''Ben Azınlıkları Söktüm Attım İsmet...''
AKP hükümeti, AB-ABD ikilisinin istekleri doğrultusunda azınlıklara her türlü hakkı verirken; ''yeni anayasa'' ve Kürt açılımı'' adı altında, PKK'ya af yolları hazırlarken, Atatürk'ün ''Ne Mutlu Türküm Diyene'' sözünü değil Meclis'te dağlarda bile görmek istemeyenler ''Bunlar daha önce başçavuşun talimatıyla yazılmış yazılardır. Bugün de başçavuşun talimatıyla silinir'' deyip Atatürk ilke ve inkılâplarına kin kusuyorlar.
Atatürk'ten ve ilkelerinden söz edenler, "Ne Mutlu Türk'üm" diyenler "Faşist'', Laiklik bayrağını taşıyanlar "Laikçi" diye aşağılanır oldu.
Barzani'yi adres gösterenler, okullardan ''Andımızı'' kaldırmak için harekete geçenler ''Lozan'ı yok sayalım'' diyenler,
''Ne Mutlu Türküm diyene'' de ne demekmiş diye fetva veren sümüklüler takımı gün gün artıyor.
Ancak dışarıdan dayatılanlara ''Emret sör'' denilmeye devam ediliyor.
BUNLARI DA YAPACAK MISINIZ?
ŞİMDİ AB ve ağababalarınız şunları da istiyor. Hemen hazırlıklarını yapın:
1-Marşınız Avrupa Birliği marşı olacak. İsterseniz ardından kendi marşınızı silin esas marş Avrupa Birliği marşı olsun.
2- Atatürkçülük, Anayasa'dan gidecek. AB bunları da açık açık istiyor.
3- Azınlık sorunu (başka ülkelerin böyle üzerine gidilmedi. Bizi yönetenler ya da yönettiğini zannedenler istenenlerin hepsini yerine getirdi.)
4- AB ve ABD istiyor: ''Ermeni soykırımını tanı, Ermeniler'e ambargoyu kaldır.'' Onu da yapacaklar.
5 - Kıbrıs'tan asker çekmeye, Rumlar'a hava ve deniz limanlarını açmanın ardından elçilik için de hazır olun.
6- AB sınırlarımızı bile tartışmaya açıyor. Bizimkileri hâlâ 'Kürt açılımı' diyor, Türk Milletini 'Faşistlikle' suçluyor.
7-Türk askeri -ki ülkemizin yegane bekçisi-Avrupa ona da dil uzatıyor.
8- Patrik'e ''Ekümenik hakkı'' tanınmasına ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına ramak kaldı.
9-Avrupa Birliği'nin Patrikhane ve Heybeliada Ruhban Okulu'na ilişkin talepleri, Türkiye'de devletin laik niteliğine darbe indirecek ve cemaatlere-tarikatlara dayalı bölünmeleri teşvik edecektir.
10 AB'nin amacı Türkiye toprakları üzerinde Vatikan türü bir yapılanmanın kapısını açarak, ülkeyi zayıflatmaktır.
Ne gam. Yeter ki AB emretsin...
TÜRK AÇILIMI NE ZAMAN?
BÜTÜN bunlar yapılırken ''Ermeni açılımı'' dediler... Bağımsızlığımızı tanımayanların davetine katıldılar.
30 yıldır ''PKK sorunu'', ''Terör sorunu'' bilirdik... Şimdi ise ''Kürt sorunu'' denildi...Yetmedi ''Kürt açılımı'' denildi. O da yetmedi Türk Milleti ''Faşistlikle'' suçlanacak kadar ileri gidildi. Bizzat PKK'lı katillerle röportaj yapıldı, onların verildiği ifadeler doğrultusunda insanlar tutuklandı. Eli kanlı katiller Türk televizyonlarında demokrasi havarisi gibi gösterildi.
O açılım bu açılım derken ya ''Türk açılı mı?'' O nerede?
Daha ne kadar Türklüğümüzden ödün vereceğiz?
Okullarda ''Andımız' yasaklanmak isteniyor... Neden?
Azınlık öğrencileri rahatsız oluyormuş... Öyle mi?
Atatürk felsefesi birer birer rafa kaldırılıyor... Niçin?
Sadece 'Türk'üm' demek, malûm zevatı mutlu etmiyor...
Yoksa Türkiye'de azınlık mı olsak ne?
ATA'NIN VERDİĞİ DERS
ŞİMDİ geçmişe bir yolculuk yapmanın tam zamanı...
Başbakan İnönü, Atatürk'e ''azınlıklar'' konusunu Meclis'e taşımak istediklerini söyler. Atatürk, İnönü'ye bahçesindeki lalelerle cevap verir. Bakın nasıl:
İnönü, akşam saatlerinde Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyarete gider...
- Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.
- Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne diyorsunuz?
- İsmet bugün geç oldu. Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.
İnönü çıkınca Atatürk, bütün görevlileri toplamış:
- Sadece laleler kalsın. Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın... Hem de derhal.
İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin halini görmüş ve görevlilere sormuş:
- Ne oldu böyle?
- Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük.
Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş:
- Paşam, bahçenin durumu nedir?
- Azınlıkları söküp attım İsmet.
İnönü "Anladım" dercesine başını öne eğmiş:
Atatürk:
- İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü boş yere söylemedim...
Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin...
Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.
Bizi yönettiğini zannedenlere ithaf olunur....
