ÇÖMÜDÜN MÜ? YAR!
Çömeldi mi?
Çömelmedi mi?
Çömdü mü?
Çömmedi mi?
İşte Türkiye"nin gündemi.
Herkes işi gücü bırakmış çömelmeyi tartışıyor.
Gereksiz.
Ve de abeste iştigal işler.
Boş işler.
Çömelse ne olur?
Çömelmese ne olur?
PKK gemi azıya almış,
Asker artık siperde,
Polis mehteran bölüğü gibi,
Özel günlerde "SÜS" için sahnede.
Şovenist Kürt"ler ÖZERKLİK istiyor,
Irkçı, Kürtler bağımsızlık istiyor.
Kendi dilinde eğitim,
Otonom bölge, yakın hedef.
DBP istekleri bunlar.
Öcalan"ın yıllardır hedefleri bunlar.
Biz çömelmeyi tartışıyoruz.
Hatta daha iyi çömelmeyenler de ortaya çıktı.
Bay Kılıçdaroğlu gibi.
O çömelmeyi sevmiyor.
Debreli Hasan gibi dimdik ayakta duracakmış.
Karakolun yeri belli,
Irak sınırına 2 km mesafede.
Havan topu menzilinde,
Suikast silahı KANAS menzilinde.
Adamı maazallah keklik gibi avlarlar.
Yok, arkadaş çömelmeyecekmiş.
Şu boş işlerden biraz doluya geçmek istiyorum.
Türkiye"nin Genelkurmay Başkanı da çömelmişti.
Korkudan mı?
Hayır, bölgenin yapısından.
Bölgede yedi yılını geçirmiş biri olarak söylüyorum.
O dağlar,
O sarp arazı.
İnsana öyle tuzaklar kurar ki!
Anlayamazsınız.
Her çalının arkasında,
Her tümseğin berisin de,
Her fundalığın gerisinde bir kahpelik yatar,
Türk"e ihanet kol gezer.
Dostlar kusara bakmasınlar,
Başbakanın çömelmesini sonuna kadar haklı buluyorum.
Onu çömelten oradaki güvenlik önlemleridir.
3 km ye kadar menzili olan bir kanas mermisi,
PKK"ya müthiş bir avantaj verebilir di.
Vurulmuş bir Başbakan haberinin Türkiye"ye neler kaybettireceği,
Ekonomimizin ne hale geleceği,
PKK"nın nasıl bir üstünlük kazanacağını,
Kimse hesaplamıyor herhalde?
Atmayın dostlar din kardeşiyiz misali,
Kimse kahraman olarak ortalıkta dolaşmasın.
Çatışma anlarını yaşamayan,
Keleş mermisinin vınlamasını dinlemeyen,
İzli merminin ışık harmonisini seyretmeyen,
Kimsenin konuşma hakkı olduğunu zannetmiyorum.
Çatışmanın ortasında olmak başka,
Hariçten gazel okumak başka.
Küçük bir anekdotla satırlarımı bitirmek istiyorum.
Yıl 1992
Tercüman Gazetesi adına,
Peşmerge, korumasında bir İstihbarat subayı refakatinde Talabani ile görüşmek için Süleymaniye"ye gidiyordum.
Yarı yolda PKK"nın pususuna düştük.
Korkunç bir çatırtı.
Mermiler sağdan soldan yağmur gibi geliyor.
Kendimizi zar zor bir kayanın altına attık.
Çatışma iki saat sürdü.
Çatışma sırasında komutan bana dönerek;"Ali belinde silah var, çekip iki üç tane de sen atsana " dedi.
Evet, dostlar bir saat kaya altında yatarken ben o anki ortamda belimde tabanca olduğunu bile unutmuştum.
Sonunda Türk Helikopterleri gelip bölgeyi temizledi.
Biz de kurtulduk.
Ama hiçbirimiz çatışma boyunca ayakta değildik.
Hepimiz çömelmiştik.
Sanal ve de ÇAKMA kahramanlara duyurulur.
