06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Resulullah'ın ilk defa arkasında namaz kıldığı sahabi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Rasûlullah'ın hayatta iken ''Cennetle müjdelediği'' on sahâbîden ve ilk müslümanlardan biri. Kureyş kabîlesinin Zühreoğullarından Hâris'in oğlu olup, Câhiliyye devrinde asıl adı; ''Abdulkâ'be veya başka bir görüşe göre Abdu Amr idi.''

Peygamberimiz (s.a.v.)'in Erkam'ın evindeki faaliyetlerine başladığı günlerde İslâm'a giren Abdurrahman'a bu ismi Rasûlullah vermiştir. Ebû Muhammed

Rivâyete göre Abdurrahman Fil Olayı'ndan yaklaşık yirmi yıl sonra dünyaya gelmişti.Abdurrahman b. Avf (r.a.) ilk müslümanlardan olmasından dolayı Kureyş'in zâlim tutumuna dayanamayan ashâb ile birlikte Habeşistan'a yapılan iki hicrete de katılmıştı. Nihayet Rasûlullah, ashâbı Medine'ye hicret etmeye teşvik edince, o da diğer ashâb ile birlikte hicret etmişti.

Peygamberimiz (s.a.v.) Medine'de Ensâr ile Muhâcirler arasında kardeşlikler ilân edince Abdurrahman b. Avf ile Ensâr'dan Sa'd b. Rabî'i kardeş ilân etmişti. Ensâr'ın ileri gelenlerinden Sa'd b. Rabî' 'Din kardeşi' Abdurrahman'a şunları söylemişti:"Benim bir hayli malım vardır. Bunun yarısını sana veriyorum. Ayrıca iki eşim vardır. Bunlardan birini boşayacağım, iddeti bitince onu nikâhlarsın." Bu büyük âlicenaplık karşısında Abdurrahman b. Avf kardeşine şunları söylüyordu:"Cenâb-ı Allah malını ve aileni sana mübarek eylesin. Senin bu davranışına karşı Allah ecrini versin. Sen yalnız bana çarşının yolunu göster, benim için yeterlidir."

Abdurrahman b. Avf (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.) 'in bütün gazvelerine katılmış ve ilk İslâm cihad hareketinden en güzel şekilde nasibini almıştı. Ashâbtan Muğîre b. Şu'be (r.a.)' den rivâyet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) çıktığı gazvelerin birinde yolda konaklamışken Ashâb'ın bulunduğu yerden biraz uzak bir noktaya çekilip hâcetini defederek abdest alıp döndü. Rasûlullah ashâbının yanına vardığında ashâb Abdurrahman b. Avf'ın arkasında namaza durmuştu. Muğîre hemen gidip Abdurrahman'a Rasûlullah'ın geldiğini haber vermek istediyse de; Rasûlullah buna engel olmuş ve Abdurrahman'ın arkasında namazını kılmıştı. Böylece Hz. Peygamber'in ilk defa arkasında namaz kıldığı kişi Abdurrahman b. Avf olmuştur.

Rasûlullah (s.a.v.) Abdurrahman b. Avf'ı ashâbtan yediyüz kişilik bir askerî kuvvetle H. 6 (M. 628) yılı Şaban ayında Dûmetu'l-Cendel'e göndermişti. Abdurrahman, Hristiyanların hüküm sürdüğü bu bölgeye gelip onları İslâm'a davet etmiş, büyük bir kısmı buna yanaşmadığı halde bölgenin ileri gelen kabile reislerinden el-Asbağ b. Amr el-Kelbî Hristiyanken İslâm'a girmişti. Abdurrahman da el-Asbağ'ın kızı Tumâzar ile evlenmiş ve ondan oğlu Ebû Seleme dünyaya gelmişti.

Hz. Peygamber'in vefatından sonra Nâdiroğulları mahallesinde sahip olduğu arazisini kırkbin dinâra satarak Rasûlullah'ın zevcelerine dağıtmıştı. Hz. Âişe'ye payı getirildiğinde bunu kimin gönderdiğini sormuş, Abdurrahman b. Avf'ın gönderdiği söylenince şöyle demişti: "Hz. Peygamber (s.a.v.), "Benden sonra Allah'ın sabırlı kulları size karşı şefkatli davranacaktır. Allah, Abdurrahman b. Avf'a Cennet pınarlarından kana kana içmeyi nasip etsin" buyurmuştu.

Hz. Ömer şehid edildiğinde yarım kalan namazın tamamlanması için Abdurrahman görevlendirilmişti. Nihayet Hz. Ömer'in tedâvî edilmesinin zor olduğu ve ecelinin yaklaştığı anlaşılınca yeni seçilecek halîfenin belirlenmesi için kurulan şûrâ'da Abdurrahman b. Avf da yer almıştı. Şûrâda bulunanlardan Zübeyr b. Avvâm, Talha b. Ubeydullah ve Sa'd b. Ebi Vakkas haklarından ferâgât edince Şûrâda halîfe adayı olarak üç kişi kalmıştı. Hz. Ali, Hz. Osman ve Abdurrahman b. Avf. Abdurrahman da bu husustaki hakkından ferâgât edince adaylar ikiye düşmüştü. Abdurrahman bu hususta ashâbın ileri gelenleriyle uzun görüşmeler yapmış ve Hz. Ali ve Hz. Osman'dan karara uyacaklarına dair kesin söz aldıktan sonra bu konudaki kanaat ve kararı Hz. Osman'a bey'atin yararlı olacağı hususunda toplanınca, hilâfete Hz. Osman getirilmişti.

Abdurrahman b. Avf (r.a.) artık bir hayli yaşlanınca Hz. Osman devrinde çok sâkin bir hayat yaşamış ve nihayet hicretin 32. yılında Medine'de vefat etmişti.Cenaze namazını Hz. Osman kıldırmış, onu kabrine götürürken Hz. Ali şöyle demişti:

"Ey Avf'ın oğlu! Güle güle ebedî hayata git. Sen bu fânî hayatın en güzel günlerini gördün. Bu revnaklı hayat bulanmadan Âhirete göçüyorsun" Sa'd b. Ebi Vakkâs da onun cenazesini taşırken: "Ey koca dağ" diyerek, Abdurrahman'ın seciyesindeki sağlamlık ve metâneti ifâde etmişti.

Abdurrahman, el-Bakî'de medfundur.

Suriye ve civarında çıkan vebâ hastalığı ile ilgili alınan tedbir'e dair hadisi Abdurrahman (r.a.) rivâyet etmişti:"Bir yerde vebâ olduğunu haber alırsanız oraya gitmeyin. Vebâ sizin bulunduğunuz yerde olursa ondan kaçmak için de oradan başka yere gitmeyiniz. " (Buharî).

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *