İlliyyin...İlliyyun...
Allah'ü Teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
''Hayır o kâfirler gibi olmayın. Çünkü itâatkâr olan iyilerin kitâbları amelleri, hiç şüphesiz İlliyyîn'dedir.'' (Mutaffifîn, 18)
Hafaza; koruyucu melekler, yâni Kirâmen kâtibîn, bir kişinin amel defterini Allah'ü Teâlâ'ya arz ettiklerinde; "Siz kulları'mın üzerine hafazasınız. Kalbini bilen benim. Amelini hâlis ettiğinden yâni amellerini ihlâsla, Allah rızâsı için yaptığın'dan, onun defterini İlliyyîn'e koyun. Çünkü onu af ve mağfiret ettim" diye Allah'ü Teâlâ vahyeder, bildirir. (Zemahşerî)
İlliyyin:
''Mü'minlerin, öldükten sonra rûhları'nın, nîmetler ve lezzetler içinde bulunduğu yer.''
Mü'min ölüm döşeğine yattığı vakit, melekler çeşitli misk kokulu ipek mendil ile gelip, rûhunu bedeninden ayırırlarken; "Ey mut'ma'inne Hakîkate ermiş, bu sebeble kendisinde hiçbir şüphe ve tereddüt kalmamış nefs, sen Rabbin'den, Rabbin de senden râzı olduğu hâlde, Allah'ın rahmet ve keremine dön!" derler.
Rûh çıktığı vakit, o kokular arasına konur, ipek mendil üzerine bağlanır ve İlliyyîn'e götürülür... (Hadîs-i şerîf-İhyâ-ül-Ulûm)
Mü'min ölenlerin, İlliyyîn'deki rûhları, arasıra yâni Allah'ü Te'âlâ dileyince, mezarlardaki cesedlerine gönderilirler. En çok Cumâ geceleri böyle olur. Birbirleri ile buluşur, konuşurlar. ''Rûhlar; İlliyyîn'de iken, cesed olmaksızın da, nîmetlenir, lezzetlenir.''
(İmâm-ı Yâfiî)
İnsanı, şehvetler, Allah'ü Teâlâ'nın düşmanı olan nefsin arzû ve istekleri kaplamıştır. O, bunlarla mücâdele etmekle vazîfelidir. Şehvetlerin düşkünü oldukça, esfel-i sâfilîne, aşağıların aşağısına, hayvanların ve şeytanların seviyesine iner. Şehvetlerini yendikçe, İlliyyîn'e ve meleklerin derecesine yükselir.
(İmâm-ı Gazâlî)
***
İlliyyun'un anlamı:
İlliyyûn, ''yücelik manasına gelen ulüvv veya İliyy kökündendir.'' (el-Mutaffifûn, 18-19.)
"İyilerin kitabı amel defteri İlliyyûndadır. İlliyyûn'un ne olduğunu sen nereden bileceksin? Yazılmış bir kitap vardır orada Mukarrap melekler ona şahit olurlar" (el-Mutaffifûn, 83/18-19).
İlliyyûn; ''iyilerin makamıdır.''
Dahhak, Mücahit ve Katade'ye göre: "Mü'minlerin ruhlarının bulunduğu yedinci göktür." Dahhak'tan diğer bir rivayete göre: "Bu Sidretü'l-Münteha'dır; Allah'ın bütün emirleri oraya kadar varır. Derler ki: "Ya Rabbi, bu kulun filandır." Halbuki Allah o kulunu onlardan daha iyi bilmektedir. Allah katından, o kulun azaptan emniyette olduğunu bildiren bir mühürle mühürlü bir emanname gelir."
Bir rivayet de şöyledir:
''Mü'minin ruhu alındığında, yani mümin öldüğünde ruhu göğe çıkarılınca göğün kapıları onun için açılır. Melekler onu müjdelerle karşılarlar. Onunla beraber çıkar, Arş'a kadar varırlar. Arşın altından onlara bir sahife çıkar ve üzerine kulun ameli yazılır. Kıyamet gününde hesaptan kurtulacağını belirten bir mühürle de mühürlenir. Bu işleri mukarrap melekler görürler'' (es-Suyûtî ed-Dürrü'l-Mensûr)
Katade'den gelen rivayete göre; "İlliyyûn yedinci göğün üzerinde, Arşın sağ ayağı yanındadır."
Berâ b. Âzib, Hz. Peygamber (s.a.v)'den şunu nakleder:
"İlliyyun; yedinci kat gökte Arşın altındadır."
İbn Abbas (rr.a)'den:
"İlliyyûn yeşil zebercetten bir levhadır, Arşa asılmıştır. Müminlerin amelleri ona yazılmıştır."
Bununla beraber; İlliyyûn'un Cennetin yüce makamlarından birisi olması da mümkündür. İbn Abbas'tan gelen bir rivayette:
"İlliyyûn Cennettedir" denmektedir. İlliyyun'un Arşla ilgili olması, Cennetle ilgili olmasını engellemez. Surenin 22-28. ayetlerinin, ebrar'ın Cennetteki hayatını ve elde ettikleri nimetleri anlatması da bunu kanıtlamaktadır.
"İyiler elbette nimet içindedirler. Koltukları üzerinde oturup bakarlar. Yüzlerinde nimetin sevinç ve parıltısını sezersin. Onlara mühürlü, halis bir şaraptan içirilir ki içildikten sonra misk gibi kokar. İşte yarışanlar bunun için yarışsınlar. O şarabın karışımı tesnimdendir. Bir çeşme ki Allah'a yaklaştırılanlar ondan içerler" (el-Mutaffifûn, 83/22-28).
İbn. Ömer'den rivayet edilen bir hadiste Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurur:
"İlliyûndakiler yerlerinden Cennete bakarlar. İçlerinden birisi Cennete baktığı zaman yüzünün nurundan Cennet aydınlanıverir. Cennettekiler: "Bu nur nedir?" diye sorarlar. Bu soruya: Taat ve doğruluk ehli olan iyilerin yurdu İlliyyûndakilerden birisi baktı" diye cevap verilir" (Ebû Dâvûd).
Diğer bir rivayette ise şöyledir: "Cennet halkı İlliyyûndakileri gökyüzünde parlak yıldızın görüldüğü gibi görürler" (Kurtubî).
Mü'minlerin amelleri İlliyyûna nakledilir ve oraya yazılırken mukarrap melekler buna şahit olmakta, bunu görmektedirler.
İlliyyûn ehlinden olabilmek, Allah'ın hoşnut olacağı salih amelleri işlemekle mümkündür. Ebû Umâme'den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Aralarında batıl ve lüzumsuz söz konuşulmadan bir namazdan sonra kılman diğer bir namaz İlliyyûna yazılır" Yani bu iki namazın ikisi de ister akşam ve yatsı gibi farz olsunlar, ister sabah ve kuşluk namazları gibi biri farz diğeri nafile olsun, aralarında batıl bir söz konuşulmadan kılınırlarsa, mukarrap meleklerin İlliyyûnda yazılmasına şahit olduğu amellerdendir (et-Ta'vil Câmi'u li'l-Usûl).
