05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Suçlu Kim?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

BU AKP'lilerin iyi (!) bir huyu var; birbirlerini affediyorlar. Ancak, kendi gözlerindeki merteği unutup önüne geleni suçluyorlar.

Cumhurbaşkanı Erbakan'ı affediyor, Maliye Bakanı Cumhurbaşkanı'nı affediyor, Başbakan Maliye Bakanı'nı affediyor...Gensoru veriliyor, bu sefer Meclis, Başbakan'ı affediyor...

Milletvekillerinin 79 suç dosyası var, Başbakan dokunulmazlıkları kaldırmayarak dönüp milletvekillerini affediyor. Böylece herkes herkesi affettiği için partinin adı ne oluyor?

Başbakan Erdoğan ise, bu af dalgasından mı nedir bilinmez ''savcı'' rölüne de soyunmayı sürdürüyor.

Yani şairin dediği gibi ''Kanun çalacağız diye çıkıp orta yere,

kanunu çaldılar yere... '' 

LAFLARA BAK LAFLARA...

BUGÜN sizlere Erdoğan'ın geçmişteki sözlerinden bazı seçmeler sunmak istiyorum. Bunlar, ''Yargıya müdahale suç, hakim ve savcıları rahat bırakın'', ''Bırakın yargı ve hukuk işlesin, ak ya da kara ortaya çıksın", ''Yargı milletin iradesini yok sayamaz'', ''Türkiye'nin demokrasisini tehlikeye atanlar bunun vebalini omuzlarında taşıyacaklar'' ya da "Biz Anayasa'ya, cumhuriyetin temel ilkelerine sonuna kadar bağlıyız" sözleri ile çelişiyor mu çelişmiyor mu, kim nasıl isterse öyle karar versin. Buyurun okuyun karar sizin:

- Demokrasi bir tramvaydır. İstediğimiz durağa geldiğimizde ineriz.

- Elhamdülillah şeriatçıyız.

- Her 10 Kasım'da yaygara koparılıyor.

- İstanbul'u Medine yapacağız.

- Bütün okullar imam hatip yapılacak.

- Ben İstanbul'un imamıyım.

- Hem laik hem Müslüman olunmaz.

- Referansımız İslâm'dır.

- 1.5 milyarlık İslam âlemi Müslüman milletimizin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Bu ayaklanma başlayacak, ışık göründü. Allah'ın izniyle kıyam başlayacak.

- ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' lafı koca bir yalandır. Egemenlik kayısız şartsız Allah'ındır.

- Yahu bu milletin bütünlüğü ne mutlu Türk'üm ifadesiyle sağlanır mı? Osmanlı 30'u aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu. Biz de öyle yapacağız.

- Bir tutturmuşlar, laiklik elden gidiyor diye. Millet isterse gidecek be.

- Sonra nedir şu laiklik Allahaşkına. Ne menem bir şey?

- Sayın Öcalan düşüncelerinin değil aldığı kellelerin hesabını veriyor.

- Türkiye'yi pazarlıyorum. Benim için verilecek para önemlidir. Her şeyi pazarlar satarım, parayı veren düdüğü çalar.

- Türkiye'de Kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilikle çözeriz. Türkiyelilik her vatandaşın üst kimliği olmalı. Türk kavramını alt kimlik olarak değerlendirebiliriz. İsteyen varsa yine Türk'üm diyebilir.

- Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek? Bu ulemanın işidir. (AİHM'e)

- Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir. (Danıştay'a)

- ABD'de özgürlük anlayışı var, ama benim ülkemde yok. (Amerika konuşması)

- Burası (kafası) basmıyor. Hayatında iki koyun gütmediği için kavrayamıyor. (YÖK Başkanı'na)

- Sanki maçta gibi bağırıyorlar. (Türkiye laiktir diyenlere)

***

ARTIK nerede yaşadığımı, kim olduğumu, bizi kimlerin idare ettiğini arar oldum...

Başbakan kendini protesto edenleri ''Maçta slogan atanlara benzetip'' tepki gösteriyor.

Aslında Türkiye'de bir maç oynanıyor. Hem de sonucu belli olarak... Orta hakem ABD, yan hakemler ise AB ve IMF.

İnanmıyorsanız Ermenistan'la yaşanan gelişmelere, Obama'nın sözlerine, IMF pazarlığına ve çevrenize bakın...

Türkiye'nin antrenörleri ise yıllardır ''Yeniliyoruz ama ezilmiyoruz'' deyip aldatıyorlar.

Becerikli insan çözüm, beceriksiz insan mazeret üretir, suçlar. Suçlu sadece yöneticilerimiz mi? Hepimizin bu tabloda suçu var. TV'nin karşısına geçip her kötü haberde ''vah vah'' deyip geçiyoruz. Başka bir tepki yok.

Dağda gezen çobandan plazalarda yazı yazan köşe yazarlarına kadar; üniversitede bilim yapmak adına çırpınan beyinden, tersanede demiri döven ellere, parlamentoya gidip halkını unutan siyasetçiye, eline para geçince geçmişini unutan patrona kadar hep

çok yanımız eksik. Bunları düzeltmezsek her şeye ''yes sör'' dersek daha çok sürünürüz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *