindeki en büyük deniz tatbikatı olan ve 28 Şubat-8 Mart 2019 tarihlerinde başarıyla icra edilen Mavi Vatan Tatbikatı idi. Doğalgaz yatağının keşfedilmesi ile birlikte Akdeniz'de sular giderek ısınıyor. Kıbrıs açıklarında keşfedilen doğal gaz rezervleri, adada yıllardır süregelen çatışmaya barışçıl bir çözüm getirmesi umut edilirken, tam tersi gerilimi tırmandırıyor.

Kuyruk acısı hâlâ bitmedi

2011 yılından itibaren Doğu Akdeniz'de devam eden doğal gaz sorunu, Kıbrıs Rum kesimi lideri Nicos Anastasiades'in BM'nin gözetiminde sürdürülen barış görüşmelerini 7 Ekim 2014 tarihinde tek taraflı olarak askıya almasıyla başladı. Rumlar buna sebep olarak ise Münhasır Ekonomik Bölge olarak ilan ettiği sularda Türkiye'nin petrol ve doğal gaz aramasını gösterdi. Anastasiades'in Türkiye'nin  sondaj faaliyetlerini 'yeni bir işgale eş' olduğunu söylemesi ise kuyruk acısının sürdüğünün işaretiydi. Rumlar aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde adaylığını engellemek için bir dizi tedbirler aldığını duyursa da Türkiye dik durmuş ve aramalarına devam ediyor. Yunanistan'ın Rumlar ve İsrail ile kurduğu 'Enerji İttifakı'nın Türkiye'yi rahatsız ettiği bir gerçek. Bu durumun belki de daha tehlikeli bir Türk-Yunan ihtilafı doğuracağından endişe duyuluyor. 850 milyar metreküp ile dünyanın en büyük doğal gaz yataklarından birinin bulunması, Doğu Akdeniz'de enerji dengelerini değiştirdi.Başta Amerika  ve İsrail gibi batılı sırtlanlar yeni planlar yapıyor. Koltuğunu korumak için ABD ve İsrail ile sıkı bir 'dostluk' kuran Beyaz Saray'a biatlı Suudiler'in,  İran'ın nüfuzunun kırılmasına aracılık edip, bölgeyi Mısır ile birlikte sırtlanlara pay etmeye razı olduğu da biliniyor. Bekleyelim görelim.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *