Resulullah'tan güzel örnekler...
Ebu Hüreyre (r.a.)' den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!"
(Riyazü's Salihin).
Ebu Şüreyh Huveylid İbn-i Amr el-Huza'i (r.a.), Resulullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken dinlediğini söyledi: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine caizesini versin." Ashab'ı Kiram: Ya Resulullah! Misafirin caizesi nedir? diye sordular. Peygamber (s.a.v.)' da: "O'nu bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gündür. Misafiri üç günde fazla ağırlamak ise, sadakadır."
(Riyazü's Salihin)
Resulullah (s.a.v.): "Misafire ikram etmeyende hayır yoktur." buyurmuşlardır.
Bera b. Azib. (r.a.) şöyle diyor: "Resulullah (s.a.v.) bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazeyi teşyi etmeyi, aksırana teşmiti (Elhamdü lillah demeyi) yemin edenin yeminini kabul etmeyi, mazluma yardımı, davete icabeti ve selamı açıktan açığa çokça vermeyi emretti."
Hasta ziyaretçisi olarak müslüman kardeşinin yanına varan bir kimse, hastanın yanında oturuncaya kadar Cennet meyvelerini kopara kopara veya cennet meyveleri içinde yürümüş olur. Oturduğu zaman rahmet onu kaplar. Eğer ziyareti sabahleyin olursa geceleyinceye kadar yetmiş bin melek ona dua ve istiğfar eder. Ziyareti akşam olursa sabahlayıncaya kadar yetmiş bin melek dua ve istiğfar eder.
(İbn-i Mace).
Kim Allah için bir hastayı veya müslüman kardeşini ziyaret ederse, bir münadi ona şöyle seslenir. "Ne güzel ve ne hoş bir amel işledin. Bunu yapmakla senin yürüyüşünün ecri de güzel oldu ve cennette kendine yer hazırladın."
(Üsve- Haseni).
Ebu Hüreyre ( r.a)'den: Resûlü Ekrem (s.a.v) : "Sizden biriniz davet edilirse icabet etsin . Eğer oruçlu ise, davet sahibine dua etsin, oruçsuzsa yemek yesin" buyurmuştur.
(Müslim, Riyazüs Salihin).
Düğün veya başka bir davet olsun, sizden biri davet edildiği zaman icabet etsin. "En kötü düğün yemeği, zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı yemektir. Bir kimse davet edildiğinde icabet etmezse, Allah'a ve Resulüne asi olmuş olur." "İki kişi davet ederse, kapısı en yakın olana icabet et. Çünkü kapısı en yakın olan komşundur. Eğer birisi diğerinden önce davet ederse, O'nun davetine icabet et."
Ebu Hüreyre (r.a.)' den Resulullah (s.a.v.)'i şöyle buyurmuştur: "Kişinin misafiriyle birlikte bahçe kapısına kadar çıkması sünnettir."
(İbn Mace).
Hz.Cabir (r.a.) anlatıyor: Resulullah' tan (s.a.v.) girmek için izin istedim. Bana "Kim O" dedi. Benim diye cevap verdim. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) "Ben, ben! Diye söyleniyordu, sanki böyle cevap vermemi beğenmemişti."
(Buhari)
Misafire ikram âdâbı...
Misafir ağırlamak ve ona ikramda bulunmak bütün peygamberlerin sünnetlerindendir.
Eğer misafir evimizde iki gün kalırsa, ona yapılan ikram ziyafet hükmündedir. Yok, eğer misafir evimizde üç gün kalırsa, ona yapılan ikram da sadaka sayılır.
Misafire karşı hane sahibinin bir takım görevleri vardır. 1-Hane sahibi, misafiri büyük bir nimet ve hanesine rahmet olarak görmelidir. "Misafir, rızkı ile gelir. Giderken de hane sahibi affedilmiş olur."
2-Evinde bulunan yiyecek ve içeceklerden misafire ikramda bulunmalı.
3-Misafir eğer yemek yiyecekse, yemeği acele ile hazırlamak 4-Misafire yapılan ikram ne kadar çok olursa olsun, bu hiçbir şekilde israf sayılmamalıdır.
5-Yemekte kullanılacak tabak ve diğer araç gereçlerin son derece temiz olması gerekir.
6-Yemek sofrası kurulduğunda, yenecek yemeklerin tamamı sofranın yakınında, sofradakilerin görebileceği bir yerde bulundurulmalıdır.
7-Kalabalık misafir olursa, misafirler arasında ayrım yapılmamalıdır.
8-Misafir ayrılırken, tebessüm ve güler yüzle uğurlanmalı, 9-Misafire yapılan ikramlar ve iyi muameleler misafirin yüzüne söylenemeyeceği gibi, başkalarına da anlatılmamalıdır.
