Hz. Lokman'ın ibretli öğütleri...
DÖRT
zamanda dört şeyi korumak gerekir;''Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır.''
İki şeyi hâtırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır.
Bunlar;
''Allah'ü Teâlâ'nın büyüklüğü ve ölümdür. İki şeyi de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik ile dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.''
Lokman Hakim'in oğluna nasihatları'nın bir kısmı şöyledir: ''Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Geminin takvâ, yükün imân, hâlin tevekkül olsun, umulurki kurtulursun.''
Ey oğlum! ''Âlimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde, toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyâcım yok diyerek de ilmi terk etme.''
Ey oğlum! ''Allah'ü Teâlâyı anan hâtırlayan insanlar görürsen onlarla otur. Âlim olsan da, ilminin faydasını görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen, sana öğretirler. Allah'ü Teâlâ onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allah'ü Teâlâyı ziktetmeyenleri görürsen onlardan uzak dur.''
Ey oğlum! ''Horoz senden daha akıllı olmasın! O, her sabah zikir ve tesbih ediyor, sen ise uyuyorsun.''
Ey oğlum! ''Seçilmiş kullara teslim ol, kötülerle dost olma.''
Ey oğlum! ''İnsanlara iyilikleri emir ve nasihat edip kendini unutma! Yoksa mum gibi olursun. Mum insanları aydınlatır, fakat kendini yakıp eritir.''
Ey oğlum! ''Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.''
Ey oğlum! ''Kötü huydan, gönüldağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş bulamazsın.İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol.''
Ey oğlum! ''Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tamâ etmekten sakın. Kazâya râzı ol ve Allah'ü Teâlâ'nın sana verdiği rızka kanâat et.''
Ey oğlum! ''Dünyâ geçici ve kısadır. Senin dünyâ hayâtın ise azın azıdır. Bunun da azının azı kalmış, çoğu geçmiştir.''
Ey oğlum! ''Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.''
Ey oğlum! ''Sükût etmekle pişmân olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır.''
Ey oğlum! ''Helâl lokma ye ve işlerinde âlimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor.''
Ey oğlum! ''Âlimler meclisine devâm et. Bahar yağmuru ile yeryüzünü yeşillendiren Allah'ü Te'âlâ, âlimlerin meclisindeki hikmet nûru ile de müminlerin kalbini aydınlatır.''
Ey oğlum! ''Amel ancak yakın Allah'ü Teâlâya olan ilim ve mârifet ile yapılır. Herkes yakini nisbetinde amel eder. Amel noksanlığı, yakin noksanlığından gelir.''
Ey oğlum! ''Bir hatâ işlediğinde hemen tövbe et ve sadaka ver.'' Ey oğlum! ''Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma. Uyuduğun ve uyumak mecbûriyetinde kaldığın gibi, ölüme de mahkûmsun. Dirilmekten de şüphe ediyorsan, uykudan uyanma. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.''
Ey oğlum! ''Helâl kazanç ile yoksulluktan korun. Yoksul kimse şu üç musibetle karşılaşır: Din zayıflığı, akıl zayıflığı ve mürüvvetin kaybolması.''
Ey oğlum! ''Merhamet eden merhamet bulur. Sükût eden selâmete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan günâhkar olur, diline hâkim olmayan pişmân olur.''
Ey Oğlum! ''Dünyâ malından yetecek kadarını al, fazlasını âhiret için hayra sarfet, Sıkıntıya düşecek ve başkasının sırtına yük olacak şekil de tembellik etme.''
Ey oğlum! ''Sakin kimseyi küçük görüp hakâret etme. Çünkü onun da senin de rabbimiz birdir.''
Lokman Hakim'in oğlu: Babacığım, insanda hangi haslet daha iyiydir? diye sorunca; ''Temiz, hâlis din.'' buyurdu. Eğer iki haslet olursa? ''Din ve mal'', üç haslet olursa? ''Din, mal ve hayâ.'' buyurdu. Dört haslet olursa? dedi. ''Din, mal, hayâ ve güzel ahlâk.'' buyurdu. Beş haslet saymak icâbederse diye sorunca; ''Din, mal, hayâ güzel huy ve cömertlik.'' buyurdu. Altı haslet sayarsak deyince; ''Eu oğlum! Allahü teâlâ her kime bu beş iyi hasleti verdiyse, o kimse mümin ve müttekidir. Allahü teâlâ katında veli ve sevgilidir. Şeytanın şerrinden uzaktır.'' buyurdu. Oğlu: Babacığım, insandan en kötü haslet hangisidir? dedi. ''Allah'ü Teâlâyı inkârdır'' buyurdu.
Hafs bin Ömer'den rivâyet edildi ki: Lokman Hakim, yanına bir hardal torbası koydu ve oğluna nasihat etmeye başladı. Her bir nasihatte bir hardal tânesini çıkardı. Nihâyet hardalları tükendi. Sonra da;
Ey oğlum! Sana o kadar nasihat ettim ki, şâyet bu nasihatler bir dağa verilseudi, dağ yarılır, parça parça olurdu'' buyurdu.
