Vatanın Kutsallığı ve Askerlik...
ŞEHİTLİT mertebesi, peygamberlikten sonra ulaşılması en zor üst değerlerden biridir.
Sınırlar da nöbet tutarken şehit olanların mertebesi ise, bunların en üstün olanıdır. Çünkü Dinimizde vatanın sınırlarında tutulan nöbet, en büyük ibadetlerden biri sayılmıştır. Hadis-i Şerifler Allah yolunda nöbet tutma'nın fazileti'nin büyüklüğünü değişik şekillerde ifade etmektedirler:
"Allah yolunda bir gün hudut nöbeti tutmak, dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Sizden birinizin kamçısının cennetteki yeri, dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Kulun Allah Teâlâ'nın yolunda akşamleyin veya sabah erken vakitteki yürüyüşü de dünyadan ve dünya üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır" (Buhârî)
***
''Çocuklarım Güneydoğu'da askerlik yapsın istemiyorum. Endişeliyim.Bu çocuklar ne olacak? diye düşünüyorum. Güneydoğu'ya askere göndermek istemiyorum.''
Bu sözler; ''TÜSİAD Başkanı Sayın Ümit Boyner'e ait''. Anadoluda meşhur bir söz vardır. ''Para insanı konuşturur, elbise de yürütür.''
Anadolu kadını, çocuğunu dizlerine yatırıp ninilerken, ''benim oğlum büyüsün. Büyüsünde askere göndereyim'' der.
Hayatımda en sevdiğim meslek askerliktir.
Hele hele Kahraman TÜRK Ordusu mensubu olabilmek, o camia da askerlik yapmak, ölmek ve şehit olmak kadar üstün bir görev olabilirmi? Sayın Başkan, bir anne yüreğiyle söylemiş olsa gerek. Çünkü annelerde olan merhamet duygusu bir başkadır. Kendi eşim bile, 40 yaşındaki oğlunu, hala çocuk olarak görüyor. Ancak, 17-20 yaşındaki çocuları'nın başına kına yakarak, Çanakkale'ye, Yemene ve Balkanlar'a gönderen anneleride düşünmeliyiz. Aynı merhameti onlarda taşıyordu. Vatan, Bayrak, Sancak olmazsa Dinde olmaz.
''Vatanı olmayanın dinide olmaz.''
Sarıkamışta, Balkanlarda, Çanakkale de ve Yemen de bu kadar şehit vermeseydik, şu anda bizimde vatanımız olmazdı. Mübarek topraklarımız, düşma'nın çizmeleri altında olacaktı. Bu şehitler verilmeseydi Iraklı Müslüman kadınların çilesini bizde çekerdik.
''Cenab-ı Allah'n temiz kulları olduğumuz için, cesur, heybetli ve güçlü bir orduy'a sahibiz.''
Bu memleketin ekmeğini yiyen, suyunu içen bütün haklarından yararlanan her vatandaş askerlik görevini yapmak mecburiyetindedir. Ölüm, sadece Güneydoğuda değil, batıda da ölüm var. Bu Allah'ın canlılara vermiş olduğu tahsisattır. Zamanı gelen ölür. Buna inanarak yaşamalıyız. Zengin çocukları'nın askerlik hizmetini yapmakta güçlük çektiklerini biliyoruz. Onların bir kısmı çifte vatandaş veya Bedelli askerliğin çıkmasını beklerler. Rahat büyümüşler, sıkıntıya gelemezler. Ben öyle değilim. Bu yaşımda Devletim Ordum bana tekrar askerlik yapacaksın dese, severek, gimezsem namerdim.
Burada kimseyi incitmek veya tenkit etmek istemiyorum. Sadece geçlerimize ''Güneydoğuda mutlaka ölüm var'' gibi açıklamalar'ın doğru olmadığı gibi, üç beş çapulcuyu da sevindirir diye düşünüyorum.
Bu vatan, bizim vatanımız.
Yüce Türk Milletinin vatanıdır.
Yaşamasını bildiğimiz gibi, ölmesinide bilmeliyiz. Çanakkale de 57. Ala'ya 26 Nisan Arı burnun'da karaya çıkıp Conkbayırın da 19.Tümen K. Kur.Yb. M. Kemelin 25 Nisanda verdiği komut: ''Ben size taaruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum'' komutuyla Çanakkale kazanıldı.
İşte ben Türklüğü, vatanımı ordumu bunun için seviyorum.
