05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Asker Düşmanlığı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

EVET, demokrasi ağır aksak işlemesine, hukuk ayaklar altına alınmasına rağmen, yine de Ankara'da hâkimler var. Eğer onlar da olmazsa vay halimize. Toplumun her kesiminde tedirginlik sürüyor...

Ancak hiç bir devirde asker düşmanlığı bu kadar ayyuka çıkmamıştı...

Her hafta yeni bir saçmalık piyasaya sürülüyor.

''Balyoz''un zamanlaması da manidar. ''Askere sivil yargı" düzenlemesinin görüşüldüğü ve ''kozmik oda'' aramalarının sona erdiği bir dönemde hayali "Balyoz" darbe planının gündeme getirilmesi acaba tesadüf müydü?

BALYOZ KAFALARINA İNDİ...

AĞIZLARINDAN salyalar akıtarak askere leke çalmaya kalktıkları gün Anayasa Mahkemesi'nden balyoz gibi bir karar çıktı: Anayasa Mahkemesi, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi oybirliğiyle iptal etti.

Heyet, iptal edilen düzenlemelerin yürürlüğünü de durdurdu.

Beş paralık itirafçı ifadeleri, meçhul ihbarlar, okyanus ötesinden gelen ihbar mektupları artık tuvalet kâğıdı değerinde...

Trafikte seyreden askeri araçları, kafasına göre trafik polisi durdurup sorgulama faslı bitti. Herşey eskiye döndü.

Tarikat ve Soros beslemesi medya, kurulan tuzuklar tutmayınca yine feryada başladı. Anayasa Mahkemesi kararı eleştirilerek ordu yine hedef alındı.

''Dalton kardeşler'' yine kin kustu.

MİLLETİN SABRINI DENEMEYİN...

TÜRKİYE'nin ve ordunun sabrını deneyenler unutmasınlar ki sabır taşı bile zamanı gelince çatlar...

TSK'ya karşı nedir bu kin ve nefretin sebebi?

TSK bazılarının çıkarına engel mi oluyor acaba?

Atatürk'ün kurumlarını halkın gözünden düşürecek stratejik saldırılar, demokrasi, insan hakları, halk iradesi, hukukun üstünlüğü, bireysel özgürlüklerin genişletilmesi gibi yüksek insanî değer kavramları üzerinden masum öneriler şeklinde gündeme getirilmektedir. Bunlar gerekçe gösterilerek Türkiye'nin gözbebeği kurumlara kin kusulmaktadır.

Saldırılara hedef olan kurumların başında da TSK yer almaktadır.

İşlevselliğini ve etkinliğini ortadan kaldıracak boyutta yeniden yapılandırılması önerilen kurumun iç ve dış güvenlik konuları dahil, görüş açıklama olanağı bulduğu yasal, Anayasal tüm danışma ve tavsiye kurullarından çekilmesi, çıkarılması istenmektedir.

BATI İLE ŞER İTTİFAKI...

MGK'nın yapısı ve tüm işlevlerinin yeniden düzenlenmesine karşın askerin Kurul'da temsili tartışmaları dış ve iç çevrelerin gündeminden hiçbir zaman düşmemektedir.

Bu öneri de yeterli görülmeyerek, Jandarma Genel Komutanlığı'nın TSK'dan ayrılması yeni öneriler arasında yer almaktadır.

Tüm yurt düzeyindeki birlikleriyle Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı'na bağlanması önerilmektedir.

TSK'nın ülkenin bölünmesine, devletin temel niteliklerinin ortadan kaldırılmasına yönelen iç-dış tehditlere karşı yaptığı uyarılar içte ve dışta tüm ittifak çevrelerinin cinlerini başına çıkarmaktadır.

AB'nin ülkemize ilişkin hazırladığı yıllık düzenli İlerleme Raporları'nın tümünde TSK'nın, her alanda görüş açıklamasının yasaklanması, sesinin kısılması istenmektedir. Bütün bu ittifak çevreleri; askerimizi darbeci ve cuntacı olarak nitelemektedir. İç ve dıştaki şer ittifakının aynı ağızdan konuşması tesadüf mü acaba?

GÜNÜMÜZÜN ALİ KEMALLERİ

EMPERYALİZMİN ve gizli kollarının düşmanlıklarını her koldan, en şiddetli şekilde Atatürkçülüğe, onun ordusuna yöneltmeleri, savunucularını yıldırarak ve eserini yıkarak onun manevi varlığından intikam alma isteği çok doğaldır. Her devirde Ali Kemaller vardır, bundan sonra da var olacaktır. Tabii Ali Kemaller'in sonunu da görerek.

''Basın özgürlüğü'' adı altında bazılarının borazanını çalarak milli değerlerimize küstahça saldırarak ülkeyi sevimsizleştirdiniz, çirkinleştirdiniz.

Ey halkım artık uyan gör bunları...

Ata'yı karalayanların...

Türkiye'yi paralayanların...

Cumhuriyeti sınıflandıranların...

Vatanını satanların...

Teröre arka çıkanların...

Asker düşmanlarının döne döne, suratına tükürün...

Yerlere tükürmeyin yazık olur. Çünkü o kadar tükürülecek surat var ki...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *