Ramazanda zekât ve önemi...
İslâmın beş şartından dördüncüsü zekât vermektir. Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz kılınmıştır. Mali bir ibadettir.
Zekât, dini ölçülere göre, zengin olan müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir. Zekât, Kur'an-ı Kerim'de namaz ile birlikte otuzyedi yerde geçmektedir. Zekâtın üzerinde bu kadar çok durulması onun dinimizde büyük önem taşıdığını göstermektedir.
Zekâtın Faydaları:
Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir.
Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlık ortadan kalkar. Kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur.
İslâm Dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. Allah'ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur.
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Mallarınızı zekât ile koruyunuz."
Zekâtı Kimler Verir:
Şu şartları taşıyan kimseler zekât vermekle mükelleftirler:
1- Müslüman olmak,
2- Akıllı olmak,
3- Erginlik çağına gelmiş olmak,
4- Hür olmak,
5- Dinen zengin yani aslî ihtiyaçlarından ve borçlarından başka "nisab" miktarı mala veya paraya sahip olmak,
6- Zekâtı, verilmesi gereken mal veya para:
a- Nisab miktarına yani; 80.18 gr. Altın değerine ulaşmış olmak,
b- Sahibinin elinde tam bir kamerî yıl kalmış olmak,
c- Hakikaten veya hükmen artıcı nitelikte olmak gerekir,
Zekât kimlere verilir:
1- Fakirlere: Dini ölçülere göre zengin sayılmayan, nisab miktarı malı olmayan kimselerdir.
2- Yoksullara: Hiçbir şeyi olmayanlar.
3- Borçlulara: Borcundan fazla nisab miktarı mala sahip olmayanlar.
4- Yolculara: Memleketinde malı olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir. Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir.
5-Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir.
Zekât verirken gözeteceğimiz hususlar:
Önce kardeşler, kardeş çocukları, amca, hala, dayı ve teyze, sonra diğer akraba ve komşular, bunlardan sonra mahallesinde ve oturduğu memleketteki fakirler.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor: ''İnsan ölünce amel defteri kapanır. Ancak şu üç şeyden dolayı kapanmayıp sevap yazılmasına devam edilir. Bunlar; ''Sadaka-ı cariye, öldükten sonra devam eden hayırlı eser, yararlı bir ilim ve kendisine dua eden evlât''.
Gerçekten verilen zekatlar yerini buluyormu?
Birçok İslam ülkelerinde olduğu gibi, bizim ülkemizdede bir sürü hayır dernekleri var. Kimi, cami yaptırma derneği, kimi kurs derneği, kimi hayır dağıtan dernekler, kimi ....ismi altında dernekler.
Fakir ve fukaranın bir yıl boyunca beklediği Ramazan ayında da fakirler yoksul kalıyorlar. Esasında zekat, fakirin miskinin, yolda kalmışın dul ve yetimin hakkı iken, maal-esef, gerçek zekat verilmesi gereken insanlar, dinimizi farz kıldığı bu ulvi yardımdan yararlanamıyorlar. Ramazan ayını fırsatçılığa dönüştüren art niyetli kişiler bir ayda servetlerine servet katıyorlar. Durum böyle olunca da bir yıl boyunca Ramazan ayını sabırsızlıkla bekleyen fakirler, tekrar eski kaderine terkedilmektedirler.
