Ruhlar ölmez...!
Ruhlar ölmez. Ruh bedenden ayri bir varliktir. Bir âyet mealinde şöyle buyurulur:
''Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Elbette düşünenler için bunda alınacak ibretler vardır.'' (Zümer, 42)
Bu âyet-i kerime de ruhun bedenden ayrı bir varlık oldugunu bildirmektedir. İşiten ruhtur. Ruhsuz beden bir işe yaramaz. Ama bedensiz ruh, nimet veya azapla karşılaşabilir. Bir hadis-i şerif'te:
''Müminlerin ruhları 7. kat göktedir. Orada Cennetteki makamlarını seyrederler.'' (Deylemi)
''Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir, rızıklanır.'' (Al-i İmran, 169)
''Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız.'' (Bakara, 154)
Allah yolunda öldürülenler şehidlerdir.
Hadis-i şerif meali şöyledir:
''Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der.'' (İbni Mace).
''Her Peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.'' (Beyheki, Ebu Ya'la)
''Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.'' (Buhari)
''Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.'' (İbni Ebiddünya)
''Resulullah'ın Hayber'de yediği zehirli et, ölüm hastalığında etkisini gösterdi ve şehid olmasına sebep oldu.'' (Mevahib-i ledünniyye)
Ölülere işittiremezsin âyeti şu mealdedir:
''Elbette sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp kaçan sağırlara da bu daveti işittiremezsin. Hem sen o körleri sapıklıklarını bıraktırıp, hidayet verici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edecek kimselerden başkasına işittiremezsin.'' (Neml, 27/80-81)
Bu âyetin tefsirlerdeki açıklaması şöyledir:
''Ey Resulüm, sen ölüden farksız olan kâfirleri hidayete erdiremezsin, hakkı işitmek istemeyen ve hakikati göremeyen kâfirleri de hidayete kavuşturamazsın. Sen ancak iman edeceklere Müslümanlığı kabul ettirebilirsin.'' (Beydavi)
Onlardan daha iyi işitmezsiniz
Resulullah efendimiz, Bedir'de öldürülen kâfirlerin gömüldüğü çukurun başına gelip, ölülerin ve babalarının isimlerini birer birer söyleyerek, ''Rabbinizin, size söz verdiğine kavuştunuz mu? Ben, Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum'' buyurdu. Hazret-i Ömer; Ya Resulallah, cansız ölülere neden söylüyorsun? dedi. Resulullah, ''Rabbimin hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz. Fakat cevap veremezler'', buyurdu. (Buhari ve Müslim)
Hadis-i şeriflerde:
''Bir kimse, din kardeşinin kabrini ziyarete gider ve mezarı başında oturursa onu tanır ve selamına cevap verir.'' (İbni Ebiddünya).
''Bir kimse tanıdığı kabir yanına gelip selam verirse, meyyit de onu tanır ve selam verir. Tanımadığı kabrin başına gelip selam verirse, selamına cevap verir.'' (Beyheki).
Ölmek, bazılarının dedikleri gibi, yok olmak değildir.
Ebu Nuaym, Amr bin Dinar'dan alarak bildiriyor ki, ''Bir kimse ölünce, ruhunu bir melek tutar. Ruh, bedenin yıkanmasına, kefenlenmesine bakar. Kendisine, insanlar, seni nasıl övüyorlar işit, '' denir.
Abdullah ibni Ebiddünya'nın Amr bin Dinar'dan alarak bildirdiği hadis-i şerifte, ''Bir kimse, öldükten sonra çoluk çocuğunun başına gelenleri bilir. Kendisini yıkayanlara ve kefenleyenlere bakar'' buyuruldu.
Bunun için, vefat etmiş olan yakınlarımızı sevindirmenin bir yolu da, onlara dualarımızla Allah'tan bağışlanmalarını dilemektir.
Özelliklede içinde bulunduğumuz mübarek aylar ve bu ayların içerisinde mevcut olan özel günleri çok iyi şekilde değerlendirmeliyiz.
