24 Nisan'ı Beklerken...
HER 24 Nisan yaklaştıkça 'Ermeni falı' açılmaya başlanır. Ve de gözler ABD başkanında olur. Bu yıl, yeni koltuğa oturan ve daha önce Ermeniler'e söz veren Barack Hüseyin Obama ile daha da bir öne çıkmaya başladı: Acaba Obama soykırım diyecek mi?
Türkiye gezisinde Obama, açık açık söyledi ama, yine de bekleyip göreceğiz...
Kimin ne diyeceği pek önemli değil fakat tarih de Ermeniler'in ''terör devleti'' olduğunu ortaya seriyor.
9-10 asır boyunca Türkler'le birlikte rahat ve sükûn içinde yaşayan, Osmanlı Devleti'nde oldukça zengin bir tabakayı meydana getiren Ermeniler'in tutumları; 1877 - 1878 Osmanlı Rus savaşlarında Osmanlılar'ın yenilmesiyle, 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos Antlaşması ve 13 Temmuz 1878 tarihinde Berlin Antlaşması imzalanınca değişti. Bu antlaşmalardan sonra Rusya'nın ve bazı Avrupa devletlerinin kışkırtmasıyla Ermeniler süratle örgütlenerek, bağımsız bir Ermenistan devleti kurmaya yöneldiler.
RUSYA'NIN PLANLARI
RUSYA, Kafkasya'da çağlardan beri devam eden milli politikası gereği, Türkiye ile Kafkasya'daki Azerbaycan'ın arasına uydu görevini yürütecek bir Ermeni Devleti yerleştirerek, irtibatlarını koparmak istedi. Bu amaçla, Rusya'nın Bolşevik Lideri Lenin, 18 Aralık 1917'de tayin ettiği Kafkasya Komiseri Ermeni asıllı Stepan Şalımyan'a 30 Aralık 1917 tarihli kararname ile, o sırada Rus işgali altında bulunan Doğu ve Güney Kafkasya'da Sovyetler Birliği'ne bağlı bir Ermenistan Devleti kurma yetkisini de verir.
27 Nisan 1920'de Bolşevik hâkimiyetinin tesirinden sonra Güney Kafkasya ve Azerbaycan'da; Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri ile Nahcivan Özerk Eyaleti ve Karabağ özerk bölgesi kurulur. Ermenistan, kâğıt üzerinde sınırları çizilen bir devlete böylece sahip olur. Yayılmacılık duyguları iyice kabartılan ve kışkırtılan Ermeniler, Sovyetler Birliği'nin dağılmaya başlamasından sonra 23 Ağustos 1990 tarihinde bağımsızlıklarını ilan ederek Büyük Ermenistan'ı kurma hayaliyle komşularına saldırmaya başlarlar.
ERMENİ YALANLARI
1915 yılında; 1. Dünya savaşı sırasında Türkler'i arkadan vuran Ermeniler, Tehcir Kanunu ile zorunlu göçe tabi tutuldular. Ermeniler tehcir sırasında 1.5 milyon Ermeni'nin öldürüldüğünü iddia etttiler ve bu günden sonra her yıl sözde Ermeni soykırımı adı altında Türkiye aleyhinde faaliyetlerde bulunmayı milli politikaları haline getirdiler. Büyük Ermenistan'ı kurma hayalindeki Ermeniler, bu bahaneyle Türkiye'den tazminat, soykırımı kabul ve toprak talep etmeye de başladılar. Bu amaçla, 1937-1986 yılları arasında organize terör faaliyetleri ile yurtdışındaki temsilci ve temsilciliklerimiz ile yurtiçindeki kuruluşlarımıza saldırıda bulunarak ve isteklerinin yerine getirilmesini istediler.
PKK İLE KOL KOLA
SON yıllarda terör faaliyetleriyle isteklerini gerçekleştiremeyeceklerini anlayan Ermeniler, 1986'dan sonra siyasi platformda Türkiye'ye baskı uygulamayı ve 'Kürdistan' hayaliyle ülkemizi bölmeyi amaç edinen PKK terör örgütüne her türlü desteği vererek, ülkemizin parçalanmasına yardımcı olup bu yolla toprak talebini gerçekleştirmeyi hedeflemeye yöneldiler.
Ermenistan'ın, özellikle ülkemiz sınırına yakın yerleşim yerlerinde PKK terör örgütüne lojistik ve militan desteği sağladığı, kendi sınırları içinde de kamp yerleri kurdurduğu, PKK terör örgütünün içerisinde üst seviyede Ermeni asıllı subayların bulunduğu da emniyet birimlerince tespit edilmiştir.
ERMENİ TERÖRİZMİ
GURGEN (Karekin) Yanıkan adlı bir yaşlı Ermeni'nin 27 Ocak 1973'de ABD'nin Santa Barbara kentinde, Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan ''Bireysel Ermeni terörü''nü 1975'den itibaren ''Örgütlü Ermeni terörü'' izlemiş ve yurtdışındaki görevlilerimiz, elçiliklerimiz ve kuruluşlarımıza yönelik Ermeni saldırıları, kısa sürede hızlı bir tırmanma göstererek yoğunluk kazanmıştır.
21 ülkenin 38 kentinde, değişik türde 110 saldırı olayı yaşandı. 110 saldırıdan 39'u silahlı, 70'i bombalı, biri de işgal şeklindeydi. Bu saldırılarda 42 diplomat Türk vatandaşı ile 4 yabancı hayatını kaybetmiş, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu şahıs yaralanmıştır.
Saldırıları yıllar itibariyle incelediğimizde; Ermeni teröründe 1979 yılından itibaren büyük bir artış görülmektedir.
Ermeni terör örgütleri aktif olarak devam ettikleri terör eylemlerine 1986 yılından sonra son verip Ermenilik konusunu uluslararası platformlara taşımışlardır.
Amaçları, sözde iddialarını tüm dünyaya ''tanıtmak'', Türkiye'yi bu temelsiz iddiaları ''tanımak'' zorunda bırakmak, sözde soykırımdan dolayı Türkiye'den "tazminat" ve "toprak" almak ve "Büyük Ermenistan" rüyasını gerçekleştirmektir. Ama rüya hiç tutmadı, tutmayacak da.
