05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Hz. Peygamber ve devlet idareciliği...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Hz. Muhammed'in kızım Fâtımâ dahi hırsızlık yapsa O'nun da elini keserdim"buyruğu. (Hayâtû's- Sahâbe)

Hz. Peygamber devrinde, Mekke'nin fethi esnasında Mahzum oğullarından bir kadın hırsızlık yaptı. Kavmi onun elinin kesilmemesi için Üsâme b. Zeyd'i Hz. Peygamber'e aracı gönderdiler. Üsâme gidip onun affını isteyince Hz. Peygamber kıpkırmızı kesildi ve "Allah'ın koymuş olduğu cezalardan birini kaldırmam için mi bana ricada bulunuyorsun?" buyurdular. Bunun üzerine Üsâme "Ey Allah'ın Rasûlü! Bağışlanmam için Allah'a dua et; ben çok pişmanım"dedi. Akşam olunca Hz. Peygamber kalkarak Allah'a hamdü senâlar ettikten sonra şunları söyledi: "Ey insanlar! Önceki ümmetlerin helak sebepleri, içlerindeki soylu ve şerefli kimselerin herhangi bir suç işlemesi halinde onlara ceza tatbik etmemeleri; zayıf ve sıradan kimselerin suç işlemesi durumunda ise, onları cezalandırmalarıdır. Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki onun kızı Fatıma hırsızlık yapacak olsa onun da elini kestirirdim". Sonra Hz. Peygamber kadının elinin kesilmesini emretti. Kadın daha sonra güzel bir şekilde tevbe ederek evlendi. Hz. Âişe vâlidemiz şöyle diyor: "Bu kadın o olaydan sonra bana gelir; ben de onun ihtiyaçlarını ve isteklerini Hz. Peygamber'e iletirdim". (Buhari)

Dinimizde adalet

Peygamber Efendimize "Eğer bu ilim geldikten sonra onların hevasına kanunlarına uyarsan o zaman sen de zalimlerden olursun" Bakara 2/145 diyor. Eksik terazinin başına en dürüst adamı koysanız değişen bir şey olmaz. Haksızlık devam eder. Onun için Allah (c.c.) Peygamberlerine vahiy göndererek, ilahi teraziye uymalarını istemiştir. İbni Abbas anlatıyor: Resulullah (s.a.v.) 'a : Ya Resulallah ! Hangi arkadaşlarımız daha iyidir ? diye soruldu. O da :''Görülmesi size Allah'ı hatırlatan, konuşması bilginizi artıran, yaptığı amel size ahireti andıran kimselerdir'' buyurdu. (Tergib ve Terhib). "O gün ki ne mal fayda verir ne evlat!" Şuara 26/88 "Ancak Allah'a temiz bir kalple gelenler o günde kurtuluşa erer." (Şuara, 89)

Allah sizin suretlerinize, mallarınıza, sermayelerinize bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar" buyurur. (Müslim)

Peygamberimiz şöyle buyuruyor: Hakimler üç sınıftır:

''Birinci sınıf hakkı bilir ve hak üzere hükmeder. Bu cennetliktir.

İkici sınıf hakkı bilir zulüm üzere hükmeder. Bu cehennemliktir. Üçüncü sınıf hakkı bilmez cehalet üzere hükmeder. Buda cehennemliktir.'' (Teysirülvusul)Peygamberimiz : ''Adalet güzeldir fakat idarecilerde olması daha güzeldir, buyurmuştur.(Keşfulhafa 2/58)

Devlete ait mumu söndürmesi

Hazreti Ömer, devlete ait herhangi bir malın israf edilmesine asla gönlü razı olmazdı. Hatta günün birinde yanına bir ziyaretçi gelmişti. Hazret-i Ömer yanmakta olan mumu söndürüp bir başka mumu yakmıştı. Ziyaretçi bunun sebebini sordu : Bu söndürmüş olduğum mum devlete aittir. Devletin işlerini görürken bu mumu yakar, aydınlığından faydalanırım. Fakat hususi misafirlerimle görüştüğüm vakit şahsıma ait mumu yakarım; sözüyle bize ne büyük bir ders ne güzel örnek olmuştur?.

İşte Peygamber Efendimizin ve O'nun haliferinin devlet idareciliğindeki adalet ve güzellik...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *