Ebu Zer Gfari Camii ve makamı...
FATİH Karabaş Mahallesindeki Ebu Zer Gifari Camii yanındaki yer kabir değil makamdır. Sadrazam Şehit Ali Paşa tarafından 1716 yılında, bir rüya üzerine, aynı rüyadaki işaretle inşa edilen Çınarlı Çeşme Mescidi'nin bitişiğine yaptırılmıştır. "Bu kabri eyledi ihya Şehit Ali Paşa" misralarıyla mescidi yaptıranın kimliği belirtilmektedir. Sultan 2. Mahmut'un annesi Nakşidil Valide Sultan, bu mescid ve makamı 1812 yılında kesme taştan yeniden yaptırmış, burası için de bir vakıf tahsis etmiştir. 1980'li yıllarda cami harap olmuş ve tekrar yaptırılmıştır.
Kitabesinde şöyle yazar;
"Habîb-i Hazret-i Mevlâ'nın ashâb-i güzîninden
Cenâb-ı Bu Zer-i Gifarî nâm bir zât-ı âlîşân
İstanbul feth olunmazdan mukaddem fî-sebîlillah Gazaya azm ü niyyet eyleyüb ol server-i meydan Kılub küffâre şîrâne hücûm âher reh-ı Hak'da
Şehâdet şerbetin nûş eyleyüb kıldı fedâ-yı cân Makâm u medfeni ashâbı bâ'd-ez feth-i İstanbul Olub keşfeylediler her birinin kabrin âbâdân Mürûr-ı ezmineyle bu güzide zât-ı vâlânın
Der ü divâr u sakf-i medfeni olmuştu pek vîrân Olub, tevfika mazhâr bu makam u mescid-i pâk Yeniden kıldı inşa Vâlide Sultan-ı Mahmud Han Resulullah'a ta'zîmen kılub ashâbına hürmet
Zehî hayr eyledi ol mehd-i ulyâ-yı kerem bünyân Hudâ hem zâtını hem nur-î çeşm-i Hân-ı Mahmud'u
Kıla her halde mahfûz u setr-i dîde-i udvân O şahın sâyesin dûr itmeyüb fark ibâdetden
Serîr-i saltanatda müstemâd-ı ömr ide Sübhân Sezâdır yazsa Vâsıf bendesi bu mısraı tarih 'Bu âlî-meşhedi yaptırdı ra'nâ Valide Sultan'
Sene:1227''
Makam'ın taşında şöyle yazar;
"Haza merkad-i şerif Ashab-ı Kiram'dan olan Hazret-i Ebû Zer-i Gıfarî radıyAllahu teâlâ anh bi-şefâ'atihi,
Ebû Zer-i Gıfârî Âsitânı Ziyaret eyle âdâb ile anı Dahî her kim bu nazm-ı dilküsâne Nazar ide elin açub duâya
Şurûtiyle duâ eylese bir kul
Ede ol Kâdiye'l-hâcât mâkbûl."
Ebu Zer Gıfari İslamiyet'i kabul edenlerin ilklerindendir. İlk bedevi Müslüman olarak kabul edilir. Ne zaman doğduğu kesin olarak bilinmemektedir. Müslüman olmadan önceki ismi Cündeb Bin Cünane'dir. Mensubu bulunduğu Gıfar kabilesi, yol kesip yağmacılık yapmakla meşhurdur. Ebu Zer, kabilesi putlara taptığı halde, kendisi onlardan nefret ederdi. Kendi ifadelerinden daha İslamiyet'i kabulünden birkaç yıl evvel ibadet etmeye başladığı anlaşılmaktadır. Mekke'de bir peygamber olduğunu duyunca Mekke'ye gitti. Mekke'de birkaç gün kaldığı halde Peygamber Efendimizi göremedi. Yiyeceği bittiği ve bitkin olduğu bir sırada Hz. Ali tarafından fark edildi ve eve götürülerek misafir edildi. Bilahare Peygamber Efendimizin huzuruna götürüldü. Müslüman olduktan sonra durumunu bir süre gizlemesi tavsiye edildiği halde Mekke'nin orta yerinde İslamiyet'i kabul ettiğini haykırdı. Saldırıya uğrayıp ağır bir şekilde dövüldüğü halde bunu birkaç kez daha tekrarladı.
İman edince, Hz. Muhammet ona; ''Ebu Zer künyesini verdi.'' Lakabı; ''Mesih-ül islam'dır.''
Hz Muhammed'in vefatından sonra Hz. Ali'nin Halifeliğini destekledi. Bu muhalefeti yüzünden Hz. Osman tarafından Medineye 5 Kilometre mesafedeki Rebeze'ye gönderildi. 653 yılında Rebeze'de vefat etmiştir. Rebeze'de defnedilmiştir. 281 Hadis rivayet etmiştir.
