08 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ebu Zer Gfari Camii ve makamı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

FATİH Karabaş Mahallesindeki Ebu Zer Gifari Camii yanındaki yer kabir değil makamdır. Sadrazam Şehit Ali Paşa tarafından 1716 yılında, bir rüya üzerine, aynı rüyadaki işaretle inşa edilen Çınarlı Çeşme Mescidi'nin bitişiğine yaptırılmıştır. "Bu kabri eyledi ihya Şehit Ali Paşa" misralarıyla mescidi yaptıranın kimliği belirtilmektedir. Sultan 2. Mahmut'un annesi Nakşidil Valide Sultan, bu mescid ve makamı 1812 yılında kesme taştan yeniden yaptırmış, burası için de bir vakıf tahsis etmiştir. 1980'li yıllarda cami harap olmuş ve tekrar yaptırılmıştır.

Kitabesinde şöyle yazar;

"Habîb-i Hazret-i Mevlâ'nın ashâb-i güzîninden

Cenâb-ı Bu Zer-i Gifarî nâm bir zât-ı âlîşân

İstanbul feth olunmazdan mukaddem fî-sebîlillah Gazaya azm ü niyyet eyleyüb ol server-i meydan Kılub küffâre şîrâne hücûm âher reh-ı Hak'da

Şehâdet şerbetin nûş eyleyüb kıldı fedâ-yı cân Makâm u medfeni ashâbı bâ'd-ez feth-i İstanbul Olub keşfeylediler her birinin kabrin âbâdân Mürûr-ı ezmineyle bu güzide zât-ı vâlânın

Der ü divâr u sakf-i medfeni olmuştu pek vîrân Olub, tevfika mazhâr bu makam u mescid-i pâk Yeniden kıldı inşa Vâlide Sultan-ı Mahmud Han Resulullah'a ta'zîmen kılub ashâbına hürmet

Zehî hayr eyledi ol mehd-i ulyâ-yı kerem bünyân Hudâ hem zâtını hem nur-î çeşm-i Hân-ı Mahmud'u

Kıla her halde mahfûz u setr-i dîde-i udvân O şahın sâyesin dûr itmeyüb fark ibâdetden

Serîr-i saltanatda müstemâd-ı ömr ide Sübhân Sezâdır yazsa Vâsıf bendesi bu mısraı tarih 'Bu âlî-meşhedi yaptırdı ra'nâ Valide Sultan'

Sene:1227''

Makam'ın taşında şöyle yazar;

"Haza merkad-i şerif Ashab-ı Kiram'dan olan Hazret-i Ebû Zer-i Gıfarî radıyAllahu teâlâ anh bi-şefâ'atihi,

Ebû Zer-i Gıfârî Âsitânı Ziyaret eyle âdâb ile anı Dahî her kim bu nazm-ı dilküsâne Nazar ide elin açub duâya

Şurûtiyle duâ eylese bir kul

Ede ol Kâdiye'l-hâcât mâkbûl."

Ebu Zer Gıfari İslamiyet'i kabul edenlerin ilklerindendir. İlk bedevi Müslüman olarak kabul edilir. Ne zaman doğduğu kesin olarak bilinmemektedir. Müslüman olmadan önceki ismi Cündeb Bin Cünane'dir. Mensubu bulunduğu Gıfar kabilesi, yol kesip yağmacılık yapmakla meşhurdur. Ebu Zer, kabilesi putlara taptığı halde, kendisi onlardan nefret ederdi. Kendi ifadelerinden daha İslamiyet'i kabulünden birkaç yıl evvel ibadet etmeye başladığı anlaşılmaktadır. Mekke'de bir peygamber olduğunu duyunca Mekke'ye gitti. Mekke'de birkaç gün kaldığı halde Peygamber Efendimizi göremedi. Yiyeceği bittiği ve bitkin olduğu bir sırada Hz. Ali tarafından fark edildi ve eve götürülerek misafir edildi. Bilahare Peygamber Efendimizin huzuruna götürüldü. Müslüman olduktan sonra durumunu bir süre gizlemesi tavsiye edildiği halde Mekke'nin orta yerinde İslamiyet'i kabul ettiğini haykırdı. Saldırıya uğrayıp ağır bir şekilde dövüldüğü halde bunu birkaç kez daha tekrarladı.

İman edince, Hz. Muhammet ona; ''Ebu Zer künyesini verdi.'' Lakabı; ''Mesih-ül islam'dır.''

Hz Muhammed'in vefatından sonra Hz. Ali'nin Halifeliğini destekledi. Bu muhalefeti yüzünden Hz. Osman tarafından Medineye 5 Kilometre mesafedeki Rebeze'ye gönderildi. 653 yılında Rebeze'de vefat etmiştir. Rebeze'de defnedilmiştir. 281 Hadis rivayet etmiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *