11 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Beşir bin Sa'd...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

BEŞİR bin Sa'd Medîneli Müslümanlardan idi. İkinci Akabe Bîâtine katılmış, her türlü tehlikeye karşı, Resûlulla'hı koruyacağına dâir orada söz vermişti. Resûlulla'hın bütün savaşlarına katılmış, büyük fedâkarlıklar göstermişti.

Yedikçe artan hurma:

Beşîr bin Sa'd'ın kızı anlatır:

''Hendek savaşının yapıldığı günlerdi. Ashâb-ı kirâmın yiyecek bulamadığı, başta Peygamber efendimiz olmak üzere açlıktan karınlarına taş bağladıkları zamandı. Annem, Amre binti Revâha beni çağırdı. Bir avuç hurma verdi.''

Kızım! ''Bunun babana ve dayın Abdullah bin Revâha'ya götür'' yesinler, dedi.

Ben de alıp götürdüm. Yolda Resûlullaha rastladım. Şöyle buyurdu:

''Kızım! Yanındaki nedir?''

Yâ Resûlallah! yanımdaki hurmadır, annem, babamla dayımın yemesi için gönderdi.

''Getir onu!''

Ben de hurmaları iki avucuna döktüm, avuçlarını bile doldurmamıştı. Sonra bir bez getirilmesini emretti. Bez getirildi ve yere serildi. Resûlullah efendimiz bezin üzerinde hurmaları dağıttı. Sonra yanında bulunanlara

''Kumanyaya geliniz, '' diye Hendek halkına sesleniniz!

Orada bulunanlar ve Hendek halkı bezdeki hurmadan yedikleri hâlde hurmalar bitmedi.

Ebû Mes'ûd şöyle anlatır:

''Biz Sa'd bin Ubâde'nin meclisinde idik.Resûlullah efendimiz yanımıza geldi.Beşîr bin Sa'd kendisine suâl etti:

Yâ Resûlallah! Allah'ü Te'âlâ bize, sana salevât getirmenizi emretti. Acaba sana nasıl salevât getireceğiz?

Resûlullah efendimiz sükût edip cevap vermediler. Biz de,

''Keşke, Beşir sormamış olsaydı, '' diye, temenni ettik.

Biraz sonra Resûlullah efendimiz Salli bârik duâlarını okuyarak böyle duâ etmemizi emrettiler.

Hizmet şerefini kazandık:

Peygamber efendimiz âhırete teşrif edince Eshâb-ı kiram, Benî Said gölgeliğinde toplanmış, halifenin seçilmesi mes'elesi üzerinde duruyorlardı. Ensardan olan Müslümanlar, Sa'd bin Ubâdeyi halife seçmek istiyorlardı. Hz. Beşîr ayağa kalkıp:

''Ey Müslümanlar! Muhammed aleyhisselâm, Kureyş kabîlesindendir. Halîfenin de, O'nun kabîlesinden olması dahâ uygundur. Yerinde bir iştir. Evet biz önce Müslüman olduk. Malımızla, canımızla, İslâma hizmet şerefini kazandık. Lâkin bunları Allah ve O'nun Resûlünü sevdiğimiz için yaptık. Bu hizmetimiz için dünyâda bir karşılık beklemiyoruz, '' dedi.

Hz. Ebû Bekir ise, halifelik için Hz. Ömer ve Ebû Ubeyde'den birinin seçilmesini tavsiye buyurmuş, fakat her ikisi de bundan kaçınmışlardı. Hatta Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir'e bîât etmek isteyince, Beşir bin Sa'd daha süratli hareket ederek ondan önce Ebû Bekir'in elini tuttu ve biat etti.

Beşir bin Sa'd hazretleri, Hz. Ebû Bekir'in hilafeti zamanında Ayn-ül-Temr muharebesinde şehid düştü.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *