06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ukba hayatı nedir...?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

SORGU, sual, olmaksızın Cennet-i âlâ'yı kazanarak, Cemâlullah'ı seyre dalan mümin kulların ulaşacağı ahiret hayat-ı.

Cennet-i âlâ'da her nefsin hoşlandığı nimetler ve gözlerin seyretmeye doyamadığı her güzellikler mevcuttur.

Âyet-i kerime'de:

"Canlarının çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey orada vardır." buyuruluyor. (Zuhruf: 71)

Her nimet orada en güzeliyle mevcuttur. Hepsi de ayrı ayrı lezzetlerde, türlü türlü güzelliklerdedir.

Enes bin Mâlik (r.a) den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v) Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"Cennet ehlinin bir çarşısı vardır. Her cuma oraya gelirler. Derken şimal rüzgârı eserek, elbiselerini ve yüzlerini okşar. Bunun tesiriyle güzellik ve cemalleri artar. Ailelerinin yanına güzellikleri artmış olarak dönerler.

Aileleri kendilerine:

'Vallahi bizden ayrıldıktan sonra sizin güzellik ve cemaliniz artmış.' derler.

Erkekler de:

'Allah'a yemin olsun ki, sizler de bizden sonra çok daha güzelleşmişsiniz.' diye karşılık verirler. (Müslim)

Çarşıdan murad, cennetliklerin toplandığı yerdir.Cennetlikler oraya toplanırlar, melekler etraflarını kuşatırlar. Onlara gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insanın hatırından bile geçmediği nimetler getirirler.

Büreyde (r.a) rivayetine göre, bir kimse Resulullah'a; "Cennette at var mı?" diye sordu.

Resulullah (s.a.v):

"Allah seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır." buyurdu.

Bunun üzerine bir başka kimse "Cennette deve de var mı?" diye sordu.

Resulullah, ona öncekine söylediği gibi söylemedi.

Buyurdu ki:

"Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır." (Tirmizi)

Bu nimetlerden çok daha üstün bir şey var ki, o da hitâb-ı ilâhiye mazhar olmaktır.

"Ve siz orada ebedi kalacaksınız." (Zuhruf: 71)

Âyet-i kerime'de:

"İşte yaptıklarınıza karşılık olarak size miras verilen cennet budur." (Zuhruf: 72)

Hiç kimse iyilikleri sebebiyle cennete giremez. Oraya Allah-u Teâlâ'nın lütfu ve ihsanı ile girilir. Şu kadar var ki cennetteki derecelere sâlih amellere göre nâil olunur.

Âyet-i kerime'de:

"İnanmış ve salih ameller yaparak Rabbine gelenlere en yüksek dereceler vardır." buyuruluyor. (Tâhâ: 75)

Ebu Hüreyreden rivayet edildiğine göre Resulullah Efendimiz, Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Her kim Allah'a ve O'nun Resulü'ne iman eder, beş vakit namazı kılar, Ramazan orucunu tutarsa, Allah onu cennete koymayı vadetmiştir. O kimse ister Allah yolunda cihad etsin, isterse doğduğu yerde evin otursun."

Bunun üzerine Ashâb-ı Kiram:

"Yâ Resulellah! Bu haberi halka müjdeleyebilir miyiz?" dediler.

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Cennette yüz derece vardır. Allah onu Hakk yolunda cihad edenlere hazırlamıştır.

İki derece arasındaki mesafe gökle yer arasındaki mesafe gibidir." (Buhari)

Musa Aleyhisselâm cennetliklerin makam itibarı ile en yüksek olanının kim olduğunu sorması üzerine Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu:

"İşte dilediklerim bunlardır. Onlar öyle kimselerdir ki, ben diledim de onların keramet fidanlarını kendi elimle diktim ve üzerlerine mühür vurdum. Onlara hazırladığımı ne bir göz görmüş, ne bir kulak işitmiş, ne de bir beşerin hatırından geçmiştir." (MüslimveTirmizi)

Âyet-i kerime'sinde ise şöyle buyuruyor:

"Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için saklanan gözler aydınlatıcı müjdeyi kimse bilmez." (Secde: 17)

Onları Allah sevmiş, seçmiş, şefaate mazhar kılmış. Zât'ına kul, Habib'ine ümmet olarak kabul ettiklerine şefaati geçerli kılmış ve onları sorgu sualsiz cennetine almıştır.

Onlar yaptıkları salih ameller sebebiyle bu mükâfatlara lâyik görülmüşlerdir.

Gözlerin bakmakla doyamayacağı, baktıkça lezzet alacağı, gizlenmiş öyle nimetler var ki, onları ancak Allah-u Teâlâ bilir. Onları dünyada iken beşerin bilmemesi, kıymetlerine işarettir.

Ebedi cennet hayatı, sonsuz ve hudutsuz nimetlerle bezenmiş, müminlerin istifadelerine sunulmuştur.

Bir Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

"Altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri, orada ebedi olarak kalırlar.

İşte tertemiz arınanların mükâfatı budur." (Tâhâ: 76)

Onlar günahlardan temizlendikleri için tertemiz cennetlere gireceklerdir. Çünkü temiz yerler temiz kimselere lâyıktır.

İşte müminlerin gerçek büyük bayramı o gündür. Allah yolunda, O'nun rızâsını kazanmak için O'nun ve biricik Habib-i Ekrem'inin ve sevdiklerinin, seçtiklerinin yolunda gitmenin mükâfatı olarak dünya saâdetini, ahiret selâmetini kazanmışlardan olmak o gün büyük ve sonsuz bir bayramdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *