Eşine Gülümseyen Şehidimiz...
Günlerden 24 Şubat 2008 Pazar. Bir operasyon gecesi eşi Zeynebi aradı...ve "Terörü bitirmeye gidiyoruz, bebeğimiz sana emanet" dedi. Sonra acı haber geldi...
Hakkari 4'üncü Dağ Komando Taburu'nda görev yapan ve sınır ötesi operasyona destek amacıyla bekletilen birliklerdeki subaylardan olan 27 yaşındaki Piyade Üsteğmen Serkan Çakal, teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit olur.
Şehidimizin acı haberi, İzmir'deki yakınlarının evlerine ve yüreklerine ateş düşürür.
Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'ne tayini çıkan Üsteğmen Serkan Çakal, 2007'nin Mart ayında Kandıra'da evlendiği ve üç aylık hamile olan eşi Zeynep Çakal'ı operasyonlar başlamadan 3 hafta önce İzmir'deki baba evine getirir. Yalnız kalmaması için eşini İzmir'e getiren şehit üsteğmen Serkan Çakal, izninin ardından da gittiği birliğinden terörle mücadeleye devam eder.
Kuzey Irak'a giren komando birliklerinin arkasında destek amacıyla sınır boyunda bekleyen kuvvette görev yaptığı öğrenilen Üsteğmen Serkan Çakal'ın şehit haberini gece yarısı eve gelen askerlerden öğrenen vefakar eşi Zeynep Çakal hanım efendi, gözyaşlarına boğulur. Karnındaki bebeği için ayakta duracağını söyleyen Zeynep hanım, eşinin şehit düştüğüne bir türlü inanamaz. Bir TV'de eşini anlatan Zeynep hanımı dinlerken başta ben olmak üzere ev halkm da kendilerini tutamauarak aynı acıyı bir kere daha yaşadık.
Acılı ve vefakar eş Zeynep hanım; Gece yarısı kapımız çalındı ve eşim gibi apoletleri olan silah arkadaşları acı haberi bizlere verdi. Kendisiyle en son 3 gün önce operasyona çıkmadan önce görüştüm. Gece yarısı beni ve bebeğimizi sevdiğini yazdığı mesaj gönderdi. Sabah uyandığımda hemen kendisini aradım. Operasyon için araca binerken telefonunu açtı ve ''Bebeğimiz sana emenat, terörü bitirmek için çıkıyoruz.'' Merak etme bir tehlike yok' diyordu. Ama ne var ki artık o, insanlıktan nasibini almamış cani terörslerce şehit edilmişti.
Felçli baba Zeynep hanım'a; ''Artık bir şehidimiz var'' diye tesilli etmeye çalışıyordu.''Oğlumun bebeği bizlere kalan son hatıra, onu en iyi şekilde yetiştirmeliyiz'' diyordu.
Bir TV'de boncuk boncuk göz yaşları ile bizleride ağlattı. Özelliklede şehit eşini gasilhanede bir kere olsun göreyim talebi üzerine gasilhaneye girdiğinde şehidimizin kendisine gülümsediğini görür. ''Elimle çenesine dokundum... ''sankide olmaz böyle şey'' der gibi...diyor ve o gözlerden akan boncuk taneleri bütün izleyenlerin yüreklerini yakıyordu. ''O'nu yanaklarından öptüm ve seni bekliyorum, '' der. Şehidin cep telefonu ile kendisini arayarak, teselli bulan vefakar Türk kadını ve şehit eşi Zeynep hanımın ahde vefasını ve sadakatini izledikçe, ''Yüce Türk Milleti ve Türk Devleti olarak bu gün dimdik ayakta durabiliyorsak, Zeynep hanım gibi asil ve şerfli Türk annelerine de borçluyuz, '' diyorum.
Ve Kur'an-ı Kerim ne buyuruyor...?
''Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz. (2/154)
''Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah'tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta olduklarından daha hayırlıdır. (3/157)
''Allah yolunda öldürülenleri sakın 'ölüler' saymayın. Hayır onlar Rableri katında diridirler rızıklanmaktadırlar. Allah'ın kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki, onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir. Onlar Allah'tan bir nimeti bir fazlı bolluğu ve gerçekten Allah'ın mü'minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler. (3/169-171)
''Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler doğrular ve doğrulayanlar şehidler ve salihlerle beraberdir. Ne iyi arkadaştır onlar? (4/69)
Şehitlerimize Allah'tan ramet, vefakar ailelerinede sabırlar diliyorum. Allah, bizleri onların şefaatına nail eylesin.
