09 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ensârın sancaktarlarından: Sa'd Bin. Ubade...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İkinci Akabe bîatinda Müslüman oldu.

Bîatte seçilen 12 temsilciden biri de Hz. Sa'd bin Ubâde'dir. Çok zengin ve cömert idi. Efendimiz, Medîne-i münevvereye hicret ettiğinde, Hz. Hâlid bin Zeyd'in evinde yedi ay misâfir olmuştu. Sa'd bin Ubâde, Peygamberimize bu misâfirliği sırasında her gün yemek göndermiştir. Hicretin ikinci yılında yapılan ve ilk gazve olan Ebvâ gazvesinde, Hz. Sa'd bin Ubâde Medîne'de vekil olarak görevlendirildi. Peygamberimiz, Bedir savaşi yapilmadan önce müşâvere heyetini topladiginda, Sa'd bin Ubâde hazretleri de bu heyette bulunmuştur. Bedir ve Uhud savaşlarina katilmiştir. Uhud savaşinda Peygamberimiz Hazrec kabîlesi'nin sancagini Sa'd bin Ubâde'ye vermiştir. Bu savaşta düşman karşisi da büyük bir sebatla savaşmiştir.

Müreysi gazâsinda ensârin sancagi onun tarafindan taşinmiştir. 627 yilinda vuku bulan Gared gazvesinde, orduya erzak olarak, on deve yükü hurma vermiştir. Onun bu hizmeti üzerine Peygamberimiz, ''Allah'ım Sa'd'a ve Sa'd ailesine rahmet eyle!'' diyerek, duâ etti ve buyurdu ki:

''Sa'd bin Ubâde ne iyi kimsedir.''

Hazrec kabîlesinden olanlar da dediler ki:

''Yâ Resûlallah! Sa'd bin Ubâde aramızda büyüğümüzdür. Babası da öyle idi.''

Kuraklık ve kıtlık yıllarında halkı doyururlar, yolda kalanlara da yardım ederlerdi. Misâfirleri ağırlarlar, musibet ve ihtiyaç zamanlarında yardım yaparlar, kabileleri yurtlarına göçürürlerdi.

Bunun üzerine Peygamberimiz buyurdu ki:

''Câhiliye devrinde en ileri olanınız, İslâmiyette de en ileridir.''

O, Ensârın sancağını taşıdı:

Hendek savaşı yapılmadan önce, Peygamberimiz istişâre için Sa'd bin Mu'âz ve Sa'd bin Ubâde'yi çağırmıştı. Bu istişâre sırasında, Peygamberimizin emirlerine uymakta en ufak bir tereddüt göstermeyeceklerini ve müşriklerle savaşmaya, canlarını fedâ etmeye hazır olduklarını belirtmişlerdir.

Bu sırada gösterdikleri sebat ve düşmanla çarpışma hususundaki kararları karşışıda, Efendimiz, çok memnun olmuştur. Hendek savaşına da katılan Sa'd bin Ubâde, bu savaşta ensârin sancagini taşimiştir.

Hendek savaşindan hemen sonra yapilan Benî Kurayza gazâsinda bütün orduya yiyecek vermiştir. Hudeybiye antlaşmaşinda ve Bîat-i Ridvânda bulundu. Hayber gazvesindeki ordunun kumandanlarindan birisi de Sa'd bin Ubâde idi. Mekke'nin fethinde de bulundu. Bu sırada sancaklardan birini de o taşıdı. Bundan sonra vuku bulan Huneyn gazvesinde Hazrec kabîlesinin sancağını taşıdı.

Sa'd bin Ubâde hazretleri, vefât edinceye kadar canıyla ve malıyla devamlı hizmette ve cihadda bulunmuştur. Medîne civarında pek çok arazisi, bağı ve bahçesi vardı. Evi, Medîne'nin kenar mahallesinde idi. Mescid-i Nebîye uzak olduğu için, orada bir mescit yaptırmıştı.

Hz. Sa'd bin Ubâde, sülâlece cömert bir âiledendi. Dedesi, ''Et, yağ isteyen, Düleym'in evine gelsin'' diye nida ettirir ve gelenlere et ve yağ dağıtırdı.

Su sadakası iyidir:

Hz. Sa'd, dedelerinden beri sürüp gelen bu cömertliklerini, Müslüman olduktan sonra daha çok artırmıştır. ''Allah'ım, bana cömertlik yapabileceğim mal ver'' diye duâ ederdi.

Ashâb-i kirâm içinde Ashâb-i Suffa denilen kimsesiz, yoksul Müslümanlardan hergün 80 kişiye yiyecek ve içecek verirdi.

Efendimiz, hicret edince de, Efendimize her gece et, süt ve tereyağı veya yemek gönderirdi.

Annesi vefât edince, Peygamberimiz'e gelip dedi ki:

''Yâ Resûlallah! Annem öldü. Ona ne iyilik yapabilirim?''

Efendimiz buyurdu ki:

''Su sadakası iyidir. Zîrâ sadaka vermek, Allah'ü Teâlâ'nın gadabını yumuşatır. İnsanı azâbdan kurtarır. Eceli gelmemiş olan hastanın şifâ bulmasına sebep olur.

Bunun üzerine Hz. Sa'd bin Ubâde Medîne'de bir kuyu açtırdı. ''Sikâye-i âl-i Sa'd'' adını verdiği bu su kuyusunu Müslümanların iştifadesine sundu.

Savaşlarda çok şehit vermişlerdir. Sa'd bin Ubâde ve Sa'd bin Mu'âz bu kabîlelerin en ileri gelenlerinden idi.

Her ikisinin de İslâmiyete hizmetleri ve Müslümanlar için gösterdiği fedakârlıkları, akılları şasırtacak derecede idi. Bu uğurda feda etmedikleri hiçbir şeyleri kalmamıştı. Mallarıyla, canlarıyla hizmet ettiler. Sa'd bin Mu'âz Peygamberimiz hayatta iken şehit olmuştur.

Hz. Sa'd bin Ubâde, Hz. Ebû Bekir'in halîfeliği sırasında Medîne'de ikâmet etti. Sonra Şam tarafinda Havran'a gitti. Ömrü'nün sonuna kadar orada yaşadi. 635 senesinde orada vefât etti. Gûta kasabasında defnedildi.

Sa'd bin Ubâde hazretleri, Peygamberimizden bizzat hadis-i şerif rivâyet etmiş ve hadis-i şerif ögrenmekle meşgul olmuştur. Rivâyetleri, meşhur hadîs kitaplarindan olan Kütüb-i sittenin dördünde yer almiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *