11 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Resulullah'ı göremediği için gözleri açık gitti

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Zeyd İbn-i Amr, kendi hikâyesini şöyle anlatır...?

Yahudilik ve hıristiyanlığı inceledim. Onları kabul etmedim. Çünkü ikisinde de içimi rahatlatacak birşey bulamadım. Orada burada İbrahim'in dinini aramaya başladım. Nihayet Şam diyarına geçtim. Bana kitapdan bilgisi olan bir rahipten söz edildi. O'na gidip durumu anlattım. O şöyle konuştu :

''Ey Mekke'li! Senin, İbrahim'in dinini aradığını zannediyorum'',

''Evet, onu arıyorum'' dedim. Konuşmasına şöyle devam etti :

''Sen bugün mevcut olmayan bir dini arıyorsun. Fakat sen memleketine git. Allah senin kavmin den İbrahim'in dinini yenileyecek kimseyi gönderecektir. Eğer yetişirsen, ondan ayrılma''.

Zeyd, va'dedilen peygamberi aramak için adımlarını hızlı hızlı atarak, Mekke'ye doğru yola çıktı.

Yoldayken Allah, Hz. Muhammed'i doğruluk ve hak diniyle gönderdi. Fakat, Zeyd ona yetişemedi. Çünkü bazı bedeviler ona saldırıp Mekke'ye varma'dan öldürdüler. Zeyd, Rasûlüllah'ı (s.a.v.) göremeiği için gözleri açık giti.

Zeyd son nefeslerini verirken gözlerini semâya dikip şöyle dedi :

''Ya Rabbî! Beni bu hayırlı şeyden mahrum ettiysen, oğlum Sâîd'i ondan mahrum etme''.

Allah Te'âlâ, Zeyd'in duasını kabul buyurdu, Rasûlüllah (s.a.v.) insanları ''İslâm'a davet etmeye başladığında, Sâîd İbn-i Zeyd Allah'a iman eden ve peygamberinin elçiliğini tasdik edenlerin öncüleri arasındaydı.''

Bunda şaşılacak birşey yoktu. Sâid, Kureyş'in içinde bulunduğu sapıklığı beğenmeyen bir evde büyüyüp hayatını hakkı arayarak geçiren ve hak peşinde soluk soluğa koşarken ölmüş olan bir babanın kucağında terbiye edilmişti. Saîd tek başına müslüman olmamış, karısı, Ömer İbnu'l-Hattab'ın kızkardeşi Fatıma ile birlikte müslüman olmuştu.

Onlar, Ömer İbnu'l-Hattâb'ın müslüman olmasına sebep oldular.

Sâîd İbn-i Amr İbn-i Nufeyl delikanlılık ve gençiik çağlarındaki bütün enerjisini İslâm'ın hizmetine harcadı. Bedir hariç, bütün olaylarda Rasûlül-lah'la birlikteydi. Bedîr'de yoktu, çünkü Hz.Peygamber onu önemli bir işte görevlendirmişti.

Yermuk'da kaydettiği kahramanlıklar pek müthiştir.

Saîd şöyle anlatır:

Yermuk'da 24 bin veya ona yakındık. Bizanslılar ise, 120 bin kişiyle bizim karşımıza çıktılar.Sanki gizli ellerin hareket ettirdiği dağlar gibi ağır adımlarla bize yöneldiler. Önlerinde piskoposlar, patrikler ve papazlar ellerinde haçlarla, yüksek sesle dualar okuyarak, yürüyorlardı. Onların arkasında da askerler gök gürültüsüne benzer bir şekilde, onların okuduğu duaları tekrar ediyorlardı.

O anda Ebü Ubeyde İbnu'l-Cerrah müslümanları savaşa teşvik edip şöyle dedi :

''Ey Allah'ın kulları! Allah'a yardım ediniz ki, o da size yardım etsin ve ayaklarınızı sabit kılsın. Allah'ın kulları! Sabrediniz, Sabır küfürden kurtuluştur. Rabbinin rızasını kazanmaya ve hayaya sevkedî-cîdir. Mızraklarınızı düşmana doğru tutup kalkanlarınızı kendinize siper ediniz. Sükûta sarılın. İçinizden sadece Azız ve Celîl ofan Allah'ı zikrediniz. Ta ki Allah'ın izniyle ben size emredinceye kadar''.

Sâîd anlatmaya devam etmektedir:

O anda müslüman saflarından birisi çıktı ve Ebû Ubeyde'ye şöyle dedi :

''Ben şu anda ölmeye karar verdim. Senin Rasûlüllah'a göndereceğin bir mesajın var mı?''

Ebû Ubeyde şöyle dedi :

''Benden ve müslümanlardan ona selâm söyle ve ayrıca de ki : Ya Resûlallah! Biz Rabbimizin va'dettiğini gerçek olarak gördük''.

Onun bu sözünü işitip, Allah düşmanlarıyla karşılaşmak üzere kılıcını sıyırır sıyırmaz kendimi şiddetle yere attım ve diz üstü çöküp mızrağımı ileri uzattım ve bize doğru gelen ilk süvariye dürttüm. Daha sonra Allah kalbimdeki bütün korkuyu çekip almış olarak, düşmana atıldım. Diğerleri de Bizanslılar'ın üzerine atıldı. Allah mü'minleri muzaffer kılıncaya kadar onlarla savaştık.

Sâîd İbn Zeyd, bundan sonra Şâm diyarının fethinde bulundu. Onlar müslümanlara itaat edince, Ebû Ubeyde onu oraya vali yaptı. Müslümanlardan ilk Şam valiliği yapan Sâîd olmuştur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *