08 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Resulullah'ın övgüsüne nail olan hanım sahabi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

ESMA binti Umeys bin Ma'd bin El-Haris bin Teym bin Kab bin Malik bin Kuhafe bin Amir bin Rebia bin Ganim bin Muaviye bin Zeyd el-Has'amiyye.

Habeşistan'a ve Medine'ye olmak üzere iki hicretlerinden dolayı, Resulullah'ın övgüsüne mazhar olan iki hicret sahibi kadınlardandır…

Cenazenin tabutta taşınması hakkında ilk malumatı veren Hz. Esmâ Binti Umeys'dir. Hz. Esmâ Habeşistan'da iken hıristiyanların cesedi nasıl taşıdıklarına şahit olmuştu. Bunu daha sonra Hz. Fâtımâ validemize anlatmıştı. Bu uygulama ilk olarak Hz. Esmâ'nın tavsiyesi ve Hz. Fâtımâ'nın vasiyetiyle Hz. Fâtımâ'nın cenazesinden itibaren kullanılmaya başlanmıştı.

Üç büyük sahabeye, yani; Hz. Cafer, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ali (ra)'ya hanımlık yapma şerefine nail olmuştur.

Enişte yönünden herkesten şerefli olduğu söylenmiştir. Çünkü kız kardeşlerinden Hz. Meymune Bintu'l-Haris Hz. Peygamber'in, Ümmü Fadl Hz. Abbas'ın ve Selma Binti Umeys ise, Hz. Hamza'nın hanımları idi.

Metaneti ve sabrı çok üst seviyelerdeydi. Buna örnek olarak El-İsabe'de şöyle bir vakia geçmektedir: ''Oğlu Muhammed'in Mısır'da öldürüldüğü haberi kendisine ulaşınca evinin mescidinde ikamet etmeye başladı ve öfkesini yuttu. Öyle ki göğsünden kan gelmeye başladı.''

Hz. Esmâ rüya tabirinde de bilgi sahibiydi. Nitekim Hz. Ömer çok kere kendisine gider, rüyalarını ona anlatır ve tabir ettirirdi.

Hz. Esmâ, Efendimiz'in ''mü'min kız kardeşler'' diye övgüsüne mazhar olan meşhur hanim sahabelerdendir. 10 veya bir rivayete göre 9 kiz kardeşlerdi.

Hz. Esmâ, ilk Müslümanlardandır. Efendimiz, İslam'ı ilk yaymaya çalıştığı sıralarda müşriklerden yana pek çok sıkıntı çekmiştir. Peygamberimiz Ashabı ile bir araya geldiklerinde müşrikler onları sürekli rahatsız ediyorlardı. Efendimiz ve Ashabı, müşriklerin tacizlerine maruz kalmamak için daha sakin bir yer olan Safa Tepesindeki İbni Erkam'ın evini toplantı yapmak maksadıyla kullanmaya başlamışlardı. Hz. Esmâ Müslüman olma şerefine nail oldu. Kendisinden sonra da eşi Hz. Cafer Müslüman oldu.

Müşriklerin işkencelerine dayanamayan mü'minler Peygamberimizin emri ile Habeşistan'a hicret etmişlerdi. Mü'minler Habeşistan'a iki defa hicret etmişlerdi. Hz. Esmâ ve eşi Hz. Cafer bu ikinci hicrete katılmışlardır. Hz. Cafer'de kafilenin başındaydı. Habeşistan'da iken Hz. Esmâ ve Hz. Cafer'in üç çocuğu dünyaya gelmiştir. Bunlar; ''Muhammed, Abdullah ve Avn'dır.''

Habeşistan'da birkaç sene kaldıktan sonra Hicri yedinci yılda Medine'ye hicret ettiler. Efendimiz Habeşistan'da bulunan muhacirleri göndermesi için Necaşi'ye Amr İbn Umeyye ed-Damri'yi göndermiştir. Sonra elli iki kişilik bir kafile bir gemiye binip Medine'ye döndüler ve Efendimiz bu sürpriz karşısında çok sevindi. Nitekim Hayber yeni fethedilmişti. Efendimiz: ''Hayber'in fethine mi, yoksa Ca'fer'in gelişine mi hangisine sevineyim bilemiyorum?'' buyurmuştu.

Hz. Cafer, hicrî sekizinci yılda Mute savaşında şehit düşmüştü. Hz. Esmâ'nın eşi Cafer'in şehit olduğundan henüz haberi yoktu. Çocuklarını yıkayıp güzel kokular sürmüştü ki Efendimiz, geldi ve: "Ey Esmâ! Cafer'in oğulları nerede?" diye sordu. Hz. Esmâ çocukları getirdi. Peygamberimiz çocukları bağrına basıp, öpüp kokladı ve dayanamayarak, ağlamaya başladı. Hz. Esmâ bu manzarayı görünce bir şeyler olduğunu anladı ve: "Ya Resûlallah! Anam babam sana feda olsun! Sen niçin ağlıyorsun? Yoksa Cafer ve arkadaşlarından sana acı bir haber mi erişti?" diye sorunca, Efendimiz: "Evet, onlar bugün şehit oldular!" buyurdu.

Hz. Esmâ bu sözleri duyunca birden feryat kopardı ve ağlamaya başladı. Bunun üzerine Efendimiz, şöyle buyurdu: ''Ey Esma! Ağzından uygunsuz ve kaba bir söz kaçırma ve göğsünü de dövme!''

Peygamberimiz, Hz. Cafer'in şehit olduğu haberini Esma Binti Umeys'e bildirdikten sonra hanesine gidip zevcelerine: ''Cafer ailesi için yemek yapmayı ihmal etmeyiniz'' buyurmuştur. Bunun üzerine üç gün boyunca Hz. Cafer'in ev halkına yemek verilmiştir. İslam tarihinde ölü evine yemek verilmesi ilk kez o zaman gerçekleşmiştir.

Hz. Ebû Bekir ile Evliliği

Resulullah, dul kalan Esmâ binti Umeys'i Huneyn gazvesi sıralarında, hicri 8. yılda Hz. Cafer'in şehadetinden 6 ay kadar sonra Hz. Ebu Bekir ile evlendirdi.

Hz. Esmâ, Resûl-i Ekrem'in hanımlarıyla birlikte veda haccında bulunmuştu. Esmâ'nın bu sırada doğum sancısı tuttu ve el-Beyda mevkiinde Muhammed İbn Ebi Bekr'i dünyaya getirdi.

Peygamberimiz, en yakın arkadaşı olan Hz. Ebu Bekir'in ölümü yaklaşınca kendisini, hanımı Esmâ Binti Umeys'in yıkamasını vasiyet etti. Hz. Esmâ bu vasiyeti yerine getirmiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *