Yolun Sonu Karanlık...
TERÖR örgütü PKK'nın yandaşları ''Biji serok Apo'' diye ağızları köpüre köpüre meydanlarda naralar attıklarında kanımız donar ''Nerde bu devlet'' diye sorardık.
O devlet, şimdi AKP sayesinde ve de devlet kanalından onların dediklerini yapıyor.
TRT'nin Kürtçe kanalında Erdoğan, ''Serök vezîr'' diye takdim ediliyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk defa bir başbakan Kürtçe ''Hayırlı olsun'' mesajı veriyor.
DTP'lilerle kolkola giren AKP'li vekiller kanalın açılışında alkış tutuyor.
ANAYASA DELİNDİ...
GÜNEYDOĞUda seçim kazanmak adına devletin altına dinamit konuyor.
Baştan söyleyelim ki bu gittiğiniz yol; yol değil...
Başbakan Erdoğan, TRT-6'yı Kürtçe yayına başlatıp PKK sempatizanlarının bu kanalda boy göstermesinin yolunu açarken AKP'nin atadığı YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan da , Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünün açılacağını duyurdu.
Ermenice TV için de harekete geçildi.
Anayasa'nın değiştirilemez ve de teklif edilemez 3. maddesi ''Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı" dır. Başkenti Ankara'dır'' diyor ama bunlar değil Anayasa'yı, devletin bütün değerlerini yerle bir ediyor.
SIRADA NE VAR?
NEDEN Kürtçe TV açma ihtiyacı duyuluyor anlamıyorum.
Siz ülkenin dilinden de taviz veriyorsunuz.
AB istedi, ''oy için her şey feda olsun' anlayışı ile bunu yaptınız diyelim.
Yarın öbür gün toplanan yüz kişi ''Biz bu dilde konuşuyoruz... Biz de kendi TV'mizi istiyoruz'' derse cevabınız yine ''Evet'' mi olacak.
Millet ortak dil, din, tarih vs'den oluşan insan topluluğu değil midir?
Ortak dil Türkçe ise herkes bunu böyle kabul edecek.
Karamanoğlu Mehmet Bey'in 1277'de Anadolu'da resmi dil ilan ettiği ve o günden beri hiç bir sorun olmayan dilimden bugün üç-beş çapulcu dağa çıktı diye mi taviz verilecek?
Hem de devletin resmi yayın organında...
Acaba Fransa'da Arapça, İspanya'da Baskça, İngiltere'de Gal dilinde kanal da var mıdır?
HUTBEYE ''HAYIR TV'YE ''EVET..''.
SADECE TV mi?
Doğu ve Güneydoğu'da yerel seçimler öncesinde gerilim ve oy avcılığı doruk noktasına çıkarken anadilde eğitim ve Kürtçe TV benzeri öneriler çeşitleniyor.
Bazı Kürt kökenliler TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvurarak cuma vaazlarının Kürtçe yapılmasını da istedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan sorumlu Devlet Bakanlığı ise Anayasa'da devletin dilinin Türkçe olduğunu, Türkçe dışındaki bir dilde vaaz verilemeyeceğini bildirerek bu öneriyi reddetti.
Anayasa'nın 3. maddesinde Türkiye Devleti'nin dilinin Türkçe olduğu hükmü anımsatılarak, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 6. maddesine göre da devlet memurlarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve yasalarına sadakatla bağlı kalmak zorunda olduklarını bildirildi.
Bakanlık, yasal bir düzenleme yapılmadan din görevlilerinin camilerde yaptıkları vaazları ve okudukları hutbeleri Türkçe'nin dışında bir dille gerçekleştirmelerinin mevzuat açısından mümkün olmadığını kaydetti.
Camiler için bunlar yapılırken Kürtçe TV için bir sakınca görülmedi.
Yakında bebek katili Öcalan ile İmralı'dan ''TRT Şeş''te canlı yayın yapılırsa kimse şaşırmasın.
Bu toprağı vatan, bu bayrağı bayrak, bu milleti millet bilenler ikinci sınıf vatandaş oldu.
Son olarak da dilleri.
Bir ülkenin bütünlüğünü sağlamada en önemli şeylerden birinin de dil olduğunu anlamayanların, özgürlük saçmalığı altında savundukları TV kanalı onlara hayırlı olsun.
